Dünya tenisinin ilkbahar heyecanı artarak devam ediyor. Kadın ve erkek kategorilerinde beraber düzenlenen, 1000 puanlı Barselona, Madrid ve Roma Turnuvalarının ardından, Fransız Açık veya meşhur adıyla Roland-Garros heyecanı başladı.
Halen elemeleri devam eden toprak kort Grand Slam’i biraz buruk olacak bu sene; “Toprağın Kralı” Rafael Nadal; sakatlık ve form bulma sürecinin, tüm gayretine rağmen Fransız Açık’a katılmama kararı aldırttığını, 2024’ün de çok büyük ihtimalle emeklilik senesi olacağını açıkladığı bir basın toplantısı düzenledi geçen hafta. Nadal’ı bu sene kortta görecek miyiz? O da net değil. Anlaşılan Davis Cup’ı hedeflemiş. İşin içinde bir hüzün daha var. Bu büyük tenisçi, Roland-Garros dışında kalarak, sıralamada da ilk 100’e veda edecek.
Nadal haberlerine üzülen toprak kort takipçileri, Roland-Garros’dan hemen önce düzenlenen Madrid Açık’ı, ‘bir toprak kort düşmanı’ tabir edebileceğimiz, Daniil Medvedev’in kazanmasına hem şaşırdılar hem sevindiler. İlk 10 rekabeti vites büyütmüş görünüyor zira. Medvedev, “artık toprak kortu seviyorsunuzdur herhalde” diyen yorumcuya, “yavaş gelişen bir arkadaşlık diyelim” şeklinde nükteli yanıt verdi.
Novak Djokovic, Roma Açık’ta tam formunu bulmuş izlenimi vermedi. Keza, tenisin yeni yıldızlarından Holger Rune’ye yenildiği çeyrek final maçını seyredenlere, “emeklilik vakti mi yaklaştı onun da” dedirtti. Rune’nin, Djokovic ile yapmış bulunduğu 3 maçın 2 sini kazanarak, ender bir başarıya imza attığını da not düşelim. Yine de, Nadal’ın yokluğunda, Djokovic, 5 setlik maç tecrübesiyle, Roland-Garros’u kazanmaya en yakın isimlerden biri elbette.
Yükselen başarı çizgisi ve geçmişe nazaran olgun tavırlarıyla Holger Rune de Roland-Garros’da zirveye oynayacaklar arasında hiç kuşkusuz.
Diğer bir yeni yıldız Sinner ise, büyük yeteneğine ve önemli başarılarına rağmen, sık hastalanan bünyesi ve sakatlıkları ile takipçilerini endişelendiriyor.
Gelelim, dünya tenisinin yeni süperstarı Carlos Alcaraz’a; Alcaraz, Roland-Garros’a, Djokovic’den yeni devraldığı dünya 1 numarası sıfatıyla, seri başı olarak katılacak. Genç yıldız, sezonun ilk Grand-Slam’i Avustralya Açık’a sakatlığı nedeniyle katılamamıştı ama 2023 yılında yapmış bulunduğu 33 maçın 30 unu kazandı. Ancak o da Roma Açık’a sürpriz bir yenilgiyle erken veda etti. Carlitos, Roland-Garros’un en büyük favorilerinden biri muhakkak.
Kadınlar tenisinin en göz dolduran isimleri; Rybakina, Swiatek, Sabalenka ve Jabeur’u, toprak kortta seyretmek için sabırsızlanan tenisseverler, oyunu iyiden iyiye domine eden Rybakina’nın toprak kortta Swiatek’i yenebilecek güce ulaşmış olabileceğini düşünür oldular. Kadınlar tenisinin çok genç yeni yıldızları da var; Mirra Andreeva gibi. Onların başarılarının uzun soluklu olma emarelerini Roland-Garros’da da takip ediyor olacağız.
Yazıyı tamamlarken, tenis platformlarında eleştirilen milli tenisimizin güncel durumuna dair kısa bir görüş yazmak isterim. Roland-Garros bağlamında, erkeklerde elemeleri geçemedik, kadınlarda ise elemelere dahi katılamadık. Türk tenisseverler olarak, gönlümüzden ilk yüzde tenisçilerimizi görmek geçiyor tabii. Bu tartışma, her büyük turnuva ile alevleniyor sonra sakinleşiyor. Zor konu. Neden böyle?
Çok neden sayılabilir çok çözüm önerilebilir. Her birinde de mutlaka bir akıl ve haklı taraf vardır. Kanaatimce, kurumsal bir strateji tazelenmesi olacak ise, bebeklikten profesyonelliğe yetenek tespiti ve odaklı; entegre yurtdışı ayağı da bulunan ciddi bir program tatbik edilebilir. Bu, herhangi bir alandaki başarıyı arttıracak formüldür aslında, ancak uygulanması da en zor olanıdır. Ülkemizde pek çok iş, iyi niyetle başlar sonra sarpa sarar.
Spor ve moral dolu günler dileklerimle