Teniste sezon sonu yaklaşırken, turnuvalar ve haberler hız kesmiyor. Hatta, ortalık biraz karıştı!
Suudi Arabistan aracılığı ile tenise enjekte edilen uluslararası sermayenin, sporu şekillendirişini seyrediyoruz aslında!
ATP ve WTA ile Suudi Makamları arasında imzalanmış bulunan anlaşmalar uyarınca yürütülen dönüşümün/takvimin etkileri, önümüzdeki yıldan itibaren daha fazla hissedilecek! Gelenekselleşmiş 250 puanlı turnuvalardan bazıları iptal olacak mesela. Daha büyük ve genç seyirciye de hitap edecek yeni organizasyonlar devreye girecek!
Tenisi daha karlı bir “iş” haline getirmek için gösterilen çabada, en az düşünülenler elbette tenis emekçileri: Profesyonel tenisçiler! Lütfen kusuruma bakmayın. Kapitalizme dair minicik bir parantez açılıverdi zihnim birden! Mesleki deformasyon biraz da!
Milyonlar kazanan sporculara dair mazlum edebiyatı da nereden çıktı demeyin. Haklarını koruyacak bir örgütlenmeleri dahi yok! Evet; 2019 yılında, Novak Djokovic ve Vasek Pospisil önderliğinde bir Birlik (PTPA-Profesyonel Tenis Oyuncuları Birliği) kurdular ama aradan geçen 5 yıl zarfında, bu Birliğin sesini neredeyse hiç duymadık! Pasif kaldı! Belki şu an, böyle bir yapılanmaya, her zamankinden daha fazla ihtiyaçları var!
Tenisçilerin sıkıntıları, sadece en popüler isimler ses çıkardığında gündeme geliyor. Son dönemde, Carlos Alcaraz ve Iga Swiatek ses yükselttiler!
Peki gündeme gelen konular neler;
– Tenis sezonu uzun; 11 ay! Neredeyse hiç ara verilmiyor başka bir deyişle.
– Turnuva sayısı fazla! Denilebilir ki; Seçici olunabilir. Bunu da, Jannik Sinner iddia etti. Tenisçilerin değil de, sistemin yanındaymış gibi göründü. Kusura bakma Jannik ama seçici olmak pek mümkün değil! Neden? Anlatayım;
Öncelikle, oynanması zorunlu turnuvalar var. Ayrıca, bir sezon oynayıp başarılı olduğunuz tüm turnuvalardaki performansı, sonraki sezon da, en az tekrarlamanız icap ediyor ki; Puanlarınızı ve dolayısıyla dünya sıralamasındaki yerinizi savunabilesiniz. Bu işin asgarisi!
Sponsonlarınız da, bazı yerlerde, ve gösteri turnuvalarında boy göstermenizi bekliyorlar tabii. Milli temsiller var. Kendi ülkenizdeki organizasyonlar var! Var da var!
– Özellikle ATP, oyunu hızlandırmak adına, devamlı kural değişikliklerine gidiyor. Bu, oyunculara ve ekiplerine ne şekilde aktarılıyor ve görüş alınıyor mu? Kocaman bir soru işareti! Servis aralarında, kronometre durmuyor şimdilerde. Bir sayı bitiyor; 25 saniye içerisinde, takip eden servisi kullanmalısınız. Bunu sağlamak adına, COVİD zamanı terk edilen “pis” bir uygulamaya dahi geri dönüldü. Top toplayıcı çocuklar, oyunculara havlu servisine başladılar yeniden!
Alcaraz’ın başı bu “25 sn ile” belaya girdi. Şu an oynanmakta olan, ATP 500 Çin Açık/Pekin’deki ilk maçında, Fransız tenisinin yeni ümitlerinden, Giovanni Mpetshi Perricard ile karşılaşıyordu. İlk seti bitirme oyununda, önce zaman ihlali uyarısı ve set sayısında da, ilk servis cezası aldı. Çok hızlı bir oyuncu, görünürde oyalama içerisinde değilken, iş tuhaflaştı. O da tepki verdi. Hakeme; “Bu tenis değil! Böyle oynamak imkansız! 100 metre mi koşuyoruz? Diye isyan etti.
Teniste yapısal dönüşüme dair yorumlarımı şimdilik burada bırakayım. Jannik Sinner ve doping soruşturması ile devam edeyim.
