Kulaktan dolma bilgiler
Priscus’tan Atilla Ve Bizans Tarihi. Avrupa Hun tarihinin yazılı kaynakları arasında en önemli yeri işgal eden yazarın, Türk tarihi ve tarihçiliği açısından önemi her tür tartışmanın ötesindedir. Yazar yaşadığı dönemin olaylarını sadece kulaktan dolma bilgilerle yazmış bir tarihçi değildir. Bir elçilik heyeti dahilinde Hunlar arasında bir süre bulunması ve dahası Attila’nın sofrasında da yer almış olması, dolayısıyla anlattıklarının birinci el gözlemlere dayanması onu istisnai kılmaktadır. Attila’yı görebilen tek yazar olması ve eserinde yaptığı Attila tasviri bu bakımdan eşsizdir. “Attila ve sarayı üzerine yazdığı uzun bölüm, Priscus’un bir anlatı ustası ve Ammianus Marcellinus ile Procopius arasındaki en yetenekli tarihçi olduğunu gösteriyor.” –J.B. Bury, History of the Later Roman Empire. (Alfa Yayıncılık)
Tek amacı vardı verdiği sözü tutmak
Brendan Kiely’den Son Gerçek Aşk. Yaşamın Amacı Nasıl Seveceğini Öğrenmektir! Corrina müzisyen olmak için evden kaçma hayalleri kuran genç bir kızdır. Hendrix ise kendi halinde, şair ruhlu bir genç. Baba gibi gördüğü büyükbabasının Alzheimer olmasıyla hayatı bir anda değişir. Şimdi tek amacı vardır; büyükbabasına verdiği sözü tutmak. Onu, hastalık bütün anılarını yok etmeden karısını ilk öptüğü yere götürmeye karar veren Hendrix, tesadüfen yollarının kesiştiği Corrina’yla birlikte uzun bir yolculuğa çıkar. İki gencin de bu yolculukta öğreneceği tek şey vardır; unutulmayan yalnızca aşk hikâyeleridir. (Altın Kitaplar)
20. yüzyıl panoraması
Katherine Mansfield’ten Bahçe Partisi. Kitap, 15 öyküden oluşuyor. Bilhassa kahramanları aracılığıyla, doğrudan veya dolaylı, birbiriyle ilintili öykülerde yazar, Yeni Zelanda ve Avustralya’dan İngiltere’ye uzanan bir coğrafyada 20. yüzyıl başının panoramasını çiziyor. Derinlikli anlatıma sahip ve titizlikle işlediği kahramanlarının psikolojik çatışmalarının ön planda olduğu, tek kelimeyle iyi öyküler toplamı, Şadan Karadeniz çevirisiyle… (Kırmızı Kedi Yayınevi)
Çalışmalarımız tecrübelerle alakalı
Jodi Kantor, Megan Twohey’den Kadın Dedi ki. Önsöz’den bir bölüm: “Bu geçmiş, onu yaşayan hepimize ait: Kilit altındaki hükümet ve şirket sırlarıyla ilgilenen araştırmacı gazetecilikten farklı olarak, bizim çalışmamız, çoğumuzun okullardan, ailemizden, işyerlerimizden ve bizzat kendi hayatlarımızdan aşina olduğumuz tecrübelerle alakalı. Fakat bu kitabı sıfır noktasına mümkün olduğunca daha yakın olabilmeniz için yazdık. Yaşananları elverdiğince doğrudan ve güvenilir biçimde aktarabilmek için röportajların, e-postaların ve diğer birincil dokümanların nüshalarını bu kitaba dahil ettik. Kitapta, Weinstein’le ilgili film yıldızlarıyla yaptığımız ilk sohbetlerden notlar, Bob Weinstein’in kardeşine yazdığı sorgulayıcı mektup, Ford’un mesajlarından alıntılar ve diğer pek çok ilk elden kaynak yer alıyor. Paylaştıklarımızın bir kısmı aslında kayıt dışı görüşmelerdi fakat olaylarda yer alan taraflarla tekrar görüşüp ek haberler yaparak onları da buraya dahil edebildik.” (Bilgi Yayınevi)
Kariyer ve özgürlük
