Çektiği tüketici kredisi sonrası bankanın tahsil etmek istediği masrafları ödemeyen tüketici, icra takibine maruz kaldı. Tüketici icra takibinin iptali için mahkemeye başvurdu.
Mahkeme, takibe yapılan itirazı redetti. Karar vaktinde temyiz edilmeyince kesinleşti; ancak devreye Adalet Bakanlığı girdi. Bakanlık, kanun yararına bozma talebinde bulununca dosya Yargıtay 3. Hukuk dairesi’nin gündemine geldi.
Emal nitelikteki kararda, bankaların keyfi masraf tahsilinde bulunamayacağına vurgu yapıldı.
Kararda şöyle denildi:
“Dava, davalı bankaca tahsil edilen dava konusu edilen masrafların iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine yöneliktir. Uyuşmazlık, iadesi talep edilen masrafın yasal olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya incelenmesinde, davalının cevap dilekçesini sunmadığı ve müzekkrelere cevabında da sözleşme örneğini göndermediği anlaşılmaktadır. Davacı ile arasında kurulan kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak kesintinin yapıldığı, davacının rızasının olduğu yazılı usul kuralları çerçevesinde davalı tarafından ispat edilmelidir. Mahkemece, davalının sözleşme çerçevesinde alınan masrafın hukuka uygun masraf olduğunu değerlendirip karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın kanun yararına bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”