Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi’ne düzenlenen ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı Merhametin Dili Kuş Dili Vakıf Haftası’ programı kapsamında düzenlenen etkinliğe katıldı. Erdoğan ‘Vakıf İnsan Ödülleri’ vesilesiyle bir arada olduklarını belirterek, ‘hayırlarda yarışın’ ayetinin yaşam kültürünün ana prensibi olduğunu söyledi. Erdoğan, “Karşılıksız iyilik ifadesini, bir temenniden çıkarıp gerçek kılan, işte bu prensiptir. Dayanışmak, yaşlıyı, yetimi, yolcuyu, hastayı, darda olanı, hülasa, insan kardeşini emanet saymak Anadolu’nun ruhudur. İnsanımız, iyiliği adeta tohum gibi her yere serpmiştir. Tabii, bu iyilik sadece insanlık arasında sınırlı kalmamış” diye konuştu.
‘MANEVİ İLERLEME SAĞLAYAMIYORUZ’
Dünyanın gittikçe bencilleşen, tüketmeyi bir alışkanlık haline getiren insan kalabalıklarıyla dolu olduğunu söyleyen Emine Erdoğan, “Sanayi devrimi dediğimiz şey, tabiata olduğu kadar insanın manevi tabiatına da büyük zararlar verdi. Teknolojik ilerlemeyle eş zamanlı olarak manevi ilerleme sağlayamıyoruz. İçinden geçtiğimiz bu salgın döneminde, vakıfları meydana getiren vicdana ve anlayışa ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Neyse ki topraklarımızda, yardımlaşma ve dayanışma duygusu hala dipdiri. Denizlerimiz hâlâ, yapılıp atılmış iyiliklerle dolu” dedi.
‘DÜNYANIN EN MUHTEŞEM YAPITI SADAKA TAŞLARIDIR’
Toprağın erozyona uğraması gibi değerlerin de zamanın erozyonuna uğradığını söyleyen Erdoğan, “Bugün infak etmenin, ancak zengin olana mahsus bir şey olduğunu düşünüyoruz. Halbuki vakıf anlayışına göre paylaşmanın, bölüşmenin, biri bin yapan bereketi vardır. Bildiğiniz gibi dünyanın olağanüstü sayılan yapıtları, dünyanın harikaları olarak anılıyor. Bunların arasında, görkemiyle insanı şaşırtan, heykeller, tapınaklar, anıtlar var. Oysa dünyanın gelmiş geçmiş en muhteşem yapıtı, sadaka taşlarıdır. Onlar karşılıksız iyiliğin var olabileceğinin en somut örnekleridir. Bu ispattan daha harika ne olabilir ki” diye konuştu.
Merhamet duygusunun yerleşmediği kalbin ilelebet kan pompalayan bir organ olmaktan öteye gidemeyeceğini söyleyen Erdoğan, “Sahip olduğumuz tüm değerleri, kaybolmadan gelecek nesillere aktarmak için uğraşırken, vakıf kültürünü birinci sıraya koyalım. Çünkü dünya kurtulacaksa, merhametle kurtulacak” dedi.
BAKAN ERSOY: HAYIR HİZMETLERİNE 160 MİLYON LİRA
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Osmanlı coğrafyasındaki 60 bin mazbut vakfın temsilcisi olduğunu belirtti. Vakıflar Genel Müdürlüğünün hayır hizmetlerine 2020 yılında 137 milyon lira bütçe ödeneği harcadığını söyleyen Ersoy, “2021 yılı için ise bu ödenek 160 milyon liraya çıkarılmıştır” diye konuştu. Ersoy, 2015’den itibaren yurt içi ve yurt dışında 725 vakıf kültür varlığının restorasyon kapsamına alındığını bu çalışmaların 597’sinin tamamlandığını söyledi.
Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy ise “Tüm gayretimiz, çalışmamız kadim kurumumuzun menfaatini gözetmek ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzü türlü mesnetsiz ithamlarla karşı karşıya bırakma çabalarını boşa çıkarmaktır. İnsanın aklı kadar edebi, edebi kadar da ederi vardır” dedi.
3 İSME ÖDÜL
Programın ardından ‘Vakıf İnsan Ödülü’ne layık görülen isimlere ödülleri verildi. Ödüle açtığı köpek hastanesi ile Ünal Nafiz Hekim, Ahbap Derneği kurucusu Haluk Levent ve Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar layık görüldü. Ödül alan isimlere ödülleri tek tek Emine Erdoğan tarafından verildi.