Türkiye’nin, Paris İklim Anlaşmasına taraf olmak için hazırlanan kanun teklifi, dün akşam, tüm partilerin oyları ile TBMM Genel Kurul’da kabul edildi. Katar merkezli medya kuruluşu Al Jazeera, “Türkiye iklim değişikliği konusunda gerçekçi mi?” başlıklı yazısında, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele konusunda büyük politika değişikliklerine ihtiyaç duyduğunu aktardı.
TBMM Genel Kurulunda Paris İklim Anlaşması görüşmeleri dün akşam yapıldı. Görüşmelerin ardından yapılan oylamada 353 milletvekili oy kullandı ve oy birliği ile 353 oy ile Paris Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğunu Dair Kanun Teklifi kabul edildi.
Peki Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nın gerekliliklerini yerine getirebilecek mi? Türkiye iklim değişikliği konusunda gerçekten ciddi mi? Katar merkezli Al-Jazeera yayın kuruluşu, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylamasının uluslararası kamuoyu tarafından memnuniyetle karşılandığını aktarırken, iklim aktivistlerinin, Türkiye’nin büyük politika değişikliğine gitmesi gerektiğini savunduğunun altını çiziyor.
TÜRKİYE’DEKİ ÇEVRE EYLEMLERİNE DİKKAT ÇEKİLİYOR
Yazıda, mahalle halkının direnişi ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen AKP’li Üsküdar Belediyesi 1. derece doğal sit alanı olan Validebağ Korusu’na iş makineleri ile girdiği aktarılıyor. Emekli bir öğretmen olan Nurcan Keskin, Validebağ Korusu’nu korumak için imza topladığını belirtirken, Keskin’in ‘Çevreyi umursamıyorlar, sadece parayı umursuyorlar’ sözleri de yazıda yer alıyor.
Al Jazeera’de yer alan ve Umar Farooq imzası taşıyan haberde, Türkiye’de çevre aktivizminin zaten kutuplaşmış bir siyasi düzende fay hattı olduğuna vurgu yapıyor. Yazıda, 2013 yılında gerçekleşen Gezi Parkı eylemlerine de yer verilirken, yetkililerin, şehrin büyüme planının bir parçası olarak korunması gereken ormanların yerine yeni bir kuzey otoyolu ve İstanbul yakınlarına dünyanın en büyük havalimanı inşa etmesine dikkat çekiliyor. 2019 yılında Çanakkale’de Kaz Dağları’nda siyanürle altın aramak için hektarlarca ormanlık alanın kesildiğine atıfta bulunuldu.
2030 YILINA KADAR SÖZ VERİLDİ
Paris Anlaşması’nın uzun vadeli sıcaklık hedefi, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerde yani ortalama 2 santigrat derecenin altına indirmek olarak öne çıkıyor. Türk yetkililer, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını beklenen seviyelerin yüzde 21 altına indireceklerini ve 2053 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı planladıklarını, yani yeşil alanların ve diğer doğal karbon yutaklarının ülkede yayılan tüm sera gazlarını emeceğini söylüyor.
Türkiye’nin plana onay kararı, Birleşmiş Milletler’in Kasım ayında İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenecek olan iklim değişikliği konulu ana konferansı COP26’dan önce geldi. Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Pazartesi günü gazetecilere verdiği demeçte, Türkiye’nin net sıfır emisyona nasıl ulaşılacağını planlamak için bir “İklim Konseyi” kuracağını söyledi. Kurum, “Çamur alanlarımızı artırıyoruz. Doğal sit alanlarımızı artırıyoruz, bisiklet yollarımızı ve yeşil yürüyüş yollarımızı genişletiyoruz” dedi.
TÜRKİYE ANLAŞMADAN ÇEKİLMİŞTİ
Türkiye’nin Yeşiller Partisi eş sözcüsü Emine Özkan, Al Jazeera’ye yaptığı açıklamada, “İklim aktivistleri olarak Türkiye’de uzun yıllardır Paris Anlaşması’nın onaylanmasını talep ediyoruz, bu nedenle Erdoğan’ın bu açıklamayı yapması bizim önemli bir başarı” dedi ve ekledi Paris Anlaşması, İklim hareketi için bir dönüm noktası ama bundan sonra ne olacağını hepimiz merak ediyoruz.”
