Cildin nemini, esnekliğini artırmak veya eklem rahatsızlıkları için kolajen takviyeleri son dönemin popüler güzellik ve bakım ürünlerinden. Peki kolajeni doğru kullanıyor muyuz? Cildiniz için hangi tip kolajen kullanmanız gerekiyor? Kolajenin formu etkisini artırmada önemli mi veya kolajenin etkisini artırma yolları var mı? Sorularımızın yanıtlarını Dermatoloji Uzmanı Dr. Güneş Ertürk yanıtladı.
Kolajen destekleri ve kolajen takviyeleri son yıllarda hayatımıza yoğun bir şekilde girmiş durumda. Öncesinde sadece eczanalerde satılan kolajen destekleri artık sıvı ve hap formunda güzellik marketlerde dahi bulunabiliyor.
Kolajen destekleri yeni bir buluş değil. Kemik, deri, tendon, fibröz kıkırdak ve diş yapısının kurulmasında görevli tip 1 kolajenin yaşla birlikte azalması sonucunda kolajen takviyeleri tedavi amaçlı doktorlar tarafından uzun zamandır kullanılıyor. Tip 1 kolajen vücuttaki kolajenin yüzde 90’ını oluşturuyor.
Yine de vücudumuzun kendi başına üretebildiği ve besinlerden alınabilen ancak yaşlanmanın etkisi ile boşalan kolajen depolarımız için kolajen takviyeleri konusunda halen yeterli bilgiye sahip değiliz. Örnek vermek gerekirse; saç ve cilt için hangi kolajen, kemik ve kıkırdak yapısı için hangi kolajen kullanmalı ya da kolajen desteğinin hangi formu ve türü daha yararlı; karıştırılabiliyor. Öncelikle vücudumuzda doğal olarak bulunan kolajene yakından bakalım.
VÜCUDUMUZDAKİ KOLAJENİN ÖZELLİKLERİ
Vücut kolajeni doğal olarak üretir ancak yaş aldıkça daha az ve daha düşük kaliteli kolajen üretmeye başlar. Vücuttaki kolajen üretminin azalması sonucu ciltte sarkma ve kırışık gibi yaşlanma belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Kemiklerde bulunan kolajen ağının bütünlüğünün bozulması da kemik gücünde azalmaya yol açar.
Yaşlandıkça, mevcut kolajenimiz parçalanır ve vücudumuz daha fazlasını üretemez hale gelir. Bunun sonucu olarak da son yıllarda çokça adı geçen kolajen takviyelerine yöneliriz. Peki kolajen nasıl tüketilmeli? Öncelikle kolajenin tam olarak ne işe yaradığını açıklayalım.
KOLAJEN NE İŞE YARAR?
Kolajen takviyeleri cilt nemlenmesini ve esnekliğini artırmaya yardımcı olur. Kırışıklıkları hafifletebilir. Ciltteki yağ tabakasının azalmasını sağlar, daha güçlü tırnak ve saç gelişimine yardımcı olur. Aynı zamanda eklemlerin esnekliğini artırır, kemik erimesinin önüne geçer.
KOLAJEN TİPLERİ
Toplamda 4 adet kolajen tipi var. Tip 1 kolajen, tip 2 kolajen, tip 3 kolajen ve tip 4 kolajen. Dermatoloji Uzmanı Dr. Güneş Ertürk, cildimizde iki tip kolajen bulunduğunu ifade ediyor. Bunlar tip 1 ve tip 3 kolajen.
Tip 1 ve tip 3 grup kolajen saç, tırnak ve tendon desteği için kullanılabiliyor. Kıkırdakların yapısında ise yüzde 60 oranında tip 2 kolajen bulunuyor. Bu nedenle tip 2 kolajen eklem şikayetlerinde kullanılıyor.
TİPLERİNE GÖRE KOLAJENLERİN ÖZELLİKLERİ
- Tip 1 kolajen: Vücutta bulunan kolajenin %90’ı tip 1 kolajen. Daha sıkı bir yapıya sahip bu kolajen tipi kemik, deri, tendon, fibröz kıkırdak ve diş yapısının kurulmasında görevli.
- Tip 2 kolajen: Bu tipte kolajen fiberleri, Tip 1’e göre daha gevşek. Eklemlerde yer alan elastik kıkırdakta bulunuyor.
- Tip 3 kolajen: Kas, organ ve damar yapılarının yemelinde yer alıyor.
- Tip 4 kolajen: Cilt katmanlarında bulunuyor.
KOLAJENİN HANGİ FORMU DAHA YARARLI?
Dr. Güneş Ertürk, kolajenin ağızdan alındığında sindirim sisteminde parçalandığını ifade ediyor. Bu parçalanmayı azaltmak için kolajenin hidrolize peptid formunda, yani toz formunda kulllanılması biyo-yararlılığı artırıyor. Dr. Ertürk, toz ve likit kolajenlerin vücuttaki emiliminin daha fazla olduğuna dikkat çekiyor.
PEKİ YA KAPSÜL FORMUNDAKİ KOLAJENLER?
Kapsül formundaki kolajenlerin ise hidrolize peptid oranı daha düşük. Bu nedenle daha az emiliyorlar. Ayrıca kolajen takviyelerinin molekül ağırlığının 3000 dalton atom kütlesi civarından düşük olması gerekiyor.
KOLAJENİ NASIL ALACAĞIZ?
Dr. Güneş Ertürk, kolajen takviyesi alırken en az 2,5 gr, en çok 5-10 gr olmasına dikkat etmemiz gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca Dr. Ertürk, kolajenin içinde çinko, C vitamini, hyalüronik asit, kolajen artırıcı maddeler ve alfa lipolik asit ve glutatyon gibi antioksidanların olmasının da faydalı olacağını söylüyor.
KOLAJEN HANGİ YAŞLARDA KULLANILABİLİR?
Dr. Güneş Ertürk, kolajenin genellikle 30-50 yaş arası grupta yılda iki defa 3 aylık kürler halinde uygulanabileceğini belirtiyor. 60 yaş üzeri grup ise kolajen takviyelerini yılda 3 defa, üç aylık kürler halinde yapabilir diyor.
KOLAJENİ BESİNLERDEN ALABİLİR MİYİZ?
Kolajen kaynağı olarak besinlerden de yararlanabileceğimizi belirten Dr. Güneş Ertürk, en iyi kolajen kaynaklarını şu şekilde sıralıyor:
- Tavuk
- Sığır eti (Eklem ve kemikler için)
- Balık eti (Cilt için)
- Unutmayın: Balıkta yüksek miktarda civa olabilir. Bu nedenle güvenli yüzey balıkları daha çok tercih edilmelidir.
Kolajen bakımından zengin beslenmek de cilt, bağlar, saç ve kemikler için kolajen desteği sağlıyor. Kolajen içeren gıdaları da şu şekilde sırayalayabiliriz:
- Kemik suyu
- Paça çorbası
- Yumurta
- Yeşil yapraklı sebzeler
- Turunçgiller
- Kivi
- Sarımsak
- Lahana
- Soğan
Ayrıca tabii ki cildinizin daha sıkı kalmasına yardımcı olacak germe egzersizleri yapın. Bu egzersizler kolajen üretimine destek olur.
Pudra