Uçak yolculuğu
Yol yorgunluğu olmasın, arabayla 8 saat sürecek yolculuğu 1 saate indirmiş olurum düşüncesiyle uçağa binmeyi tercih ettim etmesine de…
İşte o 1 saat boyunca arka koltukta oturan bir ailenin, “çocuk ağlamasın” diye tablette açtığı nakarat halindeki çocuk şarkısını dinlemek daha çok yordu beni!
Ben;
Beyefendi, müziğin sesini kıssanız ya da artık kapatsanız!
Cevap;
Yarım saat sonra iniyoruz zaten!
“İnceliğe bakın, teselli de ediyor!“
****
Ya da bir hafta sonu tatilinde, kafamı dinlerim dediğiniz bir anda duvar delmekle meşgul komşunuz, pencereden, balkondan halı silkeleyen, apartman içerisinde yüksek sesle konuşan, gece kafanızı yastığa koyup rahat bir uyku çekerim diye düşündüğünüz sırada üst katta adeta at koşturan apartman “sakinleri!!!”
Siz hiç pazar sabahı, belediyelerin asfalt kıran kompresörlerinin senfonisini dinlediniz mi?!
****
Dat dadatttt dat…
Bu da, mahalle arasında daha gün ışımamışken öğrenciye hadi ama kornası çalan okul servisi… Hoş geldin belki de uykumuzun en güzel bölümünün içine ortalayan şoför kardeşim… İyi ki varsın.
****
14 Şubat Sevgililer Günü…
Masadan ayağa kalktım, hesabı istedim, çantam koltukta, cüzdanım, sigaram, çakmağım masada duruyor. Genç bir çift yaklaştı, gelip yanımda durdular, ben hesap ödemekle meşgulüm, kibar erkek prensimiz benim henüz terk etmediğim masanın sandalyesini çekip, kız arkadaşına, “otur aşkım” dedi…
Müsaade var mı, oturabilir miyiz diye sormak yok…
Otur aşkım!
Uymayacak ama mecazisi, “süt öküzü!”
****
Metrobüs
Yolcu metrobüse yeni binmiş, ayakta durmaya çalışırken metrobüsün şoförü başka bir yolcuya sesleniyor, “maskenizi takın.”
Dedim ki; sizde telefonla oynamayı bırakın, yolunuza bakın!
Fırsat kollayıp, yakalamak.
****
Alışveriş
Bazen büyük bir markette elinizde tek bir gazete ile kasaya yürürken, alışveriş sepetini tıka basa doldurmuş birisi gözünüzün içine baka baka gelip sizin önünüze geçer ya…
Gel kardeşim, benim kasada işim uzun sürer demek yok; öyle beklersiniz kasadan çıksa da gazetenin parasını ödeyip de gitsem diye…
****
Hissiyat
Yol boş, önünüzdeki araç en az 20 araba mesafe geriden gidiyor, hadi diyorsunuz korna çalıp rahatsız etmeyeyim, veriyorsunuz sinyali önüne geçmek istiyor, gaza yükleniyorsunuz, ilginçtir ki o da aynı anda gaza basıp önüne geçmenize izin vermek istemiyor.
Bunu bazı yarış atları yapar, yanına at yaklaşmadan koşmazmış…
Sonra ayağını gazdan çekip şeridinde kalıyor, sesleniyorsun.
Yürü oğlum kim tutar seni!?
****
Tanıdığım, tanımadığım bende dahil herkes ama herkes mezarlıkların yanından geçerken müziğin sesini kısar ya da kapatır. Eyvallah..!
Saygı diyorum saygı…
Ölümüze var da, dirimize yok mu?