Bizdeki hali sen benimsin ya da kara toprağın!
Her işimiz biraz karışıktır bizim.
İş yerine bağlılığımız karşılığında yok olan bedenlerimiz ve gazı kaçmış ruhlarımız ile inşaa edilmiş bir güruh olma yolunda — vatan, millet, Sakarya tiradı ile ilerleyen bizler!
Bağlılık, loyalty iyi midir?
Prof Linda Gratton’a göre
‘ Bağlılık bir ölümdür!’
Firmalara bakıyorsunuz. İçinde 50 yıl çalışanı oluyor. Önce bir hoşunuza gidiyor. Sonra yahu o kadar zaman bir firmada geçer mi diyor alt beyin! Sadece %59 çalışan işverenine bağlılık duyarken, işverenin sana bağlılığı %32… Yani sen onu değiştirmezsen o seni zamanı gelince kapının önüne koyabiliyor!
Öte yandan, bağlılık hissedilmeyen işe sahip çıkılabilir mi?
Davranışlarımızı ne belirliyor?
Duygularımız mı ya da duygu durumumuz mu?
Olumsuz olanlar ile ya da gerçek üzeri olumlulukla kurulan yetersiz bakiye veren değerler ile inşaa edilen her iş içten içe çökmeye mahkum oluyor…
Duygudan bağımsız kararlar ise yavan mantarlar gibi kendi güdümlü sası işler üretiyor.
Arası yok mu?
Ekmek arası köfte gibi dengeli bir durum, hal ve oluş olamaz mı?
Olur, olabilir fakat önce tanımlara göz atalım.
3 kavramı bilmek şart!
Bazısını dilimizde kullanıyoruz.
‘Ahhh ayol, mudumm düştü!’
Affect, emotions and moods!
İşte ülkemizde karışan ara değerler.
Affect— Etkilenim, etkileşim— duygu ya da duygulanımla bedende olan, tecrübe edilen..
Emotions— Duygular( nedeni belli, kısa süreli, yüze yansıyan, bir harekete bağlı)
Mood—- Duygulanma hali ( nedeni çok da belli değil, daha uzun süreli, yüze değil düşüncelere yansıyan)
Şimdi— ülke olarak tek tek öğrenmemiz gereken şey, bu kavramların ayrı ayrı olduğu ve aynı anda bir olup bizi harekete geçirdiği bilinci.
Duygular evreni derli toplu;
Öfke, sevinç, korku, hayal kırıklığı, sinirlilik, utanma, iğrenme, aşırı istekli olma, kıskançlık, umutlu olmak, sevmek, gurur, üzgün olma,saşırma.
Duyguların iyi tanımlanması kişideki etkisini belirlemek için gerekli…
Nasıl hissediyorsunuz?
Aynen… kelimesini kullanmadan kendinize sorun :)) çünkü yakın zamanların dili atarlı çoğunluğun kullandığı o meşhur kelime;
Aynen!
Gülümsemek— sosyal bir paradır, ve patron etkisi denir, derler! Gülümsemek kazandırır. Ama bunu kızgın bir patrona yaparsanız, sanırım o iş biraz …
Ahlaki Duygular’a dönüşür bazı duygular. Mesela at bokuna basmak bizi utandırır, ama birisinin parasını çalarken yakalanmak da..
Çok üzgünken— sıkılabilirsiniz, yorulabilirsiniz, daralabilirsiniz. İşte bu duygu durumudur. Duygunuz sizi bir hale koymuştur.
Mood’unuz değişmiştir..
Ve mood’a görede etkileniminiz,
Moodunuz kötü ise — etrafınıza saçtığınız o şey, affect’dir.
Yani üzgün olup, depresyona girdiğinizde olumsuz tutumunuz ve çevreye verdiğiniz olumsuz etkilenim— bir dizi olayı başlatır!
Her gün kendinize nasıl hissettiğinizi, bunun duygu halinize yansımasını ve son olarak olumlu ve olumsuz hallerinizi kaydedin.
Ağrısız uyanmak, sakinlik yaratır. Bu şükür ile biraz daha uzun sürerse neşeli kılar. Ve eşinize bir buse kondurursa da sonucu — evden gülerek çıkan mutlu sizi inşaa edebilir. 2014 yılında 148 ülkede bir anket yapılmış. Günlük duygularını bildiren insan yüzdesi nedir? diye… Bolivia %59 ile birinci gelmiş. Yok artık dediğiniİ duyar gibiyim..Merak yok! 5 olumsuz duyguda iyiler :)). Şikayet ediyorlar küfür ede ede, kızgın ve üzgünler..
Havadan nem kapıyoruz!
Duygu durum ve haller;
Kişiliklere, günün o saatine ki bu sabah 10’dan sonra genelde, haftanın o gününe ki Cuma ve haftasonları genelde, hava durumuna, strese, sosyal aktivitesizliğe, kültüre, uykuya, yaşa, cinse, spor yapma alışkanlığına göre değişiyor!
Bazen poker suratız!
Duygusal Kopukluk hali.
Ne hissettiğimizi söylüyoruz ne de olanı..
Etkileyen Olaylar Teorisi — deniyor! Yani iş yerindeki bu duygusallık, işlere yansıyor!
Sağduyuyu güçlendirmek şart o vakit..
Velhasılı…
Bağlılık duygusu için bile doğru teşhis şart.
Şimdi soru şu;
Bugün nasılsınız?