Sophie Mackintosh’tan Mavi Bilet. Calla kura sisteminin nasıl işlediğini biliyor. Herkes gibi… İlk kanamanda bunu kura merkezine bildirip nasıl bir kadın olacağını öğreniyorsun. Beyaz bilet sana evlilik ve çocuk kazandırıyor. Mavi biletse kariyer ve özgürlük… Böylece seçme yükümlülüğünden kurtulmuş oluyorsun. Ve bir kez biletin kesildi mi, artık geri dönemiyorsun. Ancak ya sana uygun görülen yanlış bir hayatsa? Mavi biletli Calla kaderini sorgulamaya başladığında kaçıp gitmek zorunda kalır. Ancak hayatta kalması kura merkezinin ve sistemin toplum dışına attığı kadınlardaki nitelikleri benimsemesine bağlı olacaktır. Karnında büyümekte olan bebeğiyle umutsuzluk içinde kaçan Calla, bir yandan da merkezdekilerin onu kendisinden daha iyi tanıyıp tanımadığı düşüncesiyle mücadele edip tehlike içinde anneliğe hazırlanmaktadır. (Can Yayınları)
Kültür etkinliklerine adamış bir yaşam
Cihan Baydur’dan Pelikülden Dijitale Yolculuğum… Bir Dönüşüm Öyküsü. Yazarın yolu, yetmişli yıllardan itibaren Türkiye’de ticaret, reklam/iletişim ve sinema dünyasından pek çok kişiyle kesişti. Yazar, kendi alanlarında öne çıkmış Galib San, İlhan Arakon, Ömer Lütfi Akad, Zihni Küçümen, Üstün Barışta, Ali Tara, Umur Bugay, Metin Erksan, Halit Refiğ, Erdoğan Gönül, Eli Acıman, Ömer Vargı, Müjdat Gezen, Uğur Dündar gibi ünlülerle doğru iletişimler kurarak kimi zaman da yaşanan olumsuzluklardan ders alarak önüne çıkan fırsatları değerlendirmeyi başardı. Bu kitap onun renkli yaşamında adım adım belirlediği kilometre taşlarını ve girişimci bir ruhla gerçekleştirdiği “dönüşüm öyküsü”nü özetliyor. (Remzi Kitabevi)
Bağımlılık bir insanın zafiyetidir
Akif Manaf’tan Bağımlılık Psikolojisi – Varoluşsal Bilgelik Serisi 11. Bağımlılık konusundaki en tehlikeli ifade: “Bir kereden bir şey olmaz!” cümlesidir. Gerçek hayatta bir kibrit bir binayı, bir kurşun bir yaşamı, bir bomba bir köyü, bir darbe bir devleti, bir madde de bir insanı bitirebilir. Birey, insan olma yolculuğunda yaşam okyanusunun kıyısına vardığında serinlemek için bir avuç okyanus suyu alır. O su parmaklarının arasından akıp gider. Bağımlılık bir insanın zafiyetidir. Bu sorun bireyin iradesi ve kararlılığı ile çözülebilir. Ama görünen şu ki kimse destek almadan bağımlılıktan gerçekten kurtulamıyor. İşte bağımlılıktan kurtulmanın en etkili yolu Değişim Sanatıdır. (Az Kitap)
Dönenlerin kalbindeki pişmanlığa
Nevşah Karamehmet’ten Nefs. İnsan ölmek için değil, tanrısallaşmak için tekâmül eder. Tanrısallaşmak, tekâmülün amacıdır. Unutulmayana ve unutanın zihnindeki kaçışa. Geçmeyene ve geçen her şeyin ardında bıraktığı kasıtlı izlere. Sonsuza ve sonsuzun içindeki hakikate. Gidene, geri dönmeyene ve dönenlerin kalbindeki pişmanlığa. Olmakla olmamak arasındaki dengeye. Yokluğun varlığı inkâr edemeyişine. Yarının yazgısını inşa eden şimdiye. Sana, bana, bize ve her şeye Aklın içinde, TİN’in gizeminde ve TÖZ’ün üzerindeki iradeye. Nefse, nefese ve sese dair… Ölümlü insanoğlu, ölümsüzlüğüne uyanacaktır bir gün. (Destek Yayınları)
Bir çağ yangınının romanı
Mario Levi’den Karanlık Çökerken Neredeydiniz. Hikâyeleri bu şehrin hikâyesiydi… İzak, Necmi, Şebnem, Niso, Yorgo ve Şeli… Yılların akışında farklı ülkelere gitmek zorunda kalmışlardı. Masumiyetini ve saflığını kaybedememiş o son romantik kuşaktan bilmişlerdi kendilerini. Otuz yıl aradan sonra bir araya gelip, gençlik oyunlarını yeniden sahneye koymak istemişlerdi. Aşkları ve henüz tüketemedikleri heyecanları vardı. Kırgınlıkları ve yaraları da… Oyunun adı ‘İstanbul Hayatım’dı… Başarabilecekler miydi? Kitap bir çağ yangınının romanı… (Everest Yayınları)
