ABD merkezli Argonne Ulusal Laboratuvarı ve dört üniversite arasındaki ortak çalışmada, insan beynindeki nöronların, X ışınları ile kablosuz modülasyonunu oluşturmak amacıyla optik ve genetik alanlar birleştirildi. Bir diş hekimi ofisinde bulunan makine kullanılarak bulunan bu yöntem sonucunda, bazı tıbbi uygulamalarda değişikliğe gidilebilir. Yöntemin, harekete bağlı nörolojik bozukluklar, kronik ağrı, depresyon ve epilepsi yaşayan kişilerin tedavisine yardımcı olacağı düşünülüyor.
Buna göre X ışınları kullanılarak nanopartiküllerle nöronların uyarılması yolunun izlendiği yöntem sayesinde, bazı durumlarda invaziv beyin ameliyatı ihtiyacı ortadan kalkabilir.
TEMELİ 15 YIL ÖNCESİNE DAYANIYOR
Beyindeki belirli nöronların genetik modifikasyonunu içeren ‘optogenetik’ alanı, yaklaşık 15 yıl önce geliştirildi. Böylece beyne doğrudan ulaşan bir kanal oluşturuldu ve dış uyaranlara, yani ışınlara yönelik insan beyninin tepkisi ölçüldü.
Bununla birlikte, cihaz implantasyonu ve ışık penetrasyonu gibi problemler dahil olmak üzere bu yöntemle ilgili birçok sorun bulunuyordu. Bu yüzden 15 yıl önce yapılan çalışmalar bir basamak görevi gördü ve bugün yapılan araştırmalara temel oluşturdu.
Bu yeni tedavi yöntemi ile X ışınları, biyolojik dokulara kıyasla ışıktan çok daha verimli ve etkili bir şekilde geçebiliyor. Ayrıca nanopartiküllerin devreye girmesiyle ışık kaynağı beynin içindeyken, tel veya elektrot ihtiyacı da ortadan kalkıyor.
X IŞINI NEDİR?
Gözle görülmeyen ve iyonizan radyasyon içeren ışın demetleri olarak adlandırılan X-ışınları, 1895 yılında Alman fizikçi W. Conrad Roentgen tarafından bulunmuştur. Bu nedenle “Röntgen ışınları” olarak da adlandırılır. Bu ışınlar vücuttan geçme özelliğine sahiptir. Ancak vücuttan geçerken vücudun farklı bölgelerinde farklı derecelerde değişime uğrarlar. Vücuttan geçen X-ışınları film veya dedektör adı verilen özel algılayıcılar ile tespit edilerek grafi haline getirilebilir. Böylece tıpta birçok hastalığın teşhisinde kullanılır.
X-ışınları, görünür ışığa benzer şekilde elektromanyetik radyasyonun bir şeklidir. Fakat görünür ışığın aksine, X-ışınları daha yüksek enerjiye sahiptir ve vücut da dahil olmak üzere birçok cisimden geçebilir. Tıpta X-ışınları, vücuttaki doku ve yapıların görüntülerini oluşturmak için görüntüleme amaçlı ve onkoloji alanında ise tedavi amaçlı kullanılır.
X-ışınları radyografik incelemeler (Röntgen filmleri), bilgisayarlı tomografi (BT), anjiyografi ve mamografi tetkiklerinde bulunur. Ultrasonografi (USG) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ise X-ışını içermeyen görüntüleme yöntemleridir.