Spor Genel Müdürlüğümüzün , ( TOHM ) projesini duymayanınız kalmamıştır sanırım. Hani yetenekli çocuklarımızın taraması yapılacak, bu yetenekli çocuklarımız Türk sporuna kazandırılacaktır…
Ben size kısa bir yaşanmış hikaye anlatayım, sonrasında konuyu devşirme sporculara bağlayarak devam edeyim.
Van depreminden sonra ailesi ile birlikte İstanbul’a taşınan bir ortaokul öğrencisinin hikayesi!
**********
Bu gencin öğrenimine devam ettiği okula, Atletizm Federasyonunun, ” İstanbul’un en hızlısı yarışması ” düzenleyeceği haberi gelir.
Okulun beden eğitimi öğretmeni tarama yapar ve çocuğun yetenekli olduğunu keşfeder. 2004 doğumlu bu öğrencimiz, önce İstanbul / Tuzla birincisi, sonra İstanbul / Anadolu yakası birincisi olur ve İstanbul’un iyi sporcularının da yer aldığı büyük İstanbul yarışında kendi yaş kategorisinde birinciliğe uzanır!
**********
Atletizm federasyonu başarılı çocuklara burs bağlayacağını söyler, öğrenci öğretmeni tarafından bir atletizm kulübüne yerleştirilir, ancak ne yazık ki, babasının işlerini toparlayamamasından dolayı tekrar Van’a dönmek zorunda kalırlar.
En son öğrenci ile konuşulduğunda Van ilinde kısa mesafe koşucusunun ve kendisini çalıştıracak bir antrenör olmadığı söylenir ve spor hayatı biter!
**********
Sanırım ne demek istediğimi anlamışsınızdır!
( TOHM ) Projesinin mimarlarının ve takipçilerinin bu konudan haberi var mı?
Sanmıyorum!!!
Sonuç?
**********
Devşirme sporculara karşı değilim!
Hatta, diğer ülkelerdeki başarılı sporcuların tamamına yakınını alıp, Türk vatandaşı yapalım, milli takım forması giydirip, başarılarıyla gurur duyalım!
En azından, sporcu yetiştireceğiz, dünya üzerinde söz sahibi olacağız diye avunup, para harcamaktan vazgeçeriz!
Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan “Devşirme değil, bu toprakların şampiyonları” başlığıyla yapılan açıklamanın üzerinden çok zaman geçmedi, bir gazetenin haberi trajikomik olayı ortaya çıkardı…
Uluslararası şampiyonalarda madalya alanlara verdiği ödüller ile dünyanın sayılı ülkelerinden olan Türkiye, bu kez alacaklarının peşine düşmüş, dopingli çıkan iki devşirme sporcuya verdiği ödülü geri isteyen Spor Genel Müdürlüğü, icra takibi başlatmış.
Geçmişler olsun!
**********
Yaklaşık, 6 bin 500 lisanslı devşirme sporcuya sahipmişiz de haberimiz yokmuş!
6 bin 500 lisanslı devşirme sporcunun hepsi de Türkiye’de başarılara imza atabilmiş sporcular değiller, 6 bin 500 lisanslı devşirme sporcunun Türkiye adına başarıları olsa, zaten hepimiz duyardık!
Sadece 1 yabancı sporcuyu milli takımımıza bağlamanın maliyetini bilen var mı?
Bizde cevher çok ama o cevheri işlemesini bilen yok!
Yada fırsatları değerlendiremiyoruz desek!
( Bakınız : Van ilimizden, İstanbul’a gelen öğrencimizin hikayesi )
**********
Hatırlayanınız var mı?
Bir zamanlar atletizm federasyonunun, ” Yeni Süreyya Ayhanlar yaratma ” projesi ile ortalama 10 milyon lirayı bu proje için ayırdığını ama sonucun hüsran olduğunu!
Yeni Süreyya Ayhan’larmış…
Yenisinden geçtik, Süreyya Ayhan’ın başarılarıyla anılmaya başladığı dönemlerde arkasından gelen, 1’inci, 2 . ve 3’üncü olan sporculara ne oldu?!
Şimdi neredeler?