İngilizlerin isteği üzerine tutuklandılar
Ahmet Ağaoğlu’dan Malta Sürgünlüğünden Gözümün Nurlarına Mektuplar. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İttihad ve Terakki’nin önde gelen asker, siyasetçi ve fikir insanları İngilizlerin isteği üzerine İstanbul Hükümeti tarafından tutuklanır. Tutuklandıktan bir süre sonra İngilizlere teslim edilen bu insanlar, 1919’da Malta Adası’na sürgüne gönderilir. 28 Mayıs gecesi İstanbul’dan Malta’ya yola çıkan Princess Ena gemisindeki 78 sürgünden birisi de Ahmet Ağaoğlu’dur. Azerbaycan’ın bağımsızlığının tanınması için Paris Barış Konferansı’na gidecek heyette yer alan Ağaoğlu, heyetle birlikte Bakü’den İstanbul’a geldikten iki ay sonra, 15 Mart’ta tutuklanıp Bekirağa Bölüğü’ne götürülür. 30 Nisan 1921’e kadar süren sürgün yaşamı Mondros’ta başlayıp Malta Adası’nda devam eder. (İş Bankası Kültür Yayınları)
Dünyayla konuşmayı ilk öğrenenler
Mehmet Fırat Pürselim’den Sakarmeke. Kuşlar boşuna değil, göğe kanat çırpmak için doğmuşlar. Gök de elbet kuşlar için var. Dalın da suyun da emeği üstlerinde. Hızı ve yükselişi okşaya okşaya büyüten kuşlar, narin ama tılsımlılar. Yeri de yedi kat üstünü de en iyi bilenler, kafese hür kanatlarla giren, dünyayla konuşmayı ilk öğrenenler… Yazar, adını, göçmeyi unutmuş, denizi mesken bellemiş bir tatlı su kuşundan alan kitabında; aidiyet, yuva, uyumsuzluk, göç gibi konuları incelikle ele alıyor. Kuşların da içi sıkılır mı anne? Sıkılmaz mı kuzum? Sıkılmasa neden başlarını alıp oraya buraya gitsinler? Geçer mi sonra? Geçer elbet. Hani yükselirler, yükselirler sonra süzülmeye başlarlar ya… İşte o zaman bil ki ferahlamışlardır. (İthaki Yayınları)
Kapadokya’daki perilerin sakin hayatı
Pınar Göçer’den Kapadokya Perileri: Efsanevi Yerler Serisi-1. Kapadokya’da yaşayan Kumru Peri, dünyadaki tüm perilerin lideridir. Sadece liderlere bahşedilen beş yüz yıllık ömrü bitmek üzeredir. Bütün perilerin katılımıyla yeni bir oylama yapılır ve oğlu Neptün Peri, yeni peri lideri seçilir. Ancak bu seçim, beklenmedik düşmanları ortaya çıkarır. Kumru’nun ikiz kardeşi Hilal Peri, bundan tam 480 yıl önce yapılan seçimin adil olmadığını, peri liderliğinin kendisinin hakkı olduğunu iddia etmişti. Kumru’yu hile yapmakla suçlamış ve bu yüzden Kapadokya’dan ayrılıp Güney Amerika’ya yerleşmişti. Bir gün Hilal’in soyundan gelen Bulut Peri, konuşmak için Neptün’ü And Dağları’na davet eder. Kumru Peri, oğlunu bunun bir tuzak olduğuna ikna etmeye çalışsa da elinden bir şey gelmez. İşte o günden sonra Kapadokya’daki perilerin sakin hayatı, tam anlamıyla bir maceraya dönüşür. (İthaki Çocuk)
Gönlünü kocasının yeğeni kaptırır
Halit Ziya Uşaklıgil’den Aşk-ı Memnu. Konusunu bugün herkesin bildiği, Bihter ile Behlül’ün yasak aşkının anlatıldığı kitap, Uşaklıgil’in her dönem ilgi gören romanlarından. Varlıklı, kibar Adnan Bey, Göksu gezintilerinden birinde tanıştığı Firdevs Hanım’ın kızı Bihter’le evlenir. Adnan Bey’in zenginliğini düşünerek bu evliliği yapan Bihter, bir süre sonra, zengin kocasının yaşlılığını göz ardı edemez. Gönlünü kocasının uçarı yeğeni Behlül’e kaptırır. Oysa Behlül, kuzeni ve Bihter’in üvey kızı Nihal ile nişanlıdır… (Kırmızı Kedi Yayınevi)
