Bir tenis sezonunu daha geride bıraktık. Erkekler tarafında, 2023’ün son mücadelesi ATP Nitto Finalleri için, yılın en başarılı 8 tenisçisi, 12-19 Kasım tarihlerinde, Torino’da, 12.350 seyirci kapasiteli Pala Alpitour Stadyumu’nda korta çıktılar. PalaOlimpico olarak da bilinen bu muazzam kapalı tesis, 2006 yılı Kış Olimpiyatları için inşa edilmişti. İtalya’nın en büyük kapalı arenası olduğunu da not düşelim.
Görevi Londra’dan devralmış bulunan Torino, Finallere, 3 üncü kez evsahipliği yaptı. Artık tenis tarihinde kökleşen Turnuvanın ise 54 üncüsü idi bu yılki Finaller.
İtalyanların evsahipliğine ve tenis seyircisinin kalitesine değinmeden geçemeyeceğim. Tenis, aniden durma ve hızlanma sporudur. Hatta durduğunuz noktadan topa ulaşma hızınız çok kıymetli bir göstergedir. İtalyan seyirciler de koltuklarında bu ritmi yakalamışlardı. DJ ile coşan ve kısacık puan aralarında adeta futbol seyircisine dönüşen kalabalık, anında sessizleşmeyi de bildi Turnuva süresince. İtalyanların gururu, dünya 4 üncüsü Jannik Sinner, finale yenilgisiz ulaşırken, hem tarih yazdı hem seyircisine ayrı bir coşku yaşattı. Saçlarının renginden ilham alan ve dünyayı onunla dolaşan ateşli hayranları Havuç Adamlar da (Carota Boys), keyifli görüntüler verdiler. Sadece onlar değil, neon turuncu tişörtler giymiş seyirciler kameralara yansıdı devamlı surette.
Gelelim Turnuvadaki maçlara ve analizine; Bu sene, Novak Djokovic, Finallere, dünya sıralamasında 1 inci olarak geldi; Onu, Carlos Alcaraz takip etti. Djokovic, Turnuvadaki ilk maçını kazanınca, dünya 1 inciliği de tescillendi ve Finallerin 2 inci gününde kupasını aldı.
Format olarak, 2 grup halinde ve round-robin olarak oynanan maçlarda, yeşil ve kırmızı gruplar, şöyle oluştu. Yeşil Grup: Novak Djokovic, Jannik Sinner, Stefanos Tsitsipas ve Holger Rune. Kırmızı Grup: Carlos Alcaraz, Daniil Medvedev, Andrey Rublev ve Alexander Zverev.
Yılın ilk yarısında büyük başarılara imza atan; Keza, Djokovic karşısında galip gelerek Wimbledon şampiyonu olan Carlos Alcaraz, yılın 2 inci yarısında aynı başarı grafiğini çizemedi. Genç yetenek, geçen sene sakatlığı nedeni ile katılamadığı, ATP Finallerinde ilk kez korta çıktı. Oyun stiline çok uymayan indoor hızlı kort tecrübesi de bulunmayan Alcaraz, 1 inci maçında Zverev’e 3 sette mağlup olsa da, Rublev ve Medvedev maçlarını kazanarak, grubunu lider tamamladı.
Djokovic ise, galibiyetle başladığı Yeşil Grup maçlarında, Sinner’e yenilip, sakatlanan Tsitsipas’ın yerine Turnuvaya dahil olan Hurkacz’e de set verince, Grubundan 2 inci olarak Yarı Finallere yükseldi.
Format gereği, Yarı Finallerde, iki grubun birinci ve ikincileri maç yaptılar. Böylelikle, yeni bir Djokovic/Alcaraz mücadelesi.seyrettik. Kanaatimce, Alcaraz’ın indoor hızlı kort tecrübesi, ‘Maestroya’ kafi gelmedi bu defa. Ancak, çok hızlı öğrenen Carlitos, Turnuva esnasında bile gözle görülür bir gelişim gösterdi. Diğer Yarı Final maçında ise; Medvedev, üstün performans gösteren evsahibi yıldız Sinner’e yenildi ve Finale ulaştık.
Finale, seyirci desteği, gruptaki Djokovic galibiyeti ve yükselen form grafiği ile çıktı Sinner. Bir hafta içerisinde Djokovic’i 2 inci kez yenmesi gerekiyordu diğer bir ifade ile. İşte tam bu noktada, Djokovic hususiyeti devreye girdi. Tüm o grup maçları, seyirci faktörü vs önemsizleşti. Kortta iyice büyüyerek, Finali kolayca kazandı.
2024 yılında, erkekler tenisinde yıldızlaşan 2 kuşağın genç yetenekleri arasında çok heyecanlı ve keyifli bir mücadele seyredeceğimizden hiç şüphem yok. Ancak, her ne zaman Djokovic’e rakip olurlarsa, ayrı bir hırs, güç, taktik ve irade ile kalplerini kortta bırakmaları gerekecek. Artık iyice anlaşıldı ki; yaşından, aleyhine bir durumdan ve yenilgiden uzun uzadıya etkilenmeyen Joker Djokovic, kariyerinin son anına kadar savaşçı kalacak! “Djokovic Gençlere Karşı” serisi tüm hızıyla devam ediyor.
Sağlık ve sporla bezenmiş güzel bir hafta dilekleriyle,