Yasa dışı yollarla sınırlardan günlerce yürüyerek, Türkiye’ye giriş yapan Afganistan uyruklu kaçak göçmenlerin zorlu yolculuğu, önlemlere ve olumsuzluklara rağmen devam ediyor. Göçmenler, tüm zorluklara rağmen gidecekleri yerlere ulaşmak için gece sınıra en yakın mahallelerdeki camilere, evlerin bahçelerine ve tarlalara gelerek sabahlıyor. Afganistan’dan yola çıkan kaçaklar, Pakistan ve İran üzerinden yaklaşık 3 bin kilometrelik yürüyüş sonrası Türkiye sınırına ulaşıyor. Zorlu doğa şartları ve açlığa rağmen bazen 2 ay süren yolculukta sınıra ulaşan kaçaklar, Türkiye’ye İran’dan, Van, Iğdır, Ağrı, Hakkari’nin sınır bölgelerinden giriş yapıyor.
Van’a 2020 yılında 105 bin, 2021 yılının ilk 7 ayında ise 50 binin üzerinde göçmen, sınır bölgelerinde güvenlik güçlerince engellenerek yakalandı. Kaçak geçişlerin engellenmesi için Van’ın İran sınırındaki Çaldıran ilçesinden başlatılan, Ağrı’nın Doğubayazıt ile Hakkari’nin Yüksekova ilçesi hattına kadar uzanan modüler duvar ve akıllı kule çalışmaları devam ederken, bir taraftan da 126 kilometrelik bölüme hendek kazılıyor. En yoğun geçişlerin yaşandığı Van’ın Çaldıran, Saray, Başkale ve Özalp ilçelerindeki duvarın toplam uzunluğunun da 295 kilometre olacağı belirtildi.
‘İNSANİ YAKLAŞIM GÖSTERİYORUZ’
Çaldıran ilçesinin sınırın sıfır noktasındaki kırsal Soğuksu Mahallesi’nde yaşayanlar ise kaçak geçişler nedeniyle büyük sıkıntı yaşadıklarını anlattı. Mahalleliden Ahmet Gümüş, sınıra çok yakın olduklarını, bazen sabah uyandıklarında evlerinin çevresinde, tarlalarında, ahırlarında göçmenlerle karşılaştıklarını, kendilerinin de insani yaklaşım göstererek aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kaçak göçmenlere ekmek ve su verdiklerini ancak bu durumun bazen yanlış anlaşıldığını ve insan kaçakçısı olmadıklarını söyledi.
Ahmet Gümüş, “Hep diyorlar ‘Bu bölgede kaçakçılık yapılıyor’. ‘Kaçakçılık’ diye bir şey kalmadı zaten. Binlerce göçmen mahalleye gelip evlerin bahçesine, ahırlara, tandır evlerine ve gece kapıyı çalıp evlerimize giriyor. Su ve yemek istiyorlar. Buradaki halk ne yapsın? Aralarında çocuk ve kadınlar da bulunuyor. Ne yapalım; çocuklara, kadınlara yardımcı olmayalım mı? Sınırın her tarafı polis ve jandarma ekiplerince korunuyor. Kaçakçılık olayı zaten yok. Göçmen bir kadına bir ekmek verildiği zaman suçlu mu oluyoruz? Ben şahsen istiyorum, buraya gelen çaresiz göçmenlere yemek veriyim, yardımcı olayım ama korkudan bazen yapamıyorum. Taliban Afganistan’ı ele geçirdi, binlerce göçmen yolda. Biz de çok endişeliyiz” dedi.
Kaçak göçmenler nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını anlatan Rıfat Yücel de “Göçmenler buraya gelene kadar çok zorluk çekiyor. Organizatörler, ‘İstanbul’ diye göçmenleri Çaldıran’a getiriyor. Burada terk edip gidiyorlar. Onlar da perişan oluyorlar. Aç ve susuz kalıyorlar. Onlar, İran askerlerinin kendilerine büyük zorluk ve sıkıntı çektirdiklerini, bazen 10 gün aç kaldıklarını söylüyorlar. Mahallemiz İran sınırına yakın olduğu için bir süre önce 300 kişi geldi, jandarma ekipleri yakalayıp sınır dışı etti. Bazen aç, susuz oldukları için evlere giriyorlar” diye konuştu.
Kaynak: Milliyet