Rakibe karşı alınacak önlem
Sun Tzu’dan Savaş Sanatı. Sun Zi tarafından MÖ 6. yüzyılda yazılan kitap insanlık tarihinin en eski ve üzerinde en fazla araştırma ve tartışma yapılmış strateji eseridir. Eserin kaleme alınmasının üzerinden geçen binlerce yıla rağmen günümüzde hâlâ değerini koruyan ve en çok okunan kitaplardan biri olmasının nedeni zamanında, yerinde, dozunda ve sağduyuyla uygulanan taktikleri anlatmasıdır. İlk askerî metin olarak kabul edilmesinin yanı sıra, liderlerin, işi insanlarının başvuru kitaplarından biri olan bu kült eser rakibe karşı alınacak önlemleri ve mücadele yöntemlerini ayrıntılarıyla anlatır. (Can Yayınları)
Kötülük, kurtuluş insan ilişkileri
Rav. P. S. Berg’ten Zoharın Temel Öğretisi. İçimizdeki potansiyelden tam anlamıyla faydalanmak istiyorsak, gündelik bilinçle içsel dönüştürücü güçler arasında bir tür köprüye gereksinim duyduğumuzu söyler Kabala. Zohar tam da bu köprüdür işte. Binlerce yıldır hiçbir kitap, Zohar’dan daha fazla gizem barındırmamış ve yine hiçbir kitap insanlığa daha büyük bir bilgelik sunmamıştır. Seçkin kabalistlerden yazar bu kitapta kötülük, kurtuluş, insan ilişkileri, zenginlik, yoksulluk ve diğer temel meseleler hakkındaki öğretilere hem pratik hem de çağdaş bir bakış açısıyla yaklaşıyor. (Destek Yayınları)
Yaşamının ele alındığı öyküler
Dursun Akçam’dan Maral. Yazar kitapta, Doğu Anadolu köylüsünün tüyler ürpertici yaşamının ele alındığı öyküler yer alıyor. Akşam namazı epeyce geçmişti. Çıralı odun evi aydınlatıyordu. Çorbasını içen çocuklar, yere serili hasırın üstünde yatıştılar. Maral’ın son dünyası Memet, anasını yatırmadan kessen yatmazdı. Ocağın önünde kedinin kulaklarını çekiyordu. Kedi de maskaralık yapıyor, Memet’le oynuyordu. Büyük kız Fatma, çay kıyısında bulduğu boncukları bir ipe geçirmeye çalışıyordu. Çocuk hevesi işte! Yarın güneş ışığında dizip sonra da takıp takıştırsaydı olmaz mıydı? (Literatür Yayıncılık)
Çok yönlü müzik adamının şair yönü
Nadir Göktürk’ten Evde Kalmış – Şiirler. Yazar, kendine özgü müziğiyle pek çoğumuzu etkilemiş, şarkılarının çoğu belleğimize kazınmış Ezginin Günlüğü’nün kurucularından, besteleriyle gruba haklı bir şöhret kazandıran ustalardan. Besteci, söz yazarı, müzisyen kimliğiyle pek çok unutulmaza imza atan yazar bu kez bir şiir kitabıyla çıkıyor sevenlerinin karşısına. Kitaptaki şiirlerin kimi, kitap adının taşıdığı anlama uygun: Evde tutmuş onları yıllardır, saklamış, paylaşmamış. Yıllardır başka şiirler eklemiş dağarcığına. Kimi ise son dönem şiirleri. Bu çok yönlü müzik adamını bir de şair yönüyle tanımak isteyenler için hoş bir sürpriz. (Sia Kitap)
Koalisyonlarla dolu çalkantılı bir dönemde siyaset
Ekrem Alican’dan Günlükler 1956 – 1966. Bu kitap yazarın 1956-1966 yılları arasında tuttuğu günlüklerinden oluşmaktadır. Politikaya Demokrat Parti saflarında başlayan, Menderes’in baskıcı politikalarına karşı çıkarak DP’den ayrılıp Hürriyet Partisi’ni ve daha sonra Yeni Türkiye Partisi’ni kurup Maliye Bakanlığı, başbakanlık yardımcılığı yapan Alican Çok Partili Türk siyasi hayatının ilginç kişilerinden biridir. Askeri darbeler, darbe girişimleri, seçim ittifakları, koalisyonlarla dolu çalkantılı bir dönemde siyaset yapmış ilkeli bir siyasetçinin her ne pahasına olursa olsun inandığı fikirlerden taviz vermeden nasıl mücadele ettiğini bu günlükte okuyacaksınız. (Yapı Kredi Yayınları)
