Mithat Yurdakul – 2021 ile birlikte elektrik dağıtım sektöründe yeni uygulama dönemi başladı. Bu dönemde, önümüzdeki 5 yıl için yatırım ve müşteri memnuniyeti anlamında hedefleriniz neler?
Bizim için yatırım kalemleri içerisinde en önemli pay sahibi olan elbette şebeke ve teknoloji yatırımları. Bu alanda, elektrik dağıtım şirketlerimiz Başkent EDAŞ, Ayedaş ve Toroslar EDAŞ ile 2016-2020 yıllarını kapsayan dönemde, planlanan yatırım miktarının yüzde 38 üzerine çıkarak 2020 fiyatlarıyla 10 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. 2021-2025 yıllarını kapsayan yeni uygulama döneminde ise bu 3 şirketimizin yatırım hedefi bu yılın fiyatıyla 15 milyar liraya ulaştı.
Özellikle pandeminin etkisini hissettiğimiz süreçte online kanallardaki kullanım yoğunluğumuz önceki döneme göre 4 kat arttı. Biz de bu dönemi son 10 yılda yaptığımız altyapı yatırımlarıyla başarılı bir şekilde geçirdik.
5D trendi
Yeni dönemde de, uygulamaya aldığımız sistemlerle hem de geliştirme süreci tamamlanacak teknoloji ürünlerimizle tüm müşterilerimize kaliteli ve kesintisiz elektrik sağlamak için çalışmayı hedefliyoruz.
Enerjisa Enerji olarak yeni dönemde, dağıtım dışındaki alanlarda ne gibi hedefleriniz var?
Biz stratejimizin temelini küresel trendlere ve ülkemizdeki enerji sektörünü şekillendiren tetikleyici unsurlara dayandırıyoruz. Bugün dünyada 5D olarak adlandırılan dijitalleşme, dekarbonizasyon, deregülasyon, demokratikleşme ve ademi merkeziyetçilik de olarak adlandırabileceğimiz desentralizasyon trendleri kabul görüyor.
Dünyadaki trendler ışığında Türkiye’deki dinamiklere baktığımızda ise kentleşme, elektrifikasyon ve verimlilik olgularını görüyoruz. Bunların kendi arasındaki her bir kesişim alanında fırsat olduğunu söylemek mümkün. Biz de 2021 ve sonrasındaki stratejimizi ve yol haritamızı bu doğrultuda şekillendiriyoruz. Faaliyetlerimiz kapsamında ekosistemimizde yer alan tüm paydaşlarımız için fayda yaratmayı gözetiyoruz.
Sürdürülebilirlikte Enerjisa vizyonu
Bu noktada yine gündemdeki önemli konulardan biri olan sürdürülebilirliğe değinelim. Sürdürülebilirlik konusunda Enerjisa’nın vizyonu nedir?
Öncelikle sürdürülebilirliğe bakış açımızı ortaya koymak lazım. Ben kişisel olarak bu çok yönlü tabiri “Memleketin ve insanlığın faydasına neler yapılabilir” bakış açısıyla değerlendiriyorum. Çünkü bu alanda atılan her adım ülkemize ve dünyaya fayda sağlıyor ve sağlayacak.
Bugün dünyada halen 80 ülkede 2.1 milyar kişi temiz su sıkıntısı çekiyor ve 840 milyon kişinin ise elektriğe erişimi yok. İşin kötü tarafı ise kaynaklara erişim sıkıntısının nüfusunda artışı ile beraber 2030-2050 arasında katlanarak devam edeceğini biliyoruz. Bizim için sürdürülebilirlik bu soruna katkı sağlamak demek. Yani tam bu noktada sorumluluk alıyoruz.
Ayrıca Enerjisa olarak Çevre, Sosyal ve Yönetişim bakış açısıyla konuyu ele alıp, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma ilkelerini kendimize rehber olarak benimsiyoruz. Bu açıdan baktığımızda sürdürülebilirlik vizyonumuzu üç ayaklı bir yapıda belirledik.
Bunlarla beraber, finansal sürdürülebilirlik ve iş sağlığı ve güvenliği de özellikle sektörümüz için işimizin önemli ve doğal birer parçaları konumunda.
Enerji verimliliği en ucuz kaynak
Son dönemde özellikle teknoloji ve dijitalleşme ile verdiğiniz mesajlarda yeni enerji dünyası kavramını dillendiriyorsunuz. Bu konuyu biraz açar mısınız?
