TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, TÜSİAD olarak
Bloomberg HT’nin haberine göre, TÜSİAD’ın yeni ekonomik programa bakışı hakkında bilgi veren Turan, “Hem dünya hem de Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor. Pandemi, savaş ve küresel tedarik zincirinin kırılması bizi olumsuz etkiliyor. Para politikaları olmak üzere, gıda ve enerji güvenliği, iklim değişikliği kaynaklı riskler var. Öngörüsüz bir süreçten geçiyoruz. Kırılganlığımızı en aza indirmemiz lazım. Bizim de gündemimizde en önemli yüksek enflasyon ve döviz ihtiyacı. Maalesef bu sarmaldan kurtulamıyoruz. Türkiye enflasyon da ithal ediyor. Arkadaşların yaptığı hesaplamalara göre, yüzde 10-15’ını ithal ediyoruz. Önemli bir döviz borcumuz var. Dış kaynağa da ihtiyacımız var. Başkalarının tasarrufunu ithal ediyoruz çünkü büyümek için ihtiyacımız var. Bu senede 30-40 milyar civarında cari açık öngörülüyor. Turizm gelirleri bekleneni getirmeyecek. Değişimlere uyum sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
“KREDİLERİ FRENLEMEMİZ ŞİRKETLERİN ÜRETİMLERİNİ ZORLAYACAK”
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
“Bu programda üretim, istihdam, ihracat, yatırım iştahının artması hedefleniyor. Faizi düşürdük ama borçlanma maliyetimizi düşüremedik. İş dünyasının en büyük beklentisi öngörülebilir ortamın ve belirsizliğin minimum olsun ki yatırım iştahı artsın. Emtia ve enerji fiyatlarının artması ile ciddi işletme sermayesi ihtiyaçları doğdu. Örnek veriyim ben 90 ay vade ile alıyordum şimdi peşin istiyorlar. Doğal olarak daha çok paraya ihtiyacım var. Kredilerin de büyük çoğunluğunun şirketlerin işletme sermayesine gittiğini düşünüyorum.”
“ÖNCELİĞİMİZ ENFLASYONLA MÜCADELE OLMALI”
“Özel şirketler faizlerin düşmesini ister. Bizim kredileri frenlememiz şirketlerin üretimini de zorlayacak, bir de kullandığı kredinin maliyeti artacak. Ticari kredilerinin artma nedeni, işletme sermayesi yani 2021’in ocak ayında 1 TL’ye mal ettiğiniz bir ürünü bugün 3 TL’ye mal ediyorsunuz. Ciddi bir kaynağa ihtiyacınız var. Bizim bir şekilde ucuz ve sürdürülebilir finansmana erişmemiz gerekiyor. Büyüme uğruna enflasyonla mücadeleyi bırakmamamız lazım. Önceliğimiz enflasyonla mücadele olmalı.
Türkiye’nin katma değerli, markalı ihracat yapması gerekiyor. ’Değersiz bir Türk lirası ile ihracatı patlatırız’ modeli 90’larda kaldı. İhracatın en çok arttığı dönemler kurun stabil gittiği dönemler. Bu, kalıcı bir politika değil. Türk lirasını zayıflatarak kur avantajı ve ucuz işgücü ile ihracatı sürdürülebilir olarak artırmamız mümkün değil.
AB enerjide Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmaya çalışıyor. Türkiye de ihtiyacı olan enerjinin yüzde 75’ini ithal ediyor. Enerji seferberliği Türkiye için çok önemli. Enerji verimliliğinde farkındalık yaratılması için çalışma yapacağız.”
ASGARİ ÜCRET YORUMU
Son olarak, asgari ücrette artış konusunu da değerlendiren Turan, “Bazı şirketler geçen sene Ağustos Eylül aylarında destek anlamında bazı düzenlemeler yaptı. İş barışı açısından da bunu düşünmemiz, çalışanları enflasyona ezdirmeden bu süreci birlikte geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yüzde 60’ın üzerinde enflasyonun olduğu bir yerde yapılması gereken yapılmalı. Bu konu hakkında hükümetle görüşmeyi düşünüyoruz” yorumunu yaptı.