Gönlünüzün meylettiğine bazen siz bile karışamazsınız. Belki genlerinizde kayıtlıdır; Belki yaşamınız boyunca iyi ve kötü maruz kaldığınız herşey sizi o ana taşımıştır.
Geçen sene, “Acı Şubat” devam ederken, gözlerimde hep nem, yılların televizyoncusu Serhan Asker’in programını seyrediyordum. Bir ara gözüm ekrandan ayrılmış ama kulağım oradaydı. Adı UNESCO’nun, Yaşayan İnsan Hazinesi Envanteri’ne de işlenmiş, büyük ozanımız Neşet Ertaş’ı duydum ve ekrana baktım. Fotoğraflarda kalan onca can, “Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm, gönlüm hep seni arıyor. Neredesin sen? Neredesin sen!..” türküsü eşliğinde adeta veda ediyordu bir kez daha. Karşı koymadım gönlüme bu defa, hıçkırarak ağladım ağladım. Pek çoğumuz gibi.
Yürüyüşlerim esnasında önünden geçtiğim bir binada, tadilat nedeni ile oluşan moloza takılıp duruyor gözüm. Bu minicik yığını kaldırma işi bile ayarlanamadı 2 aydır. Ne büyük yıkım yaşandı acı şubatta!
Depremlerin birinci yılı geride kaldı. Yitirdiğimiz canları andık. Ya gönülleri hep onları arayan, yaşama tutunma çabası devam edenler ne haldeler?
Fay hatlarının nereden geçtiğini ve risk döngüsünü ölçebiliyoruz artık. Bilim ve bilim insanlarımız var. Ölçemediğimiz şey; Siyasetin günlük yaşama, medyaya ve dahi her şeye etkisinin derinliği!
Depremlerin olduğu günler ve bugün de seçimlere rast geldi. Neredeyse başka bir şey konuşulmaz oldu. Farkındasınız değil mi?
Çok uzun zamandır dikkatimizi ilk anda en üst noktaya çıkaracak başlıklarla, fotoğraflarla ve videolarla gündem oluşuyor/oluşturuluyor. Biz de, sağlıklı besleneceğimize, abur cuburla ruh doyuruyoruz böylelikle. Uzun süre abur cubur tüketen bedenler nasıl hastalığa yakalanıyorsa, ruhlarımız da hasta düşüyor.
Depremlerin, medyatik etkisi azaldı. Dikkatler bölgede değil artık. Oysa, ihtiyaçlar bitmedi. İktidara ve muhalefete kızıyoruz belki. Ancak, biz halk olarak, sivil toplum olarak, üstümüze düşeni yapıyor muyuz? Bölgeden bana gelen haberler; Bebeklerin ve kadınların hijyenik ihtiyaçları için dahi hala desteğimize, yardımlaşmamıza büyük ihtiyaç olduğu yönünde.
Dünyadaki adaletsizliğe ve şiddete kızıyoruz. Oralardaki bebekler ve çocuklar için sızlıyor yüreklerimiz. Ya deprem bölgesindeki bebeklerimiz, çocuklarımız ve kadınlarımız? İhtiyaçları ve eğitimleri? Kendini bilmek ve unutmamak gerek!
Bahar umutlarla gelsin!