Teniste Wimbledon Heyecanı Vardı! “Yeşil Yaz”
Sporda tam bir, “Yeşil Yaz” yaşandı bu sene. Parfüm isimlerinden bahsetmiyorum elbette! Futbolun yeşili, tenisin yeşiline rastgeldi! Euro 2024 ve tenisin çim sezonu ve tabii Wimbledon birlikte ilerleyerek, aynı gün final yaptı. Her ikisinin kazananı da İspanyollar oldu desek abartmış olmayız.
Yazıma, geçtiğimiz pazar günü oynanan, Wimbledon Tek Erkekler Finalini yorumlayarak başlayayım. 2021 Yılı Roland-Garros Elemelerinde seyrettiğim günden itibaren, büyük bir hayranlık ve merakla takip ettiğim, Carlos (Carlitos) Alcaraz, “Yeşil Yaza” damgasını bir kez daha vurdu!
Carlitos, Wimbledon Finalinde karşılaştığı, Novak Djokovic’i, 2 inci kez ve 3 Sette mağlup ederek, 21 yaşında, ünvan savunmuş bir şampiyon haline geldi. Keza, 21 yaşında, tenisin 3 farklı zemininde, Grand Slam Turnuvası kazanmakla kalmayıp, bunlardan en zor ustalaşılanındakini savunması, her türlü övgüyü hak ediyor!
Carlitos’un rüştünü ispat etmesi kolay olmadı! 20 yıla yakın süredir, tenisin “3 Büyüklerini” benimsemiş hayran kitleleri, başarılarına ihtiyatlı yaklaştılar! Oysa, John McEnroe, Martina Navratilova, Tim Henman ve Rick Macci gibi tenis otoriteleri, baştan itibaren; “Bu çocuk herkesden farklı, kuşaklar ötesi bir yeteneğe bakıyoruz!” Demeyi sürdürdüler.
Carlitos, yoluna, sansasyondan etkilenmeden, emin adımlarla devam edecekmiş gibi görünüyor. Murcia’lı mütevazı Ailesi; Eski dünya 1 Numaralarından olup, 15 yaşından itibaren hocalığını üstlenmiş, Juan Carlos Ferrero ve etrafını saran muhteşem ekibiyle beraber, çok sağlam basıyor yere!
Şimdiki hedefi, 26 Temmuz’da başlayacak Olimpiyatlarda, altın madalya!
Alcaraz, geçen sene, 5 setlik epik Djokovic galibiyetiyle, ilk Wimbledon ünvanına ulaştığında, “Wimbledon Prensi” yakıştırması yapılmıştı. Federer, 8 Wimbledon şampiyonluğu ile, rekoru elinde tutarken; Alcaraz, Federer’in veliahtıdır düşüncesindeyim. Kaç Slam daha kazanır, falcılık yapmaktan hoşlanmıyorum. Ancak, tahminim, çim, en favori zemini olacaktır şeklinde. Zaten, başlarda, “idolüm Federer” diyordu. Haliyle, Nadal gibi bir efsane, İspanyol olunca; Bu sözler, pek politik/diplomatik bulunmadı sanırım. 3 Büyüklere, eşit mesafede durup, konuşuyor!!! Carlitos bahsini şimdilik kapatayım. Büyük şampiyon Novak Djokovic ile devam edeyim.
Novak, enfes mücadele ettiği, Roland-Garros’da, üst üste oynadığı 5 setlik maçlar esnasında sakatlanmış ve menisküs ameliyatı geçirmişti. Çim sezonunu pas geçer herhalde denilirken, Wimbledon’a katılmakla kalmadı; Finale yükselip, puanlarını da savundu! Hala dünya 2 Numarası. Djokovic; Jannik Sinner, Carlos Alcaraz ve hatta diğer yeni yeteneklerle fiziki mücadelede, belki bildiğimiz Djokovic olamayacak artık. Normal! Unutmamak gerek, yaşı 37. Ancak, hala çok formda ve kendini iyi hissettiği sürece, en üst düzey rekabette var olmaya devam edecektir kanaatindeyim. Kupa töreni konuşmasında, 9 yaşındaki oğlu Stefan’a koçluktan bahsetti, nükteli şekilde. Şampiyonun gelecek planları hazırdır!
Erkekler Finali sonrasındaki, klasikleşmiş kupa törenine, “All England Club’ı” himaye eden, Galler Prensesi Catherine de katıldı. Bir süredir kanser tedavisi gören ve programlardan uzak kalan Prensesi, iyi ve neşeli görmek hoştu.
Bu Wimbledon’da, mütevazı olmakla beraber, çok hak etmiş iki kadın tenisçi Final oynadı. Sezonun en flaş ismi, İtalyan Jasmine Paolini ve Çek Barbora Krejcikova. 3 Setlik nüyük mücadeleden, Krejcikova galip çıktı. Muhteşem Çiftler kariyerini, toprak ve çim Slam şampiyonlukları ile süsleyen Barbora, artık dünya 10 Numarası! Paolini ise, 5 Numaraya yükseldi.
Wimbledon’da, Tek Kadınlarda, Milli Tenisçilerimiz, Zeynep Sönmez ve İpek Öz, Ana Tabloya yükselmek için mücadele ettiler. Zeynep, Roland-Garros Ana Tablo başarısından sonra, Wimbledon’da da Ana Tabloya çok yakındı ama olmadı.
Wimbledon esnasında, Zeynep ve Hocası Mert Ertunga’nın yollarını ayırdıklarını da öğrendik! Atakan Karahan, Junior, Ahmet Kaplan ise, Tekerlekli Sandalye Quad Kategorilerinde, ülkemizi hem Teklerde hem Çiftlerde temsil ettiler. Milli Tenisçimiz Berfu Cengiz, WTA Canlı Sıralamasındaki, halihazır 240 Numarası konumu ve aktif turnuva katılımları ile sezonda daha iyi yerler için mücadelede. Aynısı, ATP 257 Numarası Ergi Kirkin için de geçerli. Tüm Millilerimize, kariyer yollarında başarılar diliyorum. Dünyanın en iyileri ile mücadelenizde takipteyiz ve yanınızdayız!
Kısa Yeşil Yaz, yeniden Kırmızı Yaza dönüştü bile. Bir kez daha toprak kortlardayız. Olimpiyat tenisi için geri sayım da başladı. Rafael Nadal’ı Carlos Alcaraz ile Çiftler oynarken seyredeceğiz. Rafa, bu hafta, gençlik yıllarının favori turnuvası, Bastad Açık’ta, Casper Ruud ile ekip olarak, Çiftler kategorisinde müsabık. Yazımı kaleme alıyor olduğum şu sırada ise, Bjorn Borg’un oğlu Leo ile, Teklerde karşılaşmaya hazırlanıyor. Vamos Rafa!
Sağlık, spor ve tenisle bezenmiş günler dilekleriyle.