Muhammed Ali’nin büyüleyici hikâyesi
Leigh Montville’den Muhammed Ali/Amerika’ya Karşı 1966 – 1971. Muhammed Ali, 1960’ların sonlarında genç, başarılı, atılgan ve hayranlık duyulan biriydi, ancak bazı çekinceler vardı. Çok az insanın açık konuşabildiği bir dönemde cesur bir Afro-Amerikan genciydi. Köle ismi olduğu için Cassius Clay’i reddetti ve Müslüman olup Muhammed Ali ismini aldı. 1966’da askere çağrıldığında dini ve vicdani nedenlerle orduya katılmayı reddetti ve ringdeki tüm karşılaşmalarından daha büyük bir kavgayı tetikledi. Muhammed Ali okun ucuydu, vicdani ret hareketinin somutlaşmış hali oldu. Haziran 2016’da Muhammed Ali’nin ölümüyle birlikte dünya bir kahramanı, bir ağır sıklet şampiyonunu, bir Olimpiyat madalyasını, bir ikonu ve Amerika’nın büyüklüğünü temsil eden bir adamı hatırladı. New York Times’ın çok satan yazarı Leigh Montville, Muhammed Ali Amerika’ya Karşı’da derinlere gömülmüş bir hikâyenin büyüleyici tarihçesini anlatıyor. (Alfa Yayıncılık)
Sıcacık bir gençlik romanı
Kristin Mahoney’den Annie’nin Hayat Listesi. Yeni bir okula başlamanın, yanlış bir şey söylemenin, utançtan ölmenin ya da sevdiği bir arkadaşından ayrı düşmenin kaygısını taşıyanlar ancak Annie’yi anlayabilir. Peki Annie nasıl biri? Başına dert olacak kadar güçlü bir hafızası var. İnanılmaz utangaç ve buna rağmen yazar olmak istiyor. Eski okulundaki arkadaşlarından birini çok seviyor ve yeni okulunda da yeni arkadaşlar edinmeye çalışıyor. Bir de başını belaya sokmamak için çaba sarf ediyor. Bunun için de her şeyin bir listesini tutuyor. Size çok saçma gelebilir ama evet, Annie’de her şeyin bir listesi var. Kitap kendini tanımak, sesini duyurmak, arkadaş edinmek, kaybetmek, yeni çevreler ve hayatlar kazanmak üzerine yazılmış sıcacık bir gençlik romanı… (Altın Kitaplar)
Tamamen gri bir kitap
Lindsay Ward’dan Bu Kitap Gri. Gri’nin tek istediği, diğer renklerle birlikte olmakmış. Ama diğer renkler onu hiç bir zaman aralarına almıyorlarmış. Böylece Gri de kendi projesini yaratmaya karar vermiş: Tamamen gri bir kitap. Gri, “bir varmış bir yokmuş, bir kurt, bir yavru kedi ve bir suaygırı…” diye başlayan kitabının mükemmel olacağını biliyormuş. Ama birbiri ardına sayfalarını resimlerken ana ve ara renkler çıkagelmişler… Ve pek de mutlu değillermiş. (Bilgi Yayınevi)
İşsiz genç bir kızın bir günü
Osamu Dazai’dan Öğrenci Kız. Bir okurunun kendisine gönderdiği günlüklerden esinlenerek yazdığı kitabında yazar bir Tokyo banliyösünde yaşayan isimsiz bir genç kızın bir gününü anlatıyor. Aklına takılan şarkıları, yolda düşündüğü ve gördüklerini, günlük yaşama dair ayrıntıları ve içten içe duyduğu hüznü büyük bir başarıyla ve empatiyle resmetmeyi başarıyor. Yaşama hep çarpıcı bir dürüstlükle bakmış Dazai’nin bir gün kadar kısa romanı, gençlerin sesini ve düşüncelerini çekinmeden aktaran ilk modern yapıtlardan biri. (Can Yayınları)
Her zaman bir yerin eksik kalır
