Restoran, AVM ve gece kulüplerine gelen müşterilerin araçlarını ücret karşılığı parkeden ‘vale’ler, son aylarda sık sık trafiği engellemek, araçlara zarar vermek ve istedikleri yüksek ücretlerle gündeme geliyor.
İnsanların isteğine bağlı olması gereken bu hizmetin, çoğu zaman mecburiyet haline getirilmesi de yaşanan sorunlar arasında öne çıkıyor. Dr. Murat Can Pehlivanoğlu, temmuz ayında yürürlüğe giren mevzuatla vale hizmetinin düzenlendiğini, yurttaşın da bu konuda mutlaka bilgi sahibi olması gerektiğini vurguladı.
“RUHSATSIZ VALE OLMAZ”
Yeni düzenleme ile vale hizmetinin verilmesi için ‘ruhsat’ şartı olduğunu belirten Dr. Murat Can Pehlivanoğlu “Bu hizmetinin verilmesi için öncelikle vale şirketinin ruhsat alması gerekiyor. Aynı zamanda otel, restoran gibi işletmelerin de vale şirketiyle bir sözleşme imzalaması gerekiyor. Dolayısıyla artık valeler, belli bir bölgeyi parselleyerek ‘Ben bu bölgenin valesiyim’ demek yerine, ‘Ben şu otelin, restoranın, alışveriş merkezinin valesiyim’ demeli. Çünkü restorana veya otele gittiğinizde valeler ile işletmeler birbirleriyle bağlantıları olmadığını iddia ediyor. Bu tamamen yanlış bir yaklaşım. Eğer ortada vale hizmeti veren bir şirket varsa hizmeti alan restoran, AVM ya da otel ile bir sözleşme imzalayıp, belediyeye sunmuş olması gerekiyor” dedi.
“VALE BURASI BİZİM BÖLGEMİZ DİYORSA SUÇ İŞLİYOR”
Bazı işletmeler ve valelerin, sokaklar ile meydanları kendi mülkleri gibi kullanmaya çalıştığını belirten Pehlivanoğlu “Bir yurttaş sokakta, yolda ya da bir meydanda aracını park ettiğinde, vale ‘Bu bölge bize ait, buraya park edemezsin’ diyor. Bir yol veya meydan halkın kullanımına ücretsiz olarak açıksa bu şekilde davranılamaz. Eğer işletme, bu alanı kullanmak istiyorsa belediyeye işgal bedeli ödemek zorundadır. Yurttaşlarımızın bu gibi durumlarda valelere arabalarının anahtarını vermek ya da ücret ödemek gibi bir zorunluluğu yok. Bu durumla karşılaşan yurttaşlar şikayetçi olabileceği gibi suç duyurusunda da bulunabilirler. Çünkü bu suçtur ve bu tutumu sergileyenlerin hapis ve idari para cezası alması mümkündür” diye konuştu.
“KEYFİ ÜCRET TAHSİL EDİYORLAR”
Dr. Pehlivanoğlu valelerin belli bir tarifeye bağlı kalmaksızın, yüksek ve farklı tutarlarda ücret talep ettiğini belirterek “Keyfi şekilde yurttaşlardan ücret tahsil edildiğini görüyoruz. Hatta yerliye farklı yabancıya farklı bir fiyat uygulaması söz konusu. Böyle bir durum kabul edilemez. Bulunduğu şehrin ticaret odasının vale hizmet bedelini tarifeyle yayınlaması gerekir. Valeler, bu tarifeye göre ücretlerini belirlemelidir” diye konuştu.
“VALE ÜCRETİ TABELADA YAZILMALI”
Pehlivanoğlu, valenin arabasını park etmek isteyen kişiye ne kadar ücret istedikleri önceden söylemesi gerektiğini belirterek “Hatta doğrusu, bunun tabelada ilan edilmesidir. Fakat valeler, ancak arabanın anahtarını geri teslim ederken ücretini bildiriyor. Çoğu zaman bu ücretler fahiş rakamlar oluyor. Uygulamanın bu şekilde olmaması gerekiyor. Tarifenin üzerinde vale ücreti ödeyen kişiler vale şirketini ve işletmeyi CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) üzerinden şikayet edebilir. Ayrıca ödedikleri fazla ücreti de Tüketici Hakem Heyetlerine başvurarak geri alabilir” dedi.
“VALE HASARI İÇİN SİGORTA YAPTIRILMALI”
Valenin park için teslim aldığı araca zarar vermesi halinde sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini belirten Dr. Murat Can Pehlivanoğlu “Aracın valeye teslim edildikten sonra zarar görmesi ihtimaline karşı sigorta yaptırılması gerekiyor. Bu sigortanın da vale hizmetini alan işletmeler tarafından kontrol edilmesi gerekiyor. Böylece hasarlar sigorta şirketleri tarafından teminat altına alınmış olur. Dolayısıyla bir vale şirketinin araca verdiği zararı karşılamaması söz konusu olamaz. Vale şirketlerinde çalışanlar ‘Sen aracı bize verdiğinde hasarlıydı’ gibi iddialarda bulunuyor. Bunların önüne geçmek yurttaşlar vale bölgelerindeki güvenlik kameralarına bakabilir. Ayrıca valeden mutlaka araç teslim fişi de istenmelidir” dedi.
“DRİFT YAPIYORLAR, KAFALARINA GÖRE ÜCRET İSTİYORLAR”
Yurttaşlar ise restoran, AVM ve özel hastanelerde arabalarını valelere teslim etmek zorunda kaldıklarını belirterek, yüksek fiyat istenmesi ve araçlarına hasar verildiği halde sorumluluk üstlenilmemesinden şikayetçi olduklarını ifade etti.
Valelerin teslim aldıkları araçlarla drift adı verilen el frenini çekerek keskin dönüş yaptırdıklarını tanık olduğunu söyleyen Ramazan Aksoy, “Birkaç kez bunlara şahit olduğum için güvenmiyorum. Bu nedenle valeye aracımı bırakmıyorum. Kişisine göre muamele yaparak, kafalarına göre ücret belirliyorlar. Sonra da işletmemizin ücreti bu diyorlar. Halbuki öyle bir şey yok. Belli bir prosedür vardır, ona uymak zorundalar” dedi.
“VALEYE BIRAKMAYA MECBUR KALIYORUZ”
Vale hizmeti bedelini çok pahalı bulduğunu ancak İstanbul’da park yeri bulmanın zor olması nedeniyle birçok kişinin arabasını valeye vermek zorunda kaldığını ifade eden Mustafa Akkulak, “İstanbul’daki vale ücretlerinin fazla olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar valeye arabalarımızı bırakmak istemesek de bir noktadan sonra buna mecbur kalıyoruz. Bir yere yetişmek için hemen yer bulmanız gerekiyor” dedi.
“HASTANEYE GİTTİM, VALE 35 TL İSTEDİ”
Vale şirketlerinin fazla ücret talep etmesi gerekçesiyle aracını ara sokaklara park ettiğini dile getiren Mustafa Mehir “Aracımı valeye bırakmayı pek tercih etmiyorum. Çevredeki boş alanlara bakıyorum. Biraz vakit kaybı oluyor ama ücretler fazla olduğu için daha ekonomik oluyor. Geçtiğimiz gün bir hastaneye gittim, 35 lira vale ücreti vardı. İnsaflıymış ama ben yine de arabamı ara sokaklara park ettim” diye konuştu.