Paris Olimpiyatlarında Taekwondo’dan çok ümitliydim. Bunu kendi adıma yazıyorum çünkü her olimpiyatta, taekwondo genelde altın madalya konusunda tamamlayıcı olmuştu!
Belkide ilk defa yine kendi adıma, taekwondo federasyonu başkanını ve bilcümle yönetimi eleştirmeyeceğim!
Başkan Bey’in açılışta yaptığı kendince şov da beğenilmiş, beğenilmemiş, eleştiri almış alâkadar bile değilim..!
Bizatihi içinden geldiğim taekwondo camiasının dikkâtini çekmek istediğim konu ya da konular bambaşka çünkü ben, olayların bütününe puzzle parçalarını dağıtıp birleştirerek bakıyorum.
Güzide camianın önemli bir kısmını tenzih ederek yazıma devam edeyim.
Son seçim öncesi şahit olduklarım;
Görecek o Metin!???
Sonra aynı arkadaştan ertesi gün sosyal medyada, başkanı öven bir yazı!
Obaaaa!
Bu olayın şahidi Ankara’da, “anekdotun yaşandığı mekâna” beni bizzat davet eden arkadaşımızdır!
*****
Deleğe belirlemek için yapılan kur’a çekimlerinde nahoş kavgalar, sonu gelmeyecekmiş gibi kakafoni tartışmalar…
Sonra…
Sonrası dön baba dönelim!
*****
Benim hatırladığım Başkan Metin Şahin’in karşısına aday olarak çıkmayı başaran bir isim vardı o da federasyonun eski genel sekreteri sevgili Bayram Hocam.
O seçimde federasyonun diğer seçimlerinde olduğu gibi bende vardım.
Bayram hocamdan tarihi konuşma!
Metin Şahin’in söylediği, “biz büyük bir aileyiz” sözü alıntıdır!
Bu kadar…
Bu tarihi sözle birlikte Metin Şahin, “büyük yara almış!” olsa da tekrar başkan seçildi. (Bu cümlede Bayram Hocamın hoşgörüsüne sığınıyorum) hiciv şart olmuştu.
Sonra tekrar, tekrar ve tekrarlar!
Ve zaten yine sonrasında başkanın karşısına bir aday çıkamadı çünkü adaylık için gereken yeterli imzayı toplayamadı.
Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa!?
Bu ata sözünü bilmeyen var mı?
Yoktur sanırım…
Neyse devam edelim. Nerede kalmıştık?
Hıh tamam…
İmza demiştik, ağaya bağlamıştık!
Herkesin gönlünde mutlaka bir aslan yatar, başkanlık aslanı! Yatmasına yatar da, bari aslanın birinin tüyleri, yelesi, pençeleri farklı olsun değil mi?
Hızardan çıkmış gibi dümdüz..!
Böl, parçala, yut!
Zahmet etmeyin…
Bölündük, parçalandık, buyurun yutun!
Ben başkan adaylığı düşünsem kafamdaki ilk şey şu olurdu…
“Belki de camiaya yapabileceğim en büyük iyilik başkanlığı hak eden birinin lehine çekilmek!”
Bu olacak mı? Olmayacak!
Desem ki;
Cengiz Yağız aday olsun, istemezük!
Bahri Tanrıkulu aday olsun, hop bir kulp!
Oktay Duymaz aday olsun, hop bir kulp daha…
X ya da Y bir arkadaşınız aday olsun..!
Kırk küp, kırkınında kulpu kırık küp. Bilmeyenler için, “tekerlemedir.”
Kimse kızmasın, alınmasın, darılmasın bu benim şahsi görüşümdür. Bana göre camia bir çınar gölgesinde toplanmalı, o çınar da Cengiz Yağız’dır. Neden? Çünkü tecrübe paha biçilemeyecek kadar pahalıdır!
Düşüncelerime katılırsınız, katılmazsınız saygı duyarım.
Saklayın bu yazıyı…
Gelecek geçmişte kodlanmıştır!
Dejavu yaşanırsa eğer, seçim sonrası atacağım başlık şudur;
“Metin Şahin ile yola devam!”
Çıkın üst satırlara…
Dön baba dönelim!
Kalın sağlıcakla