Tenis sezonunun ilk Grand Slam Turnuvası Avustralya Açık, bu sene, 14-28 Ocak tarihlerinde, Melbourne Park’ta gerçekleştirildi. Kadınlarda, geçen senenin şampiyonu Aryna Sabalenka ünvanını korurken; Erkeklerde, son ayların yenilmez tenisçisi Jannik Sinner kupaya uzandı. Sinner’ın; Final yolunda, Novak Djokovic’i de üstün bir performans ile mağlup etmesi, sezon ilerlerken neler olabileceğine dair merak ve yorumları doğal olarak artırdı.
Yine Avustralya Açık’ta; Önemli sakatlığı sonrası form bulan Sasha Zverev’e yenilen Carlos Alcaraz da, 2023 yılının ilk yarısında ulaştığı başarılardan uzak bir görüntü vermeye devam etti. Diğer bir ifade ile Carlitos, geçen sene yaşadığı olağanüstü çim kort sezonunun ve tabii Finalinde Djokovic’i yendiği Wimbledon şampiyonluğunun ardından, ‘turnuva kazanamama döngüsüne’ girmiş izlenimi verdi.
Şimdi; Avustralya Açık’tan, sezonun mini Grand Slam’i veya “5 inci Grand Slam” olarak anılan, Indian Wells’e kadar kaydedilen gelişmelere bir göz atalım;
Djokovic, Avustralya Açık sonrası tabir caiz ise: “Ortadan kaybolup”, resmi turnuvalara katılmazken; Carlitos, Latin Amerika’da toprak kort sezonunu açtı. Ancak, ne ünvan savunmak için gittiği Arjantin Açık ne de akabindeki Rio Açık umduğu gibi gelişti. Rio’da küçük bir sakatlık da yaşayan Carlitos, Turnuvaya devam edemedi!
Dünya 1 ve 2 numarası, sezon başlangıcında böyle zor zamanlardan geçerken; Sinner, yenilmezliğini, Avustralya Açık sonrasında da koruyarak, 500 puanlı ABN Amro Açık Turnuvasını kazandı. Sinner’ın, Rotterdam’daki bu şampiyonluğu, ATP Sıralamasında, Daniil Medvedev’i geride bırakarak, Dünya 3 Numarası haline gelmesini de sağladı.
Erkeklerde, ilk 10 hatta ilk 20 rekabeti büyük ivme kazanırken, tek elli backhandin son temsilcilerinden Stefanos Tsitsipas, uzun süredir mücadele ettiği ilk 10’a veda etti. Bu gelişme, tenisin en teknik ve estetik vuruşlarından kabul edilen, tek elli backhandin miyadını doldurmuş olabileceği bahsini açtı. Modern tenisin hızı ve güç kullanım seviyesi, tek elli backhande sahip tenisçi sayısını zaten azaltmış bulunuyor.
Kadınlar tenisinin ilk sıralarında ise, yine sürprizler ve yeni rekabet hikayeleri var. Jessica Pegula ve Maria Sakkari, hocaları ile yollarını ayırdıktan sonra form bulma mücadelesindeler; Keza Ons Jabeur, kötü bir sezon sürdürüyor. Iga Swiatek, Aryna Sabalenka, Coco Gauff ve Elena Rybakina ise, nispeten istikrarlı ve güçlü performanslar ortaya koyuyorlar. Böyle olmakla beraber, 1000 puanlı Dubai Duty Free Tenis Şampiyonasında İtalyan Jasmine Paolini ve Anna Kalinskaya, ilk 10 isimleri dahil olmak üzere rakiplerini yenerek, Finale ulaştılar. Kupa ise Paolini’ye gitti. Yeri gelmişken, İtalyan tenisine gıpta etmemek mümkün değil! Sinner’ın yükselişi malum. Paolini, Sinner’ın başarısının ilham kaynağı olduğunu belirtiyor. Berrettini, Sonego, Musetti, Arnaldi hatta hala formda görünen Fognini akla ilk gelen isimler!
Son dönemde kortta sinirli tavırlar sergileyen ve kendine zarar veren Dünya 5 numarası Andrey Rublev, bir süredir eleştiriliyordu. Bu defa, Dubai Duty Free Tenis Şampiyonasında, Alexander Bublik ile oynadıkları Yarı Final maçı esnasında çizgi hakemine hakaret eden Rublev, anında ihraç edildi. İlk etapta, Turnuvanın o aşamasına kadar kazandığı puan ve ödül parasında da hak mahrumiyeti sözkonusu idiyse de; Gitmiş olduğu temyizde, bunlar iade edildi. Rublev, sosyal medya hesaplarından; “Daha iyi bir insan ve sporcu olacağını” vurgulayan bir açıklama yaptı. Mesajda, çizgi hakeminden bahis yoktu! Açıklamanın tonu ayrıca eleştirildi.
Indian Wells’den hemen önce, ATP ve Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) arasında kapsamlı bir ortaklık anlaşması imzalandı. ATP Sıralamasının isim hakları dahil PIF de ortak oldu. Ortaklık, Indian Wells, Miami, Madrid ve Pekin Açık ile ATP ve Next Gen ATP Finallerini kapsıyor. Genç yetenekler ve seyirci deneyimi gibi kavramlar da yansımış hukuki metne.Tenis, resmi olarak uluslararası sermayenin yeni oyun alanı artık. Bu manada, ilk spor değildi tabii ve birkaç yıldır işaretleri vardı. Sözkonusu gelişme, sporun geleceği açısından ne ifade ediyor? Bekleyip, göreceğiz. Dünyanın gidişatı ile benzerlik kurulması dahil yorumlar yapılabilir. Günün sonunda, ortada daha fazla para olacak; Belki genç yetenekler için yeni fırsatlar barındırır!
Yine Indian Wells’den hemen önce; Doping kurallarını ihlal etmekle; Yasaklı madde kullanmakla suçlanarak, 4 yıllık men cezası alan, Simona Halep için iyi haber geldi. Halep’in başvurusu ile davayı inceleyen, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS), cezayı, istemsiz kullanıma hükmederek, 9 aya indirdiğini bildirdi. Bu süre zaten dolduğundan, Rumen Tenisçi kortlara geri dönmüş oldu. Halep, 19-31 Mart tarihlerinde gerçekleştirilecek Miami Açık’a Wild Card ile katılacak!
CAS sürecinde, o dönemde koçluğunu üstlenen Patrick Mouratoglu’nun açıklamalarının etkili olduğu kanaatindeyim. Mouratoglu; Simona’ya, Çin’den ithal edilmekle sağladıkları Kolajen takviyesinde üretim hatası neticesinde bulaşık halde bulunan yasaklı maddenin tüm bu hadisenin temelini teşkil ettiğini; Ekibinin yaptırdığı geniş testlere rağmen atlanan bulaşık madde nedeni ile olayda sorumluluk hissettiğinin ve Simona’nın masumiyetinin altını çizmişti.
Bu satırları yazarken, 6 Martta başlayan BNP Paribas Açık veya çok bilinen adıyla Indian Wells devam ediyor. En büyük sürprizi, Elemelerden “Şanslı Kaybeden” olarak Ana Tabloya yükselen Luca Nardi yaptı. 20 yaşındaki genç İtalyan, 3 üncü Turda, Dünya 1 Numarası Novak Djokovic’i yenmeyi başardı! 17 Martta oynanacak Erkekler Finalinin ardından, Indian Wells yorumlarımı ayrıca paylaşmayı ümit ediyorum.
Sağlık ve sporla bezenmiş günler dilekleriyle,