Kamera Arkasında Sessizlik – Fundagül Demirkol
KRT ve Basın Emekçilerinin Görünmeyen Mücadelesi

Bir haberi izlerken, o an gördüğünüz sadece bir sunucu, birkaç grafik, belki bir stüdyo ışığıdır. Ama o görüntünün arkasında onlarca insanın emeği, gecesi gündüzüne karışmış hayatı vardır. İşte bu görünmeyen yüz, bugünlerde fena hâlde yaralı.
Basın, demokrasinin dördüncü kuvveti deriz. Doğrudur. Ama peki o kuvveti ayakta tutan insanlar, yani basın emekçileri—muhabirler, kameramanlar, editörler—haklarını alamıyorsa, hangi demokrasiden söz edebiliriz?
Bu soruyu bugünlerde en çok soranlar, KRT TV çalışanları. Yani ekran başında izlediğimiz haberlerin görünmeyen kahramanları. Aylarca maaş alamayan, yemek kartları bloke edilen, hak arayınca kapı önüne konulan insanlar.
28 Mart’tan bu yana maaş ve yemek ücretlerini alamayan çalışanlar, geçtiğimiz günlerde yayın akışını durdurup ofiste nöbet eylemi başlattı. Protestolarının merkezinde sadece “para” yoktu aslında. İtibar vardı, onur vardı, adalet vardı.
“Emeğin bedeli ödenmediğinde, hakikatin sesi kısılır.”
Birçoğu bayrama girmeye hazırlanırken banka borçlarıyla boğuşuyor. “Ne var, bayram harçlığı verelim” diyen yönetim, belli ki bu işi hâlâ bir ‘gönül işi’ sanıyor. Oysa hak, harçlıkla değil, hesapla verilir.
Çalışanların talepleri açık ve net: Biriken maaşlar ve yemek ücretleri ödensin. Tazminatlar, gecikme faiziyle birlikte teslim edilsin. Eksik yatırılan sigorta primleri tamamlansın. Bunlar lütuf değil, anayasal haktır. Ve bu haklar için bugün iş bırakan gazeteciler, aslında hepimizin adına konuşuyor.
Çünkü mesele sadece onların ay sonunu getirmesi değil. Mesele, toplumun sağlıklı bilgiye erişimi. Bir muhabir, geçim sıkıntısı yaşarken nasıl tarafsız haber yapabilir? Ya da işten atılma korkusuyla yaşayan bir editör, nasıl özgürce doğruları yazabilir?
Bu yüzden bu mücadele sadece maaş mücadelesi değil.
Bu, aynı zamanda bir demokrasi mücadelesidir. Çünkü özgür bir basın, ancak özgür çalışanlarla mümkündür. Ve özgürlük, patron masasında değil, emekçinin direnişinde şekillenir.
Bugün KRT’de yaşananlar, belki yarın başka bir kanalda tekrarlanacak. Belki de sizin izlediğiniz haberlerin arkasında da, alın teri döken ama emeğinin karşılığını alamayan bir gazeteci olacak. Bilin ki bu yalnızca onların değil, hepimizin meselesi.
Emeğin sesi kısıldığında, hakikatin sesi de kısılır.
O yüzden kamera arkasındaki sessizliğe kulak verin. Ve unutmayın: Basın emekçisinin hakkı, halkın hakkıdır.
Fundagül Demirkol
Konuk Yazar