Bu sorunun cevabını az önce bahsettiğim küresel trendler ve yerel dinamiklerin kesişim alanlarıyla vermek mümkün. Yeni enerji dünyası, yenilenebilir kaynaklar kullanılarak yapılacak dağıtık üretim sistemleri, depolama, e-mobilite ve dijital müşteri çözümleri gibi unsurları önümüze çıkarıyor. Bu alanlarda yapılacak ve odağında sürdürülebilirlik ile teknoloji olan her yatırımı yeni nesil enerji yatırımı olarak nitelendirebiliriz.
Bu noktada verimlilik konusuna da ayrı bir parantez açmak istiyorum. Enerji verimliliği bugün dünyadaki en ucuz enerji kaynağı. Büyük ölçekli yatırımlar yapmadan çok ucuza ve neredeyse sıfır karbon salınımıyla büyük kazanımlar elde etmek mümkün.
Öte yandan biliyorsunuz ülkemizin en önemli ithalat kalemi enerji. Son 2016-2020 yılları arasında enerji ithalatımız 180 milyar ABD doları seviyesinde. Enerjide yerli ve yenilenebilir kaynakları kullanarak bu açığı kapatmamız hatta pozitife geçmemiz mümkün.
Dolayısıyla bu alanda atılacak her adım elbette ülkemiz için büyük kazanç sağlıyor. Biz de Enerjisa olarak bu amaçla önümüzdeki 5 yıl boyunca şebekeye ve sürdürülebilir teknolojilere yatırım yapmayı planlamaktayız.
Elektrikli araçlar için 2 farklı rol
Elektrikli araçlar yakın geleceğin en önemli konularından. Bu konudaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Elektrikli araçlar konusunu yalnızca araçlar ve şarj altyapısı olarak görmemek gerektiğini düşünüyorum. Konuya daha yukarıdan baktığımızda, bu ekosistem, aslında elektrik şebekesinin bir parçası. Dahası, akıllı şehir kavramı içerisinde kendisine yer buluyor. Ülkemizde de konu, Enerji ve Tabii Kaynaklar ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlıklarımız başta olmak üzere büyük bir titizlikle ele alınıyor.
Özellikle son dönemde açıklanan ekonomik reform paketi içerisinde ulusal şarj ağının kurulması vizyonu ve otoparklardaki elektrikli araç şarj istasyonu sayısının garantiye alınması bunun önemli göstergeleri oldular. Enerjisa Enerji olarak elektrikli araçlar konusunu belki de Türkiye’de ilk kez gündemine alan enerji şirketi olmaktan gurur duyduğumuzu ifade etmek isterim. Bu da size az önce belirttiğim ve yakından takip ettiğimiz trendlerin Türkiye’de uygulayıcısı olmamızdan kaynaklanıyor.
Biz bu alanda iki farklı rolü üstlenmiş durumdayız. Bir tanesi şarj ağı operatörü rolümüz. 2018 yılında elektrikli araçlar şarj istasyonu olan Eşarj’ın çoğunluk hissesi satın aldık. Şu anda, Türkiye genelinde 450’ye yakın halka açık şarj istasyonunun ağını yönetiyoruz.
500 eşarj istasyonu hedefi
Bu sayıyı yılsonuna kadar 500’ün üzerine çıkartmayı hedefliyoruz. Eşarj istasyon sayısına stratejik bakış olarak Türkiye’nin 81 iline yatırım yapmaktan daha çok önceliğimiz elektrikli araç sahiplerinin bir noktadan diğerine sorunsuz ulaşabilmesini önemsiyoruz.
Özellikle son 1 yıl içerisinde yaptığımız anlaşmalar ile Türkiye’de ve Dünya’da önemli markalar ile iş birliklerimizi artırdık.
Eşarj ile sürdürülebilirliğe de katkı sağlıyoruz. Tüm şarj istasyonlarımıza yüzde 100 temiz enerji sertifikası sağladık. Trafiğe çıkan araç sayısına bağlı olarak 2030 yılına geldiğimizde 2.5 milyon tondan fazla karbon salımının önüne geçmek hedefimiz var.
Öte yandan bir de dağıtım şirketi rolümüz var. Çünkü bu şarj istasyonu altyapısının genişletmesi ancak doğru ve yeterli şebeke yatırımı yapılması ile mümkün olacak. Bu konjonktürde biz de bu gelişimin şebekemiz üzerindeki etkisine yönelik yatırımları planlamak ve uygulamak yönünde adımlarımızı atıyoruz.