Kötülüğün alfabesi.!
Kötülük, farklı kültürlerde, inanç sistemlerinde ve felsefi görüşlerde farklı şekillerde tanımlanır fakat bana göre kötülük kelimenin tam anlamıyla, “zarar” vermektir!
Eğilip bükülecek bir tarafı da yoktur, kötü, kötüdür ve kötüler, kötülük yapmaya eğimli değil, hedef odaklıdır.!
Bir çoğunuzun duyduğunu düşündüğüm bir cümle: “İnsanın içinde olacak!”
Hah işte!
İçindeki dışına vurur, gözlerinde belirir, davranışlarına yansır.
Kötü değilsen hiç zorlama zaten, kötü olamazsın…
*****
Bencillikle kötülük çift yumurta ikizi gibidir. Birbirlerinden bir şeyler aktarmışlardır ruhlarına. Sadece insanların değil, genel anlamda tüm canlıların cehennemini küçük küçük hazırlamaya meyilli, sadistçe bir yaklaşımla ve keyif alarak, örümcek ağı gibi ufaktan işlerler yaşamlara!
Kötü mü doğulur, sonradan mı kötü olunur?
Hepimizde bu potansiyel yok mu? Yani kötülük yapma potansiyeli, kötülük denildiğinde illâ bedene yapılabilecek kötülükten bahsetmiyorum, bir canlının ruhunu derinden parçalayabilme kabiliyetinin harekete geçirilmiş olması! Al sana kötülüğün ağa babası…
*****
Nedir kötülüğün alfabesi?
Bana göre kötülüğün ilk harfi, bencillik!
İkinci harfi, vicdansızlık!
Üçüncü harfi, duyarsızlık.
Dördüncü harfi, ahlâksızlık.
Beşinci harfi, körlük, akıl körlüğü.!
Altıncı harfi, cehalet.
Yirmi dokuz harften cümle kurar, bu bahsettiğim altısından cümleler kurar, cehennemler yaratırsınız..!
*****
“Yüzsüzdür insanoğlu kimse bilmez fendini, kime iyilik yaptıysan ondan koru kendini”
Nasıl ama!?
Mehmet Akif durduk yerde kağıda dökmemiştir bu sözleri!
Bende alıntı yapıp, yazıya süs olsun diye eklemediğime göre!
*****
Şunu soralım kendimize; kötüler pişman olur mu?
Yok, biz bu soruyu öyle tek cevapta geçiştirip yetim bırakmayalım, makalemsi bir dokunuşla devam edip, akılları biraz yormuş olayım!
*****
“Kötüler pişman olur mu?” sorusu, insan doğasına, ahlâki sorumluluğuna ve kötülük kavramına dair derin bir sorgulamayı gerektirir, en azından benim görüşüm budur. Bu konu üzerine düşünmek için psikoloji, felsefe ve hatta nörobilim gibi farklı alanlardan perspektiflerinden yaklaşımda bulunup soruyu açıklayıcı bir şekilde yanıtlamaya çalışalım.
Kötülüğün Kaynağı: Neden Kötü Olunur?
Öncelikle bir insanın neden kötü davranışlar sergilediğini anlamak gerekir. Kötülüğün kaynakları farklı olabilir:
Bilinçli Kötülük: Bazı insanlar kendi çıkarları için, “mesela kıskançlık” bilerek ve isteyerek başkalarına zarar verebilir. Bu durumda pişmanlık hissi, yaptıklarının farkında olup olmadıklarına ve sonuçları üzerinde ne kadar düşündüklerine bağlıdır.
Bilinçsiz Kötülük: İnsanlar bazen içinde bulundukları kültürel, sosyal ya da psikolojik koşullar sebebiyle kötü davranışlar sergileyebilir. Bilinçsizlik, pişmanlık ihtimalini düşürebilir çünkü kişi kötülüğünün farkında değildir. Ancak, farkına vardıklarında pişmanlık yaşayabilirler ki, bunu bir ihtimal olarak cebimizde tutalım!
Psikolojik Perspektif: Pişmanlık Duygusu
Pişmanlık, insanın geçmişteki yanlış seçimleriyle yüzleştiği bir duygu… Kötü bir insanın pişman olup olmamasının sebepleri ilk aklıma gelen;
Empati Yeteneği: Pişmanlık, büyük ölçüde empatiyle bağlantılı. Eğer bir kişi başkalarının acısını ve zarar gördüğünü anlamıyorsa, pişmanlık duyması oldukça zordur. Psikopat veya sosyopat özellikler taşıyan kişilerde ise empati eksikliği olduğu için pişmanlık nadiren görülür.
Vicdan ve Ahlâki Gelişim: Bazı bireyler ahlâki olarak daha az gelişmiş olabilir, bu da pişmanlık duygusunun oluşmasını engelleyebilir! Fakat, zamanla deneyimlerle birlikte ahlâki farkındalık artarsa, geçmişteki kötü davranışlar için pişmanlık gelişebilir.
