Beyaz TV‘de yayınlanan Gündem Özel programına katılan gazeteci Hulki Cevizoğlu, 17 Ağustos 1999‘da yaşanan deprem felaketiyle ilgili olarak dönemin başbakanı Bülent Ecevit’le ilgili bir iddiada bulundu.
Ecevit’in deprem olduğunda felaket bölgesine gidemediğini öne süren Cevizoğlu, “Ecevitler’le bu kadar yakın olan birisi olarak söylüyorum bunu. Devlet neredeyse 1 hafta olay yerinden haber alıp topluma bildirememişti. Biz hepimiz Ankara’dayız. 99’da da yaşımız fena değildi, idrakimiz de gayet iyiydi. Topluma baktığımız zaman hepimiz merak ediyoruz; O deprem nerede oldu, merkezi neresi? Gözümüz ve kulağımız kapalı. Biz de manevi olarak enkaz altında kaldık, ne görüyoruz, ne duyuyoruz halindeydik. Enkaz altında kalan su istiyor, yardım istiyor ya. Biz de o zaman bilgiye susamıştık: ‘Bu 99’daki depremin büyüklüğü ne kadar? Kaç kişi vefat etti? İnşallah herkes kurtulmuştur. Ne kadar bina yıkıldı? Yardımlar nasıl gidecek?’ Haber bekliyoruz. Yaklaşık 1 hafta boyunca Türkiye sağırlaştı, haber alamadı. Devlet oraya gidemedi” dedi.
Cevizoğlu’nun bu iddiasına o dönem TRT’de muhabir olarak görev yapan gazeteci Devrim Gürkan‘dan yanıt geldi.
Gürkan, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, depremin meydana geldiği gün Bülent Ecevit’le Sakarya’da valilik binası önünde yaptığı röportajdan bir görsele yer verip şu ifadeleri kullandı:
HER ZAMAN SAMİMİYDİ: Hulki Cevizoğlu “99 Depreminde Ecevit bölgeye gidemedi, devlet 1 hafta bölgeden haber alamadı” buyurmuş. Görüntüde Rahmetli Ecevit’le röportajı yapan muhabir benim. Sakarya’da, Valilik önündeki koordinasyon merkezi önünde, deprem günü yapıldı bu röportaj.
Rahmetli Ecevit her zamanki gibi samimiydi, gerçekleri söyledi. Hızla yaraları sarmak dışında bir amacı yoktu. Hatta koordinasyon merkezlerinden acil ihtiyaç listelerini gün boyunca yayınlamamız ricasını da yapan ve o listelerin Ankara’dan takibi emrini veren de O’dur.
Depremin ilk bir-iki gününde bölgede izlediğim – röportaj yaptığım bazı Bakanlar; Sabahattin Çakmakoğlu, Mustafa Yılmaz, Fikret Ünlü, Yüksel Yalova, Cumhur Ersümer, Metin Bostancıoğlu. TRT arşivlerinde bunlar duruyor. Koordinasyon merkezinde bilgi aldılar, bölgeyi incelediler.
ASKER DE İTFAİYELER DE AMBULANSLAR DA ORADAYDI: Devlet yokmuş. TRT olarak saat 8.00 sıralarında canlı yayındaydık. Ben Ankara’dan bölgeye saat 6.00 gibi geldim. Montaj zamanı olmadığı için kesintisiz ham çekim yaptık. 15 dakikalık o ilk kaset ilk gün çok kez yayınlandı. Asker de oradaydı, itfaiyeler de, ambulanslar da.
HER ŞEY ÇATIR ÇATIR SORULURDU: Ecevit’e yakın olduğunuzu iddia etmişsiniz. Rahmetli Ecevit tüm basın mensuplarına son derece saygılı yaklaşırdı. Majestelerinin gazetecisi diye bir kavram yoktu. Ve her şey, TRT de dahil, çatır çatır sorulurdu. Ne kabuğumuz sizinki gibi inceydi, ne içindeki ceviz kurtlanmış
Hulki Cevizoğlu. Yalancısınız, iftiracısınız ve belli ki ahlaki melekeleriniz eksik. En sevdiğin sözle bu dizini bitireyim. “İnsanların ekmek kadar onura da ihtiyacı” vardır.”