Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin(UN Women), Avrupa Birliği desteğiyle yürüttüğü “Batı Balkanlar ve Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddetin Sona Erdirilmesi Bölgesel Programı: Normların Uygulanması, Zihniyetlerin Değiştirilmesi” programı kapsamında beraber çalıştığı sivil toplum örgütlerinin kadın liderleriyle interaktif bir harita oluşturuldu. İnteraktif harita, Kovid-19 salgını sırasında Batı Balkanlar ve Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetle mücadele eden kadın liderlerin seslerine yer veriyor. Bölgeden toplam 33 kadın liderin yer aldığı haritada, Türkiye’den beş sivil toplum kuruluşundan beş kadın lider bulunuyor.
Kadın liderler anlattı
UN Women bölgesel programının Türkiye faaliyetlerini yürüten sivil toplum kuruluşlarının önde gelen kadın liderleri, Kovid-19 salgını boyunca kadınlara yönelik şiddetle mücadelelerini interaktif harita üzerinde anlattı. ‘Bu programın bir parçası olarak geçtiğimiz üç yıl içerisinde ortağımız olan sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye katkı sağladık’ diyen UN Women Programlar Yöneticisi Zeliha Ünaldı, “Kovid-19 salgınının özellikle kadınlar ve kız çocukları üzerindeki olumsuz etkilerini bertaraf etmek için sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket ederek güçlerimizi çoğaltmanın önemine inanıyoruz. Kadınların ve kız çocuklarının haklarını ve liderliğini merkeze koyarak daha iyi ve eşit bir geleceği, şimdiki ve gelecek nesiller için inşa etmek ancak sivil toplum ile etkin iş birlikleri ile gerçekleşebilir” dedi.
AÇEV Genel Müdürü Burcu Gündüz Maşalacı; “Salgınla birlikte derinleşen eşitsizliklerle mücadele etmek ve ailelerin iyi olma haline katkıda bulunmak için ebeveynler ve çocuklar için yeni bir program geliştirdik. Yıllardır bu risklerin ortadan kaldırılması için çalışan bir kuruluş olarak, hane halklarını öğrenme ortamları olarak güçlendirmek, aile içi şiddeti azaltmak ve barışçıl, destekleyici ve eşitlikçi ebeveyn tutumlarını teşvik etmek gelecekte de önceliklerimiz arasında olmaya devam edecek.”
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Selen Doğan; “On yıldan fazla bir süredir çocuk, erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele etmek, bize toplumsal cinsiyet, gelişim ve kızların insan haklarının ihlali arasındaki bağlantı hakkında daha derin bir anlayış sağladı. Kız çocuklarının güçlenmesi, özellikle pandemi döneminde bu alandaki tüm çalışmaların kesişen bir noktası olmalı. Bundan hareketle, Kovid-19 döneminde Suriyeli kızların eğitime erişimde yaşadıkları zorlukları tespit etmek için bir saha araştırması yaptık. Yaşadıkları en önemli zorlukların, Türkçe dil bilgisi eksiklikleri nedeniyle ders takip etme güçlüğü ve bilgisayar, internet erişimi gibi teknolojik sorunlar olduğunu belirledik. Bu sonuçlara dayanarak, Suriyeli kızların eğitime erişimini desteklemek ve onları bilim, teknoloji, matematik ve mühendislik alanlarında okumaya teşvik etmek için interaktif ve Türkçe-Arapça olmak üzere iki dilli bir web sitesi kurduk.”
Kadın Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nihan Damarlı; “Kadın örgütlerinin karar mekanizmalarında yer alması, kadınların genellikle göz ardı edilen taleplerinin görünür hale gelmesi anlamına geliyor. Kadınların sesini ve taleplerini duyurmak için mücadele ediyoruz. Kovid-19 salgını sırasında da kadınlarla dayanışmayı sürdürmek bizim için çok önemliydi. Sosyal, psikolojik ve hukuki danışmanlık çalışmalarımıza devam ettik. Bu çalışmalar bize salgın koşullarının kadınların özellikle ev içi şiddet karşısındaki mücadelesini nasıl etkilediğini ve evlerin kadınlar için güvenli bir yer olmayabileceğini yakından gösterdi. Bu da salgın boyunca yürüttüğümüz savunuculuk çalışmalarımızın merkezini oluşturdu.”
Hayata Destek Derneği Direktörü Sema Genel Karaosmanoğlu; “Pandemi döneminde Türkiye’deki mülteci kadın ve kız çocuklarına doğrudan ulaşmayı hedefledik. Mülteci topluluğu ve kamu görevlileri içinde cinsiyete dayalı şiddet konusunda farkındalık yarattığımız ve şiddet mağduru kadınların harekete geçmesi için bir alan yarattığımız için gurur duyuyoruz. Pandemi nedeniyle online olarak desteklenen bu güvenli alanlar, kadınların, şiddet mağduru kadınların ihtiyaçlarının farkında olan ve kadınların insan hakları konusunda bilgili olan yetkililere ulaşmalarını sağladı. Bu ancak kadınların başka kadınlara ulaşması ve dayanışma ile mümkün oldu.”
Türk Kadınlar Birliği Sema Kendirci Uğurman; “Salgının yol açtığı zor durum süresince kadına yönelik şiddet kaçınılmaz bir hızla arttı. Kadına yönelik şiddetle ilgili en önemli iki yasal güvencenin (CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi) Türkiye’nin yedi bölgesinden 35 ilde yaygınlaştırılması, teşvik edilmesi ve uygulanması yoluyla kadına yönelik şiddetle mücadeleye devam ettik. Bu, kadın sivil toplum kuruluşları, profesyonel sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, yerel medya ve yetkili ve sorumlu kamu kurumları ile yaptığımız işbirliği sayesinde mümkün oldu. Bu kuruluşlarla çevrimiçi eğitim, farkındalık artırma faaliyetleri ve sözleşmelerin uygulanmasını izlemek için eylem planları yaptık.”