Sinner, geçtiğimiz Mart ayında oynanan Indian Wells esnasında ve sonrasında, 8 gün içerisinde, 2 kez teste tabi tutulmuş ve yine 2 kez pozitif sonuç çıkmıştı. Varlığı tespit edilen yasaklı anabolik steroid; Closteboldü. Bu, kamuoyu ile 5 ay sonra, soruşturma bitimini müteakip paylaşıldı. Aklandı denildi! Süreç, ATP ve ITIA- Uluslararası Tenis Dürüstlük Ajansı tarafından gizlilik içerisinde yürütülmüş ve Sinner’ın savunmaları kabul edilmişti. Sinner, temize çıkarken, bulgu; “Suç veya İhmalden” tamamen aklanma idi.
Elbette, konu çok konuşuldu. Sular durulmadı! Sinner’a ayrıcalıklı mı davranılmıştı?
Nihayet, dün, WADA- Dünya Anti-doping Ajansı; davayı temyiz etme hakkını kullandı! Konu artık, CAS-Spor Tahkim Mahkemesi’nde ele alınacak!
WADA tarafından yapılan açıklamada; Bulgu olarak sunulan; “Suç veya İhmal Yoktur.” Hükmümün, mevcut kurallar dahilinde, “doğru” olmadığı görüşü ile Sinner’ın müsabık statüsünün, 1 ila 2 yıl süreyle askıya alınmasının istendiği, duyuruldu. Bununla beraber, aynı açıklamadan, WADA’nın, halihazır ünvanlar ve puanların peşinde olmadığını da anladık!!! Bakalım CAS, nasıl bir karar verecek.
Sinner, halen, Çin Açık’ta ünvan savunuyor ve Çeyrek Finale yükseldi! Yarın, Jiri Lehecka ile oynayacak.
Tatsız (!) konuları bırakıp, mevcut turnuvalardan bahsedeyim biraz. ATP 500/WTA 1000 Çin Açık/Pekin ve ATP 500 Japonya Açık/Tokyo, bu satırları yazarken devam ediyor. ATP 1000 Şanghay Masters ise, 2 Ekim’de başlayacak.
ATP Finalleri, bu yıl da Torino da yapılacak; 10-17 Kasım’daki Finallere, Sinner, Zverev, Alcaraz ve Djokovic’in katılımları, puan olarak garantilendi! Bakalım diğer 4 isim, kimler olacak?!
WTA Finalleri ise, Riyad’da düzenlecek! 2-9 Kasım tarihlerindeki Finallere katılımları kesinleşen tenisçiler, şimdilik; Iga Swiatek ve Aryna Sabalenka. Diğer 6 ismi, önümüzdeki turnuvalar esnasında öğreniyor olacağız.
Bir haberim de, eski toprak Marin Cilic’ten. Ortalıkta görünmeyen Hırvat raket, ATP 250 Hangzhou Açık’a davetle (WC) katılıp, 24 Eylül’deki Finalde, Çin’in yükselen ismi Zhizhen Zhang’i mağlup etmeyi başardı. Cilic, sözkonu ünvanla, dünya 777 numarası pozisyonundan, 212 inciliğe yükseldi. Bu, bir rekor olarak geçti kayıtlara!
An itibariyle, WTA 1000 Çin Açık’ta mücadele eden; Naomi Osaka, Patrick Mouratoglou; Coco Gauff ise, Matt Daly ile çalışmaya başladılar. Naomi’nin sonu, Simona’ya benzemesin! dedim, haberi duyduğumda. Hatırlarsınız; Simona Halep de, Patrick Mouratoglou ile çalışmaya başladığında, büyük haber olmuştu. Simona, eski görkemli günlerine dönmek istiyordu. Ne yazık ki, Çin’den ithal edilip, Simona’ya sunulan bir kolajen takviyesi, içeriğindeki yasaklı bulaşık madde sebebiyle, neredeyse Simona’nın kariyerini bitiriyordu!
Simona demişken; Ömümüzdeki Avustralya Açık ile dönüş müjdeledi.
Uzun ve büyük servislerin tenisçisi, Milos Raonic’in emekli olacağını öğrendik bu arada.
Riyad, bir organizasyon için daha kolları sıvamıştı. 16-19 Ekim’de, Riyad’da gerçekleştirileceği belirtilen, 6 Kral Slamine; Rafael Nadal, Novak Djokovic, Jannik Sinner, Carlos Alcaraz, Daniil Medvedev ve Holger Rune’nin katılacağı lafları var, geçtiğimiz Şubattan bu yana! Bugün, bir promosyon videosu ile hız kazanmış durumda bu haberler!
Spor, tenis ve sağlıcakla kalın!