Çağla Ural’dan Sultanla Son Dans. İkinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle devam ederken, New York’taki kardeşinin yanına giden üniversite öğrencisi Sofia Moretti, orada ilk görüşte aşkının tutsağı haline geleceği bir delikanlıyla tanışır. Hayatından bir daha çıkaramayacağı bu delikanlı sürgüne yollanmış Osmanlı şehzadesi Cem’den başkası değildir. Savaşçı ruhlu ve yakışıklı Osmanlı şehzadesi Cem ile İtalyan mafya liderinin dünyalar güzeli kızı Sofia imkânsız bir aşkın içinde bulurlar kendilerini. New York’tan Kuzey Afrika’ya, Paris’ten İstanbul’a uzanan bu aşk hikâyesinde çözmeleri gereken iki büyük sorunları vardır: Mafyanın acımasız kuralları ve Cem’in kayıp bir şehzade olarak verdiği kimlik savaşı… (Destek Yayınları)
Adım attığı karanlık yolu anlatıyor
Javier Cercas’tan Işığın Hızı. Yazar kitabında, yazar olmak isteyen bir gencin -bu Cercas olmalı!- bir teklifi değerlendirerek Amerika’ya gitmesini, Illinois Üniversitesi İspanyolca bölümünde asistanlık bursuyla günlerini geçirirken tanıdığı Rodney Falk’ı ve onun hikâyesiyle adım attığı karanlık yolu anlatıyor. Vietnam gazisi Rodney Falk, savaşta kaybettiklerinin telafisi olmadığının farkındadır. Kardeşi Bob’u yitirmiştir. Katliamlarda rol oynamış, masumları öldürmüş, kendi de bir otobüs durağında patlayan bombadan kıl payı kurtulmuştur. Falk’ın cezası hayatta kalmak, vicdanıyla mücadele etmektir. Romandaki yazar olmak isteyen gençle -bu Cercas’ın ta kendisi!- dostluğu, Falk’ın içedönük ve bir başına geçirdiği yaşamına yeni bir anlam katar. (Everest Yayınları)
Yağmayla dolu hayatın sürükleyici hikâyesi
Daniel Defoe’den Kaptan Singleton – Hasan Ali Yücel Klasikler. Yazar (1660-1731): Londra’da varlıklı bir ailede dünyaya geldi. İyi bir akademik eğitimin ardından ticarete atıldı. Çetin ve macera dolu bir ticaret hayatından sonra siyasi yergilerle yazarlığa başladı. Gözüpek bir gazetecilik kariyeri ve pek beğenilen didaktik eserlerinin akabinde, 1719 yılında onu dünya edebiyatının başköşelerinden birine yerleştiren Robinson Crusoe romanını yazdı. Kaptan Singleton 1720 yılında, Robinson Crusoe’dan bir yıl sonra yazılmıştır. Ailesini hiç tanımamış bir çocuğun korsan olarak yağma yoluyla zenginleşmesini, bu korsanlıklar sırasında edinilen bir dostun yardımıyla pişman olup bu hayattan vazgeçmesini anlatır. Gemilerde geçen, talan ve yağmayla dolu bir hayatın sürükleyici hikâyesi olduğu kadar doğru yerden gelen rehberlikle kurtuluşa kavuşan bir ruhun portresidir. (İş Bankası Kültür Yayınları)
Tekinsizlikler âleminde tüm kâbuslar mümkün
Charles Beaumont’tan Tut ki Bir Rüya Gördün – Karanlık Kitaplık. Otuz sekiz yaşında kanser sebebiyle hayatını kaybeden yazar, ismini Alacakaranlık Kuşağı için yazdığı senaryolarla duyurmuştu. Dizinin belki de en popüler bölümlerinin senaryolarında, fikirlerinde onun da imzası vardı. Kitap korku, bilimkurgu, kara polisiye, fantazi gibi birçok türde eserler kaleme alan yazarın en iyi öykülerinden bazılarının toplandığı tuhaf mı tuhaf bir seçki. Yazar hayal gücüyle kurduğu tekinsizlikler âleminde tüm kâbuslar mümkün. Kitaptaki öykülerde aslanlar dolaşıyor, uzay gemileri başınızın üzerinde süzülüyor ve sihirbazlar, vampirler, canavarlar, uzaylılar, robotlar hiç beklemediğiniz biçimlerde çıkıyor gölgelerin arasından. Ve Şeytan bile aralarında olabilir. (İthaki Yayınları)