Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesinde vaka sayılarının yer aldığı turkuaz tablo, yeniden 20 binlere dayandı. Mutasyonla birlikte, kontrollü sosyal hayattaki kontrolsüz sosyalleşme, vaka sayılarının yeniden tırmanışa geçmesine neden oldu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan, Milliyet’e vaka sayılarındaki artışı değerlendirdi. Vaka sayılarının arttığı bu durumu “tsunami” olarak adlandıran Çalışkan, “Koronavirüs genetik bir kırılma yaşadı. O kırılmaya bağlı olarak deprem sonrası tsunami oldu. Bu bir tsunami. Virüs doğası gereği değişiyor. Bu değişiklikleri piklerle karşımıza çıkıyor. Artık buna tsunami demekte yarar var. Bu mutasyonun yarattığı depremin tusunamisi. Mutasyona bağlı bir tsunami yaşıyoruz. Mutasyon bir dalga yarattı ve o dalga bütün kıyılara ulaştı” dedi.
‘İkiye katlanabilir’
Dünyayı etkisi altına alan mutasyonun yarattığı bu tsunamiden, Türkiye’nin Avrupa’ya göre daha az etkilendiğini kaydeden Çalışkan, “Bunun birçok nedeni olabilir. Bunlardan bir tanesi; bize mutasyonlu virüs, biraz daha gecikmeli geldi. Aynı koronavirüste olduğu gibi. Biz bu esnada riskli grupları aşılamayı, ikinci doz aşılarını yapmayı başardık. O yüzden de bu tsunamiyi ölüm sayıları anlamında daha iyi, kontrollü götürüyoruz. Ama vaka sayıları arttı. Bunu kabul etmek gerekiyor. Katlandı. Benim öngörüm ikiye katlanması şeklinde. Yani 15 bindeyken tsunami başladı. Öngörüm tsunaminin etkisiyle 30 binlere kadar çıkacak” diye konuştu.
‘Yüzde 3 çıktı’
Yoğun bakım yataklarının doluluk oranlarının çok artmaması için Bakanlar Kurulu’nda, illerin yerinde karar dönemi noktasında daha iyi desteklenmesine karar verildiğini, İçişleri Bakanlığı’nın temalı denetimler yaparak, denetimlerini biraz daha yoğunlaştırdığını hatırlatan Çalışkan, şöyle devam etti:
“Yoğun bakımlarda yukarıya doğru yüzde 3’lük bir hafif kıpırdanma var ama İtalya’daki gibi, Almanya’daki gibi bir kapasite aşılması yaşamadık. Yaşamayız diye de öngörüm var. Vaka sayıları 30 bine çıksa bile vaka ağırlıkları biraz azaldı.
Çünkü 65 yaş üstünde daha ağır görüyorduk vakaları. İkinci doz aşılarımız tamamlandığı için bu gruplarda enfeksiyon olsa bile ölümcüllüğü daha az gördüğümüz için, artışa rağmen yatak doluluk oranını kontrol edebileceğiz diye düşünüyorum. Ama vakalar katlanacak.
Bu kontrolü elden kaçırırsak ister istemez mutasyonun da yarattığı bir rüzgarla vaka sayıları daha da artar. Çünkü eskiden bir insanı hasta etmek için 100 virüsün geçmesi gerekirken, şu anda 30 ila 50 virüs geçtiğinde hastalık oluşturabiliyor. Bulaştırıcılık arttı. Hastalığın ağrılığında çok büyük bir değişiklik yok.”
Vaka sayıları tırmanışta
Yeni yıla 12 bin 203 vaka ile başlayan Türkiye, Ocak ayının sonlarına doğru vaka sayılarını düşürmüş, 31 Ocak itibariyle günlük vaka sayısı turkuaz tabloya 6 bin 562 olarak yansımıştı. Ocak ayında vaka sayılarındaki umut veren düşüş, şubat ayına ise yansımadı. 7 bin 719 vaka ile başlayan Şubat’ta vakalar 7 bin ile 9 bin arasına şıkışıp kaldı. 1 Mart itibarıyla başlayan yerinde karar döneminde, vatandaşların tedbirlere uymaması ve mutasyonun etkisi tablodaki turkuaz oku yükseltti. 1 Mart itibarıyla 9 bin 891 olan günlük vaka sayısı, 2 Mart’ta 11 bin 837’ye, 9 Mart’ta 13 bin 755’e, 12 Mart’ta 14 bin 941’e, 15 Mart’ta 15 bin 503’e ve 18 Mart’ta 20 bin 49’a yükseldi.
1 Mart: 9 bin 891
2 Mart: 11 bin 837
3 Mart: 11 bin 520
4 Mart: 11 bin 322
5 Mart: 11 bin 302
6 Mart: 11 bin 770
7 Mart: 11 bin 187
8 Mart: 13 bin 215
9 Mart: 13 bin 755
10 Mart: 14 bin 556
11 Mart: 14 bin 46
12 Mart: 14 bin 941
13 Mart: 15 bin 82
14 Mart: 13 bin 378
15 Mart: 15 bin 503
16 Mart: 16 bin 749
17 Mart: 18 bin 912
18 Mart: 20 bin 49
‘3 ‘K’ dan uzak durun’
Vatandaşların 3 “K” dan uzak durması gerektiğinin altını bir kez daha çizen Prof. Dr. Deniz Çalışkan, “Kapalı mekan, kalabalık ve kötü havalandırma… Kapalı mekan, kalabalık ve kötü havalandırma = hastalık. Biz bunlardan uzak durabilirsek kontrollü sosyal yaşam mümkün” dedi. Önümüzdeki 15 gün içerisinde risk haritasında, kırmızı renkli illerin sayısında artış öngördüğünü belirten Prof. Dr. Çalışkan, şunları kaydetti:
“Bunun nedeni de kuluçka süresi. Kuluçka süresi ortalama 5-7-14 güne kadar değişebiliyor. Belirtilerin ortaya çıkması için 5 gün bir ortalama süre var. Bu kontrolsüz yaşamın etkileri, mutasyonla birlikte katlanmaya başladı. Bir önceki haftanın artışı sadece mutasyonun artışıydı, ama şimdi mutasyon artı bizim kontrolsüzlüklerimiz, karnemizi ortaya çıkaracak. İllerin karnesinde geçen haftaki kötü davranışlar bu haftaya yansıyacak. Bu haftaki toparlanmalar da bir hafta sonra ortaya çıkacak. ‘Toparlandık, çeki düzen verdik’ dediğinizde vaka sayınız hemen düşmüyor. En az bir hafta 10 gün beklemeniz gerekiyor.”