Avustralya Açık
(Australian Open)
Dünya tenis sezonunun ilk Grand Slam Avustralya Açık Turnuvası takvimdeki adı ile (Australian Open), 16-29 Ocak 2023 tarihlerinde Melbourne’da gerçekleştirildi. İklim, zamanlama ve uzaklık dikkate alındığında, fiziki olarak, yerel tenisçiler hariç tüm tenisçiler için en zorlu Grand Slam olarak kabul edilen turnuva, sürprizlere, hayal kırıklıklarına ve yeni yıldızlara sahne oldu.
Erkeklerde; Dünya 1 numarası Alcaraz’ın yokluğunda, 2022 şampiyonu ve 1 numaralı seribaşı konumundaki Nadal sakatlanarak, 2. Turda turnuvaya veda etti. Turnuvayı kazanması halinde dünya 1’incisi olma potansiyeli bulunan Casper Ruud da genç Amerikalı yetenek Brooksby’ye yenilerek turnuva dışı kaldı. Zverev, Fritz, Medvedev, Rune ve Tiafoe gibi önemli isimler de, Turnuvaya erken veda ettiler.
Djokovic, geçen sene yaşanan Covid aşısı olmayı reddedişi bağlantılı nahoş sınırdışı edilme hadisesinin ardından, Avustralya’ya favori olarak geri döndü ve hazırlık maçlarında başlayan kas sakatlığına rağmen, 22. Grand Slam şampiyonluğunu, Tsitsipas’a karşı oynadığı 3 setlik final maçı sonucunda kazanarak tarih yazmaya devam etti. Djokovic bu şampiyonluğu ile yeniden dünya 1 numarası oldu.
Andy Murray ve evsahibi tenisçi Kokkinakis arasındaki 2. Tur gece maçı, 5 saat 45 dk süren 5 seti ile çoktan tenis tarihindeki yerini aldı. Murray, yaşına, atlattığı ağır ameliyata ve emekliliğini isteyen herkese rağmen, inancı, yeteneği ve üstün tenis zekası ile 2 set geriden gelerek kazanmayı başardı. Antrenör ekibine tenis efsanesi Ivan Lendl’ı da katan, Murray, sonraki turda yenilse de, 2023 yılı için sevenlerine ümit verdi. Yine erkeklerde, Korda, Paul, Wolf ve Shelton, göz doldurarak, yeniden yapılanan Amerikan tenisinin taze gücünü ortaya koydular.
Kadınlarda; favori isimlerden Swiatek, Jabeur, Sakkari, Garcia, Gauff ve Bencic bekleneni veremezken, Polonyalı Magda Linette, çok başarılı maçlar yaparak, yarı finale kadar yükseldi ve sürpriz yaptı. Kadınlarda, çok güçlü oldukları bilinmekle beraber 2022 yılının 2. Yarısından itibaren form düşüklüğü gösteren Sabalenka ve son Wimbledon şampiyonu Rybakina müthiş bir final oynadılar, Sabalenka bir nebze daha tecrübeli olarak en kritik anlarda sakin ve akıllı oynayarak şampiyonluğa ulaştı. Bu iki çok güçlü tenisçiden beklentiler de böylelikle artmış oldu. Sabalenka, çift hata sarmalından kurtulmuş, Ryvakina da tam kort oyununu üst seviyeye taşımış görünüyor.
Tekler kadar heyecan uyandırmasa da, çift erkeklerde geçen yıl Wild Card olarak şampiyon olan Avustralyalı Kyrgios/Kokkinakis ikilisinin yerini bu sene yine Wild Card Avustralyalı Kubler/Hijikata ikilisinin alması ilginç ve hoş bir gelişme olarak kabul edildi. Keza kadınlarda, çiftler rekorları kıran, teklerde de önemli isimler Krejčíkova/ Siniakova, yeniden şampiyon olmayı başardılar.
Turnuva boyunca gözler Carlos Alcaraz’ı aradı. Alcaraz; “Hazırım, İyileştim.” mesajları vererek, toprak korttan görüntüler paylaşınca, önümüzdeki Fransız Açık şampiyonluğu için iddiası konuşulmaya başladı. Sakatlıkları artan Nadal’ın tenis kariyerinin nasıl devam edeceği ise merak konusu. Tenisseverler için önümüzdeki Grand Slam Fransız Açık, salt, kariyerinin başındaki ve sonlarına yaklaşan bu iki simge İspanyol tenisçiyi takip etmek açısından bile heyecan verecekmiş gibi görünüyor.
Avustralya Açık’ta, kadınlar tenisinde son yılların en heyecanlı ve en güzel finali yaşandı. Belaruslu Sabalenka kariyerinin ilk Grand Slam şampiyonluğunu kazanarak hayallerini gerçeğe dönüştürdü. Maçları birlikte kritiğini yaparak izlediğim ve bilgilerinden faydalandığım eski diplomat ve tenis analizcisi sayın Belma Aral son yıllarda gördüğüm en anlamlı davranış “Sabalenka, final sonrası ülkenin en ünlü moda evi Zimmerman’ın tasarladığı yerel kıyafeti giyerek Avustralya’lılara çok büyük bir jest yaptı.” dedi. Gerçekten büyük bir jest hem koca kıtanın sevgisini hemde dünyanın takdirini kazandı.
Son söz olarak; Grand Slam’lar sonrası ülkemizde bilen bilmeyen herkes içi boş “bizden niye oyuncu yok” kolaycılığına kaçmamak gerekiyor. Dünyada ve biz de tenisçiler kolay yetişmiyor. Bir çok ülke hatta “gelişmiş ülkeler” dahil bu sahnelerde oyuncularını görememenin üzüntüsünü yaşıyorlar. Bu sahnede oyuncuların yer alabilmesi için önce yetenek ve çalışmak, çalışmak ve çok çalışmak gerekiyor.