1877’de ki Osmanlı Rus savaşından sonra Kars 40 yıl boyunca, 1917 yılına kadar Çarlık Rusya’nın egemenliği altında kalmıştı.
Ruslar Kars’ı işgal ettikten sonra kendilerine özgü yapılaşmaya girerek yollar ve binalar inşa etmişler, sokakları birbirine dik kesen ızgara planlı caddeler oluşturmuşlar. Bu caddelere tek veya iki katlı, süslü, daha çok Baltık mimarisi stilinde yapılar inşa edilmiş. Bu binaların inşasında sert ve dayanıklı olan bazalt taşı kullanılmış.
İki aracın rahatça geçebileceği genişlikte kaldırımlara açılan ve kışın ısının -35 dereceye düştüğü yöredeki Rus binalarının ısıtma sistemi “Peç” denilen, salonda duvarın bir yüzüne yapılmış ateş yanan bir ocak. Peç’ten başlayan ısı duvarların içinden dolaşıp ardından bacadan dışarı çıkıyor. Böylece ısı kaybı en aza iniyor.
Sarıkamış’taki gerek kamu yöneticileri gerekse yerel halk bu köşke “Çar’ın Köşkü” veya “Catherina’nın Av Köşkü” diyorlar. Hatta yazılı kaynaklarda da bu isimle kayıt altına alınıyor. Oysaki bu köşkün ne Catherina ne de Rus Çarı II. Nikolay ile ilgisi yok. Bu bina dönemim Kafkasya Valisi ve Çar’ın kuzeni Grandük Nikolay Sarıkamış’a gelerek bu ahşap av köşkünü yaptırmıştır. Şu anda çürümeye terk edilmiştir.
Boşaltılmış Askeri Dershane, Sarıkamış.
Kars ve Sarıkamış’ta Baltık mimari tarzında inşa edilmiş yüzlerce bina bulunuyor. Bu binalardan bir kısmı satın alınıp restore edilerek, otel, restoran gibi işletmelere dönüştü. Bir kısmı ise hiç el sürülmemiş, kendine özgü hatıralarıyla olduğu gibi kalmış ve zamana yenik düşerek tahribata uğramış. Bu tip yerlerin ya devlet tarafından aslına uygun olarak restore edilmesi ya da bir işletmeci tarafından satın alınarak, yine aslına uygun restore edildikten sonra kullanılması gerekiyor. Yoksa gün gelir 100 yılı aşkın binalar yok olup gidecekler.