Pandeminin bir yılı geride kalırken endişe yaratan konuların başında daha önce hastalığı atlatan kişilere, ikinci kez koronavirüs bulaşma riski geliyor. Özellikle de hastalığı ikinci kez geçiren bazı doktorların yaşadıkları Kovid-19’a karşı ne kadar dikkatli olunmasını gerektiğini ortaya koyuyor.
Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi cerrahlarından Doç. Dr. Fevzi Celayir’in başından geçenler ikinci kez Codvid-19 riskinin en çarpıcı örneklerinden biri. Kovid-19’u ikinci kez atlattıktan sonra 4 ay boyunca vücudunda hiç antikor oluşmadığını farkeden Doç. Dr. Celayir, yaşadıklarını şöyle dile getirdi:
‘Yine de bulaşabilir’
“26 Mart tarihinde Kovid-19 testim pozitif çıkmıştı. Normalde 14 günlük karantina sonunda negatife dönen test sonucu ancak üçüncü hafta biterken negatife dönmüştü. 29 Ağustos tarihinde yapılan testte ise, vücudumdaki antikor seviyesinin en yüksek değerde olduğunu öğrenmiştim. Ancak 19 Kasım 2020’de antikor seviyesinin sıfırlandığını öğrendim. Bir hafta sonra başlayan bel ağrısı, halsizlik ve boğazımdaki karıncalanma nedeniyle tekrar test yaptırınca, ikinci kez Kovid-19 olduğumu öğrenmiştim. Tedavim için favipiravir reçete edilmişti. Hekim olarak aldığım tüm kişisel tedbirlere rağmen virüs ikinci kez nasıl ve nerede bulaşmıştı bilmiyorum. Ancak asıl endişe verici olan tam 4 aydır yaptırdığım antikor testlerinde vücudunda hiç antikor oluşmadığını anladım. Neyse ki sağlık çalışanı olduğum için iki doz aşımı oldum. Hastalığı atlatanlar kesinlikle, bir daha virüs bulaşmayacağını düşünmesin. Antikor oluşan kişilerde de, ikinci kez hastalanma, virüsü bulaştırma riski bulunuyor.
Tek çare aşılama
İkinci hastalığın üzerinden 4 ay geçmiş olmasına karşın kendimi yeni yeni toparlıyorum. İlk iki gün nefes almak bile zor geliyordu. Mutasyonlu virüs bağışıklığı baskılarken çok çabuk yayılıyor. Mutasyona uğramış virüsler nedeniyle birden çok hastalığa yakalanma riski söz konusu. Antikor koruyuculuğu ortadan kalkınca benim gibi aynı tip virüsle ikinci kez hastalanmak mümkün. İki kez Kovid-19 geçiren bir hekim olarak, en iyi korunmanın aşılanmak olduğunun bilinmesini isterim. Vücudumuz hastalıktan sonra hiç antikor üretmeyebilir. Bu nedenle tek çare aşı.”