Almanya’da finansal teknoloji şirketi Wirecard’ın iflas ettiği ülke tarihinin en büyük mali yolsuzluk skandalıyla ilgili kurulan Federal Meclis Araştırma Komisyonu’nda Başbakan Angela Merkel ifade verdi.
CEO Markus Braun’un da karıştığı skandalda Wirecard’ın bilançosundaki 1.9 milyar eurodan fazlasının kaybolduğunun ve 3.2 milyar euro borcunun ortaya çıkmasıyla ilgili ifade veren şansölye, Alman Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurumlarına kendisini bilgilendirmeleri konusunda güvendiğini, Wirecard’a yönelik iddiaları Haziran 2020’de şirketin iflasıyla öğrendiğini söyledi.
Merkel, Eylül 2019’daki Pekin ziyaretinde Wirecard’ın Çin’de yatırım yapması için girişimde bulunmasına yönelik eleştirilere de yanıt verdi.
Çevrim içi ticaret platformlarında ödeme işlemlerinin altyapısını sağlayan şirketin Çin’de yatırım yapması için girişimde bulunduğunda Wirecard hakkındaki suçlamalardan haberi olmadığını savunan şansölye, Çin’e ziyaretinde basındaki haberlere rağmen Wirecard’da ciddi usulsüzlükler olduğunu varsaymak için hiçbir neden olmadığını öne sürerek şöyle devam etti:
“Çin’e resmi ziyarette Wirecard’dan bahsetmiş olmam doğruydu. Bu diyalog, şirketin Çin pazarına erişimini kolaylaştırmakla ilgiliydi.”
Hükümetin ve başbakanın ülkeler arasında ikili ilişkilerde Alman iş dünyasının çıkarlarını savunmasının normal olduğunu vurgulayan Merkel, gezinin Wirecard için ‘özel’ yapılmadığını, Çin Devlet Başkanı ile birçok siyasi konunun görüşüldüğünü dile getirdi.
Almanya Başbakanı, mali suç faaliyetlerine karşı yüzde 100 koruma olmadığını, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nda (BaFin) reformlar yapıldığını, Wirecard gibi bir finansal skandalın tekrar yaşanmaması için her şeyin yapılması gerektiğini söyledi.
Merkel’in Pekin ziyaretinde, Çin merkezli ödeme şirketi AllScore Financial’ın Pekin’in yardımıyla Wirecard tarafından satın alınmasını gündeme getirdiği belirtiliyor. Satın almanın Çin Halk Bankası tarafından onayı gerekiyordu.
Wirecard skandalında mali denetleyici BaFin’in bağlı olduğu Maliye Bakanı Olaf Scholz, dün komisyona ifadesinde, hükümetin ‘sorumluluğu bulunmadığını’ savunmuştu.
Skandalın ortaya çıkmasının ardından BaFin, Alman ve Avrupa kamuoyunda finansal teknoloji şirketini denetleme konusunda başarısız olmakla suçlanmıştı.
Alman hükümeti, BaFin’in personelini güçlendirecek ve kuruma şirketlerin finansal kayıtlarını kontrol etme konusunda daha fazla yetki verecek bir reform paketi üzerinde çalışıyor.
Bu kapsamda, İsviçre finansal regülatörü Finansal Piyasalar Düzenleme Kurulu (FINMA) Başkanı Mark Branson, BaFin’in yeni başkanı olarak atanmıştı.
1999’da kurulan Wirecard’ın hissedarları arasında The Goldman Sachs Group, Morgan Stanley, Societe Generale S.A., Bank of America Corporation ve Citigroup bulunuyordu.
Skandal, Wirecard’ın denetimini yapan EY’nin, şirketin 2019 hesaplarında 1.9 milyar eurodan fazla paranın kayıp olduğu gerekçesiyle geçen yılın finansal sonuçlarını onaylamamasından sonra ortaya çıkmıştı.
Soruşturmayı yürüten savcılık, şirketin mali tablolarının 2015’ten beri tahrip edildiği görüşünde.