**********
Sahi, aklıma gelmişken sorayım, şu bizim eskrim federasyonunun büyük ümitlerle Türkiye’ye getirdiği, büyük paralar ödediği devşirme Ukraynalı bayan sporcu Iryna Ayşe Kravchuk, Macaristanlı erkek sporcu Yusuf Bojte nerede?
Bu iki isimde şimdiye kadar Türkiye adına katıldıkları tüm müsabakalarda sıfır çekmişlerdi değil mi?!
Masa tenisinin devşirme sporcuları Bora Yang ve Melek Hu ne kadar başarılı oldular?!
Diğer başarısız devşirme sporcuları yazmıyorum!
Bu sporculara ödenen paralar bizlerin cebinden çıktı, belli belli besbelli de!
Peki, bu hayal kırıklığının faturası kime kesildi?
Ülke olarak, yurt dışında sesimizi devşirme sporcularla mı duyurmaya devam etmeye çalışacağız?!
**********
Biz de bir de Okul Sporları Federasyonu var…
Amaç ve görevleri belli…
Ama tepelerinde Demoklesin kılıcı!
Spor Genel Müdürümüz bir tarihte, futbol branşına el attığı için Okul Sporları Federasyon Başkanını azarlamış bu da ayrı bir iddia…
Bu federasyonun yapması gerekenler sınırlı hale getirilmiş, bütçe iyice kısılmış, Türkiye genelinde, okullarda göstermeleri gereken faaliyetler imkansız hale getirilmiş!
Adamlar, okulları tarayıp, yetenekli sporcuları branşlarına göre federasyonlarına bildirecek ama engel çok!
Pardon…
Spor Genel Müdürlüğünün (TOHM) projesi vardı değil mi?
Okul Sporları Federasyonuna ne hacet!
**********
Şu soruma biri çıkıp cevap versin. Okul Sporları Federasyonunun yapması gereken işleri neden Spor Genel Müdürlüğü yapmak için diretiyor ve yapıyor?!
(TOHM) Projesinin bütçesi nedir?
Bu projeye ayrılan bütçenin içerisinden, şimdiye kadar harcanan meblağ nedir?
Projenin sonuçlarını ne zaman görmeye başlayacağız?
**********
(TOHM) Projesi bana göre eksiklerle dolu bir projedir!
Milli takıma girmek için bile torpillerin döndüğü iddia edilen bir sistemde kime neyi anlatıyorsunuz!?
Bu sistem sil baştan yapılandırılamaz mı?
**********
İlla da proje mi istiyorsunuz?
Ben size maliyeti, sizin ortaya koyduğunuz bütçenin çok daha altında kalacak bir proje hazırlayıp vereyim, harfiyen uyulsun, Olimpiyatlar da kimleri yarıştıracağınızı şaşırırsınız!
Eksikler çok fazla, işi takip yok!
( THOM ) Projesi ölü doğmuş bir projedir ” ! “
Defnedelim gitsin!!!
**********
Not : ” Antrenörlük ve Yeterlilik Belgelerine Dikkat! ” Başlıklı köşe yazımın ardından olumlu ve olumsuz tepkiler aldım… ” Dernekler Müdürlüğünün İzni ile kurulan ” spor federasyonlarının içerisinde İşini hakkıyla yapanlarda var… Örneğin, Dentokan Federasyonunun Başkanı ve Kurucusu A.Şafak Yüksel, federasyona bağlı kulüpler ve salonlarda bulunan öğrenci ve antrenörleri ile tek tek ilgilenen, haftanın belirli günleri, Türkiye’nin çeşitli illerinde ki kulüp ve salonlarında bizatihi eğitimler veren, her sene yurt dışında çeşitli ülkelerden seminerler vermesi için davet edilen bir isim.
Aynı statüde kurulan ve başarıyla yollarına devam eden, verdikleri diploma ve yeterlilik belgelerinde şaibe aranmayacak spor federasyonlarını da bir kez daha tenzih ediyor, yine de Spor Genel Müdürlüğünün, dernekler müdürlüğünce kurulmasına izin verilen federasyonları denetime tabi tutmaları gerektiği düşüncemi savunuyorum.