Dış Etkenler ve Yüzleşme: Kişi kötü davranışlarının sonuçlarıyla yüzleşirse (mesela, birini incittiğini fark ettiğinde), bu, pişmanlığı tetikleyebilir. Örnekleyelim, ceza ya da sosyal dışlanma gibi sonuçlar, kişiyi davranışlarının sonuçlarıyla yüzleştirebilir!
Felsefi Perspektif: Kötülüğün Pişmanlığı Mümkün müdür?
Felsefede, kötülüğün doğasına dair farklı görüşler bulunmakta. Platon ve Aristoteles gibi filozoflar, kötülüğün bilgisizlikten kaynaklandığını savunurlar. Bu görüşe göre, insanlar yanlış olanı bildiklerinde ve ahlâki doğruyu öğrendiklerinde pişman olabilirler. Buna karşılık, daha modern filozoflar (örneğin, Nietzsche) insan doğasının karanlık yönlerinin kaçınılmaz olduğunu savunarak, herkesin pişman olmayabileceğini belirtir.
Kantçı Ahlak Anlayışı: Kant’a göre, insan iradesi özgürdür ve kişi, kötülüğünü bilerek seçmişse pişmanlık duygusu da bir seçim olabilir. Bu anlamda, kişi ahlâki bilincine göre hareket eder ve pişmanlık duymak ya da duymamak kendi özgür iradesinin bir parçasıdır.
Gerçek Hayattan Örnekler
Gerçek hayatta da kötülük yapanların pişman olup olmadıklarına dair birçok örnek bulabilmek mümkün…
Suçlular ve Pişmanlık: Mahkemelerde sıkça suçluların pişman olup olmadıkları sorgulanır. Bazı suçlular, yaptıkları kötülüğün farkına vararak derin bir pişmanlık yaşarlar ve bu, rehabilitasyon sürecinde önemli bir rol oynar. Ancak, bazı suçlular ise pişmanlık belirtisi göstermez.
Savaş Suçları ve Pişmanlık: Tarihteki büyük kötülükler, özellikle savaş suçları işleyen kişilerde pişmanlık ve hesaplaşma konusu olur. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı’nda işlenen suçlardan sonra bazı Nazi subayları yaptıklarından pişman olduklarını belirtmiş, bazıları ise pişmanlık belirtisi göstermemiştir.
Nörobilim ve Pişmanlık: Beynin Rolü
Beynin pişmanlıkla nasıl ilişkilendiği üzerine yapılan araştırmalarda, pişmanlık duygusunun beyin kimyasalları ve özellikle ön korteks bölgesiyle ilgili olduğunu görülmüş. Bu bölge, empati, ahlâki değerlendirme ve duygusal kararlar üzerinde etkiliymiş. Eğer bir insanın beyin yapısı ya da işleyişi bu bölgelerde bir sorun barındırıyorsa, pişmanlık hissetmesi zor olabilirmiş. Özellikle sosyopatik kişilik bozukluğu olan bireylerde pişmanlık nadiren gözlemlenmekteymiş!
Herkes Pişman Olur mu?
Kötü insanların pişman olup olamayacağı, hem bireysel hem de çevresel birçok faktöre bağlıdır. Herkes pişmanlık duyabilir mi? Evet, bir insanın geçmişte yaptığı kötü davranışları fark etmesi ve bunlardan dolayı pişmanlık duyması mümkün. Ancak bazı insanlar, çeşitli nedenlerle (psikolojik bozukluklar, ahlâki farkındalık eksikliği ya da derin empati yoksunluğu) pişmanlık duymazlar.
Pişmanlık, kötülükten dönüş yapmanın ve insan doğasındaki iyiye dair bir umut işareti olabilir. Ancak bu süreç, bireyin içsel farkındalığına, empati yeteneğine ve dış dünyayla olan yüzleşmesine bağlıdır.
*****
Bugüne kadar okuduklarımdan aklımda kalan kadarıyla bu kadar toparlayabildim. Ancak yüzden fazla kelimenin içinde en fazla kullandığım kelime fark ettiyseniz, “âhlak” kelimesi oldu! Böyle altın yaldızlı kağıda sarıp sarmalanması, sımsıkı sarılmayı gerektiren kelime!
Her kula nasip olmayan bu kelime ruhların zenginliğidir…
Bir sonraki yazıma kadar sağlıcakla kalın.
Yazarın diğer köşe yazılarından seçmeler
Ölümüze var da, dirimize yok mu?
Hızır idi,Yunus idi kıvamında spor
Mış gibi mi, yoksa muş gibi mi’ydi?!
Taekwondo’nun Asiye’si Nasıl Kurtulur?
Tut köşesinden insan olsun, bırak rüzgâra bahtını bulsun!
Odun desem odun değil, çamur desem toprağa ayıp!