Türkiye geneli federasyon seçimleri yapıldı. Türkiye Tenis Federasyonu Başkanlığına Şafak Müderrisgil seçildi. Kendisi ile ilgili merak edilenleri daha önce kısaca tenis kamuoyu ile paylaşmıştık. Genel kurul herşeyiyle gayet güzel ve başarılı geçti. Başta Genel Sekreter Serhat Altınel olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürler.
Tenis kamuoyunda sıkça sorulan (Şimdi ne olacak?) sorusu var. Sayın Müderrisgil ise, “Tenis ekosisteminden aldığım sinyaller, Türkiye’nin tenis politikalarında ve stratejilerinde ihtiyaç duyulan değişim ve değişim konusunda bana iletilen talepler nedeniyle bu alanda lider rolüne talip oldum. Türk Tenis Hamlesi’ni başlatmak için geliyorum” demişti. Herkes bu tam olarak ne demek diyor. Kimse henüz ne yapılacağını bilmiyor. Bence henüz kendiside bilmiyor. Çünkü her şey çok ani gelişti ve sonuçlandı. Fakat Şafak Hanım bir tabuyuda yıktı.
Eskiden yönetimde bu kadar çok kadın üye olmazdı. Şimdi ise şaşırtıcı derece başkan dahil toplam 5 kadın var. Tenis federasyonu yönetim kurulu yıldızlar topluluğu gibi. Bu insanların kendi işlerinden zaman ayırmaları biraz zor. Futboldan örnek verirsek herkes kendi alanında star, peki sahada kim koşturacak. Sahanın içinde olan yönetici, sevk ve idare gibi işin hamallığını yani hizmet ayağını kimler yapacak. Sayın Müderrisgil ilk yıl muhtemelen izleyerek ve tanıyarak öğrenecek. İkinci yıl ise ne yapacağı konusunda bilgi birikimi ile daha donanımlı olacaktır.
Madalyonun birde öbür yüzü var. Tenis dünyasında sessiz sedasız bir, “Devrim” oldu. Müderrisgil eski yöneticilerinde takdire şayan işleri olmuştur diyor. Doğru söylüyor kimselerin hayallerini dahi kuramadığı muhteşem işler yapıldı. Ama zamanla iki yüzlü ve para için ruhlarını satan insanlar yüzünden rüya ekipler darmadağın oldu. Sonrasında ise birbirlerini yiyerek maalesef pekte güzel anılmayarak tarihe karıştılar. Aslında bir yerde hak yerini buldu.
Ankara’da karşılaştığım iki başkanla Türk tenisi üzerine uzun sohbet etme imkanım oldu. Biri İstanbul diğeri, Ankara olmak üzere iki başarılı başkan. Topspin Tenis Kulübü Başkanı Sayın İsmail Geliç ve İstanbul Tenis Eğitim Spor Kulübü Başkanı Sayın R. Hakan Yılmaz. Her iki başkan bu işin mutfağından geliyolar. Sırasıyla sporcu, antrenör, başantrenör, idareci, öğretim üyesi, yazar ve başkan oldular. Bir çok başarılı projelere imza attılar. Sosyal dernek ve vakıflar aracılığıyla hayır işlerinde de koşturuyorlar. Başkanlarımızın değerini bilelim. Türk tenisi ve spor dünyasında bu adamlardan maalesef az sayıda var. Sayın İsmail Geliç’in hakkını teslim etmek gerekir. Yıllardır verdiği hukuk mücadelesi sonunda bu devrim gerçekleşti. Listede adı olmayan kulüpler Genel Kurulda temsil hakkı kazandı. Başkanlarımıza Türk tenisi adına teşekkür ediyor ve kalpten şükranlarımızı sunuyoruz.
Türk Tenisinde yeni bir sayfa açıldı. Haksız delege sistemi Tahkim’de Hukuk mücadelesi ile kazanıldı. Kendi alanlarında birbirinden başarılı isimler yönetimde. Şimdi hem tenise hemde milletimize hizmet zamanı. TTF Başkanı Sayın Şafak Müderrisgil ve yönetim kuruluna hayırlara vesile olmalarını ve başarılar diliyoruz.
Erkan Bayazıtlı