Ben vatandaş kıvamında kendimce böyle tanımlandırdım. Serbest piyasa ekonomisi, “serbest stil”
Makrolar, mikrolar benim çok uzaklarımda…
Fakat bu ekonomiden anlamıyorum demek değil, pratikliği sevdiğimden hep düz hesap gitmişimdir.
Para Politikası
Para politikası konusunda aklımda kalan tek cümle; “bir zamanlar kuyumcu bir arkadaşım kurmuştu bu cümleyi” (Şimdi sana bir milyon lira verip, içinden de bir lira alsam, git bankaya yatır desem, banka senden o parayı bir lira eksik diye bir milyon lira olarak almaz.) İşte para politikası budur, bir lira bile çok değerlidir!
Bu cümle aklıma nasıl yer ettiyse artık; marketlerdeki günü birlik etiket değişikliklerine tahammül edemiyorum..!
Örnekleme yapayım;
Daha bir gün önce 1 lira olan ürün ertesi gün 1 lira 30 kuruş, bir sonraki gün 1 lira 60 kuruş, iki gün sonra 3 lira 40 kuruş…
Diyorum ki; ekonomi bu kadar serbest olmasa da, grekoromen stili olsa..!
Ben alışmışım grekoromene, kurallar belli;
Yüze, boğaza dokunmayacaksın, belden aşağısını tutmak yok ve ayaklarla oyun yapmak da yok… “Serbestte” piyasa her türlü dalıyor cüzdanıma, cebime…
Serbest ekonomi sisteminde, işletmeler ve tüketiciler kendi kararlarını alır ve rekabetçi bir ortamda faaliyet gösterir. Ancak, serbest ekonominin beraberinde getirdiği bazı sorunlar da vardır. İşte ben tam o sorunların ortasında olan vatandaşım.
Serbest ekonomi, rekabetçi piyasa koşullarında arz ve talebin doğal güçlerce belirlendiği bir ekonomik sistemdir ya, işte bu sistem, girişimciliği teşvik eder ve inovasyonu teşvik eden bir ortam yaratır.
Bizde biraz daha farklı sanırım..!
Döviz kuru artmıştır hammaddeye yansır, akaryakıt fiyatı artmıştır navluna yansır ama birader yansıma dediğin ay içerisinde 1 ya da bilemedin 2 kez olur. Nefeslenelim, bekleyelim yok, bugünkü etiket dünkünü yalanlıyor!
Gelir ve Servet Eşitsizliği
Herkes çok kazanacak, herkes illâ çok zengin olacak diye bir kaide zaten yok! Serbest ekonomide, piyasa koşullarının etkisiyle gelir ve servet dağılımında eşitsizlikler ortaya çıkabilmekte bu apayrı bir konu ama ayar diye bir şey var değil mi?
Saat ayarı gibi…
Zemberek boşalmış, akrep yelkovanı kovalıyor, yelkovan akrebi! Bir anda ardı ardına, “mütemadiyen” ,“A’dan Z’ye” birçok ürüne zam yapılmasını anlayabiliyor değilim. Düşünüyorum serbest piyasa ekonomisi girişimciliği teşvik ediyor evet ama, “inovasyonu” yani yeni fikirleri de teşvik ederken bu teşviklerin arasına neden, “bir yıl boyunca zam yapmayalım kampanyası eklenmiyor?” Demek istediğim şu; her ürün dövize ve akaryakıta mı endeksli??? Hadi endeksli diyelim, peki neden bazı marketlerde ürün fiyatları farklılıklar içermekte?
Ben hep şuna takılmışımdır
Sezon sonu nedeniyle yarı fiyatına…!
İndirimli fiyatlara baktığımda içimden doğal olarak şu geçiyor: “Demekki şimdiki etiket üzerinden de para kazanılıyormuş!”
Monopol ve Oligopol Oluşum
Monopol: Çok sayıda bağımsız firmanın küçük parçalar halinde pazarı paylaşması
Oligopol: Oligopol az sayıda baskın firmanın %40’tan fazla bir oranla pazarı paylaşması
Bunlar bilindik akademik sözler ama başka bir oluşum var ki; işte o oluşum bence tüm dengeleri bozan.
Topla, stokla, sür oluşumu!
Durdurulamaz mı? Durdurulur elbet sağlam ve keskin cezalarla, kanun ve kuralların tüm bahanelerin önünü kapatacak şekilde olmasıyla. Siyah ve beyaz gibi, bahaneleri kabul etmeyen.
Acaba diyorum; fırsatçılık ve enflasyon tanımını ayrı mı tutsak!?
Kalın sağlıcakla
“Yazarın diğer makalelerinden”