“Ayasofya’nın statüsü bizim iç meselemizdir. Diğer ülkelere de ancak alınan karara saygı göstermek düşer”.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesi, Libya ve 15 Temmuz darbe girişimi konularında gündemi değerlendirdi:
Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Libya ve Suriye’deki faaliyetleri hakkında, “Bu mücadelenin başarısı en az İstiklal Harbi’miz kadar önemlidir” ifadesinde bulundu.
“Ayasofya’nın 1934’te müzeye dönüştürülmesi milletimizin içini acıtan bir karardı”
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesiyle ilgili, “Nihai karar merci başkaları değil, Türk milletidir. Bu, bizim iç meselemizdir. Diğer ülkelere de ancak alınan karara saygı göstermek düşer. Dava sürecinde içeriden ve yurt dışından çıkan çatlak seslerin ise hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, “Burası, Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethettiğinde ilk cuma namazını kıldığı ve fethin sembolü olarak camiye dönüştürdüğü bir mekandır. Bu yüzden toplum hafızamızdaki yeri vazgeçilmezdir. 1934’te Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesi, milletimizin içini acıtan bir karardı.
Ayasofya’nın tekrar asli hüviyetine kavuşturulması gerekiyordu. Danıştay, yapılan başvuru sonucu nihai kararı verdi. Danıştay’ın kararını hukuk devleti adına, maşeri vicdanı rahatlatma adına müspet bir adım olarak görüyoruz.” açıklamasında bulundu.
“15 Temmuz’un da en büyük destekçisi CHP’dir”
Daha önce “Darbe girişimi olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım” ifadesini kullanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 15 Temmuz’daki tavrını değerlendirmesi istenen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Ancak 1960’tan beri CHP’nin darbeyi destekleyen, müdahaleye çanak tutan bir politika izlediğini görüyoruz. 27 Mayıs’ın da 28 Şubat’ın da 15 Temmuz’un da en büyük destekçisi CHP’dir. Normal şartlarda bu tarz iddialı cümleler kuran birisinden, sözünü tutması ve tankların üstüne çıkması beklenirdi. Ancak CHP Genel Başkanı tankların üstüne çıkmak yerine darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçmayı tercih etti. Sığındığı Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde, milletin mücadelesini kahve içerek televizyondan takip etti.
Tabii ortada çok ciddi bir muamma var. Dört yıl geçmesine rağmen açıklığa kavuşturulmamış sorular var. CHP Genel Başkanı 15 Temmuz gecesine dair şüphe bulutlarını artık dağıtmalıdır. O gece kimlerle konuştuğunu, kimlerle hangi pazarlıkları yaptığını öncelikle kendisinin anlatması gerekir. 15 Temmuz sonrasında kullandığı FETÖ jargonu ile o gece yaşananlar arasında bir irtibat olup olmadığını açıklığa kavuşturmalıdır.”.
“Çok farklı cephelerdeki beka mücadelemiz en az İstiklal Harbi’miz kadar önemlidir”
Libya konusunda değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kararlı tavrı sayesinde darbeci Hafter ile destekçilerinin Trablus’u işgal planının tutmadığını söyledi.
Erdoğan, “Türkiye, Libya’dan Doğu Akdeniz’e, Suriye’den Irak’a kadar çok farklı cephelerde beka mücadelesi veriyor. Bu mücadelenin başarısı en az İstiklal Harbi’miz kadar önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
“AK Parti ve Cumhur İttifakı’nı bu mücadelenin sancaktarı”
AK Parti ve Cumhur İttifakı’nı ‘bu mücadelenin sancaktarı’ olarak nitelendiren Erdoğan, “Zira bu ittifak 15 Temmuz gecesi sokaklarda, meydanlarda omuz omuza yürütülen bir mücadeleyle kurulmuştur. Bu ittifak, pazarlıkların ve gizli-kapaklı anlaşmaların olmadığı şeffaf bir ittifaktır. Cumhur İttifakı ne kadar güçlü olursa, Türkiye de hedeflerine o derece hızlı ve sağlam yürür. Ülkemizin ve milletimizin bağımsızlığı için, ay yıldızlı bayrağımız için, vatan toprağımız için hiçbir fedakarlıkta bulunmaktan çekinmeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın (Devlet) Bahçeli de bu konularda bizimle aynı hassasiyeti, aynı hissiyatı paylaşıyor.” ifadesinde bulundu.
“Dünya bu gidişata dur demeli”
İsrail’in Batı Şeria’nın bazı bölümlerini ilhak planı hatırlatılarak İsrail’in bu işgalci tutumuna ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu karşılığı verdi:
“Dünyada adaletsizliğin zirveye çıktığı yerlerin başında, İsrail işgali altında bulunan Filistin toprakları geliyor. Ancak İsrail güçlerinin acımasızca katlettiği Filistinler, artık küresel medyada haber olarak bile yer almıyor. İsrail’i gün geçtikçe pervasızlaştıran, daha da hukuk tanımaz hale getiren en önemli sebep, işte bu küresel sessizliktir. İsrail’in, Batı Şeria’daki yerleşim birimlerini ve Ürdün Vadisi’ni ilhak edeceğini açıklaması, işgal ve zulüm politikasının yeni bir adımıdır. Dünya bu gidişata dur demeli, İsrail’in hukuk tanımaz adımlarına engel olmalıdır.
Gazze’deki insanlık dışı abluka ile Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsüne yönelik saldırılar da devam ediyor. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bitişik ve bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması, bizim politikamızın ana eksenidir. Bunun dışındaki herhangi bir barış planının adil olma, kabul edilme ve uygulanma şansı yoktur.”.