Adli psikiyatri alanında sayısız çalışması bulunan Doç. Dr. Kriton Dinçmen, 2008 yılında 84 yaşında yaşamını yitirmesinin ardından vasiyeti üzerine bedeni kadavra olarak kullanılmıştı. Dinçmen, 14 yıl sonra bugün defnedildi. Akıllara ise yıllar önceki dikkat çeken bir olay geldi.İşte, Kriton Dinçmen’in Adnan Oktar‘a Bakırköy’de koyduğu tanı…
KRİTON DİNÇMEN’İN ADNAN OKTAR’A KOYDUĞU TEŞHİS
Adnan Oktar Suç Örgütü’nün elebaşı Adnan Oktar, Doç. Dr. Kriton Dinçmen’in yıllar sonra defnedilmesinin ardından tekrar akıllara geldi. Adnan Oktar, 1987 yılında “ümmetçilik propogandası yapmak” suçundan yargılanıp, mahkeme kararıyla Adli Tıp Kurumu’nun “akıl sağlığı yerinde değildir” raporu sonrasında Bakırköy Akıl ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’nde hasta olarak kabul edilmişti.
Adli Tıp’ın 4’üncü Kurul Başkanı Doç. Dr. Kriton Dinçmen, Adnan Oktar’a 1988’de ‘tutkulu idealist‘ raporunu vermişti. Dr. Ömer Nasuhi Bildik‘in bir yazısında bahsettiği olayda, Oktar’a konulacak tanının tartışmalarını şöyle anlatıyor:
”Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Enstitüsü Genel Kurulu’ndaki müşahede tartışmalarını da izledim. Profesör Ayhan Songar ile (Adnan Oktar) hakkında fikir teatisinde buluduk. Dr.Kriton Dinçmen’in Adnan Oktar hakkındaki ‘Tutkulu İdealist’ savına karşın Profesör Ayhan Songar ‘Paranoid Şizofren’ tanısında ısrarlıydı, profesör Dr. Nedim Zembilci de Dr. Kriton Dinçmen’e iştirak ederken Kurum Başkanı Profesör Şemsi Gök tarafsız konuşurdu. Profesör Ayhan Songar Müşahedehane Kurulu Daire Başkanı olarak Adnan Oktar’ı TCK 47. maddeyle kurtarmak mı istiyor şüphesine karşın karşıt görüş galebe çalarsa Adnan Oktar DGM kanalıyla müebbete mahkum bir terörist muamelesi görecekti.”
Dinçmen, 2001 yılında Cumhuriyet Pazar Eki’ne verdiği röportajda, ‘baskın ve öncelikli fikir denilen bir saplantının gelişmesiyle ortaya çıkan bir durum olduğunu‘ ifade ettiği tutkulu idealistlik kavramı için şunları söylüyor:
”Tutkulu idealistler bir fikrin peşinde, o fikrin gerçekleşmesi için her şeyi göze alabilecek insanlardır. Onlar için ne kendisinin ne başkasının ne de yıkacağı değerin önemi söz konusudur. Dikkat edin, bu adamlar yolculuklarına öleceklerini ve dolayısıyla yakınlarıyla vedalaşabileceklerini, kendi din ve inanç sistemlerine göre dua edebileceklerini söylemişlerdir.”
İşin şaşırtıcı yanı Adnan Oktar da 2008’de verdiği bir röportajda kendini ‘tutkulu idealist’ olarak tanımlaşmıştı.