[avatar user=”Yavuz Tanyeri” size=”original” align=”left” /]
Bugün ulaştığı potansiyelle önemli sektörlerden biri olan futbol, Türkiye’nin de dâhil olduğu 16 ülkeye İngilizler tarafından ihraç edilmiştir.
İngilizler tarafından ülkemize getirilen ve bugün milyonlarca insanı aynı anda bir araya getiren futbolun, temel örgütlenme birimleri kulüplerdir. Ancak Türk kulüpçülük akımı, belirlenen hukuk metinleriyle güvence altına alınan bir özgürlük ortamında gerçekleşmemiştir.
O dönemde dernekler (kulüpler) hukuku düzenlenmemiş, futbol kimi uyruklara serbest, kimi uyruklara yasak bir spordu. Öyle bir yasak ki; yapılan futbol karşılaşmalarına Osmanlının zaptiyeleri engel olmaktaydı! Yasaklamanın altında yatan sebep ise, İngiltere’deki futbol karşılaşmalarıydı. Çünkü İngiltere’de ki maçlar çoğu kere denetimden çıkıyor, bu da toplumsal huzursuzluk, gösteri, şiddet ve hatta ölümlere yol açıyor, ulusal güçler ise duruma hâkim olamıyordu.
Osmanlı da futbol ecnebilere serbest iken, Türk takımlarından ise sadece bir kaçı, sarayın özel izniyle maçlara katılabiliyordu. Bu ahval ve şerait içinde futbolun kurallara uygun ve işlevsel olabilmesini sağlamak üzere; Moda, Kadıköy, Elpis, Imogene, Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Altınordu ve Telefoncular takımları 17 Mayıs 1903’te bir araya gelerek İstanbul Futbol Birliğini (İFB) oluşturdular.
Meşrutiyet’e yani 1908’e kadar çekişme, çatışma halinde yürütüldü İFB. Spor kulüplerini de kapsayan Cemiyetler Kanunu Meclis-i Mebusan’da 1909 yılında görüşülmeye başlandı. Erzurum mebusu Ohannes Vartes Efendi, İstanbul mebusu Kozmidi Efendi ve Selanik mebusu Velahof Efendi’nin başı çektiği gayrimüslim vekiller cemiyet ve kulüplerin özgürlüklerinin kısıtlanmasına ilişkin maddeler karşında epeyce direndiler. Lakin spor kulüplerinin denetimini de kapsayan Cemiyetler Kanunu ağustos 1909’da çıkartılmış oldu.
O tarihten bu yana bazı değişiklikler geçiren 112 yıllık kanun, bugün tüm spor kulüplerinin kuruluş ve işleyişini de bağlayan 5253 Sayılı Dernekler Yasası’dır. Spor kulüpleri yaptığı işleyiş bakımından dernek gibi işlev görse de sonuçta spor faaliyeti yapmaktadırlar. Bu nedenle Fenerbahçe, Galatasaray veya Trabzonspor’un kanarya sevenler derneği ya da köy ve kasaba dernekleriyle aynı yasa kapsamında işlev görmesi ne derece doğrudur?
Bu nedenlerden ötürü milyonlarca insana hizmet veren ve yine milyonları ilgilendiren “spor kulüpleri yasası’nın biran önce çıkartılması elzemdir.