Al-Jazeera, Türkiye’nin 2015 yılında Paris İklim Anlaşması’na imza atan ilk ülkelerden biri olduğunu vurgularken, gerekli finansal desteği görmediği için anlaşmadan çekildiğinin altını çizdi. Londra merkezli bağımsız Chatham House’un ortak üyesi ve Orta Doğu Kuzey Afrika bölgesinde sürdürülebilirliği teşvik eden bir savunuculuk girişimi olan Carboun’un kurucusu Karim Elgendy, Ankara’nın finansal desteğin kilitlenmesine itirazının haklı olduğunu söyledi.
DÜNYADA 16’NCI SIRADA
Elgendy, Türkiye ekonomisinin dünyanın en büyükleri arasında yer aldığını ve G20 gibi gruplar arasında bir yer edindiğini belirtti. Küresel Karbon Atlası’na göre Türkiye, emisyon salımı açısından dünyada 16’ncı sırada yer alıyor ve küresel sera gazlarının yaklaşık yüzde 1’inden sorumlu. Türkiye’nin emisyonlarını azaltma konusundaki sicili, Orta Doğu’daki diğer ülkelerden çok daha iyi olarak biliniyor.
Türkiye’de sel, yangın ve kuraklıkla geçen bir yıl, iklim değişikliği konusunu, Türkiye’deki siyasi tartışmaların ön saflarına getirdi. Konda tarafından yapılan bir anket, seçmenlerin yüzde 76’sının doğal afetlerin daha sık hale geldiğini düşündüğünü ve yüzde 87’sinin – iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi veya AK Parti’den yüzde 87’sinin – küresel ısınmanın gerçek bir sorun olduğunu düşündüğünü ortaya çıkardı. Genel olarak ankete göre, Türkiye’deki seçmenin yüzde 75’inin iklim değişikliği konusunda endişeli olduğu belirlendi. Haberde, bu farkındalık düzeyinin Avrupa ortalamasının da üstünde olduğu bilgisi paylaşıldı.
YENİLENEBİLİR ENERJİ İÇİN YENİ HEDEFLER
Öte yandan, yazıda Türkiye’deki kömür kullanımına da dikkat çekildi. İklim ve enerji düşünce kuruluşu Ember’in bir raporuna göre, Türkiye’nin enerjisinin yaklaşık yüzde 34’ü kömürden sağlanırken, yeni planlanan kömür santrallerinin küresel sıralamasında Çin ve Hindistan’ın hemen arkasında yer alıyor.
Dünyada kömür kullanımı yerine yenilenebilir enerjinin devreye girdiği ve bugün ülkelerin enerjisinin yaklaşık yarısının su, güneş ve rüzgar gibi kaynaklardan sağlandığı belirtildi.
Elgendy, Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye geçişinin övgüye değer olduğunu, ancak 2053 için net hedefine ulaşmak istiyorsa, genel bir politika değişikliği ve ayrıntılı bir eylem planı bulması hayata geçirmesi gerektiğini söyledi. Elgendy, “Tamamen karbondan arındırma duyurusu çok sevindirici, ancak bunu nasıl başaracaklarını bilmiyoruz.” açıklamalarında bulundu. Elgendy, özellikle ülkenin enerji politikasının, sera gazı emisyonlarını azaltmak yerine sürekli olarak “enerji güvenliği ve enerji bağımsızlığını” vurguladığını söyledi.
1 SENE SONRA YENİDEN GÜNDEMDE
Paris Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren bir anlaşma olarak ön plana çıkıyor.
Mart 2021 itibarıyla, BMİDÇS’nin 191 üyesi anlaşmaya taraftır. Anlaşmayı onaylamayan altı BMİDÇS üye devlet bulunuyor: Eritre, İran, Irak, Libya, Yemen ve Türkiye. Bu altı ülke içinde en büyük emisyon kaynağı ilk 20 içinde yer alan İran ve Türkiye’dir. ABD, 2020’de anlaşmadan çekildi, ancak 2021’de yeniden katıldı.
Paris anlaşması, sera gazı emisyonlarının tavan yaptığına ve yüzyılın ikinci yarsında iklim sorununun çözülmesi gerektiğini dikkat çekerek, mümkün olan en kısa sürede uygulanması gereken küresel bir eylem planı ortaya koyuyor.