Yaşananları “İsyan değil ancak isyan hali ortaya çıktı” diye yorumlayan Zins, bu protestoların 2017’de başlayan “sarı yeleklilerin devamı” niteliğinde olduğunu ve bu durumun kolayca dindirilemeyeceğini söyledi. Kamuoyu araştırmalarına göre halkın yüzde 93’ünün tasarıya karşı olduğunu belirten Fransız araştırmacı, bu oranın da uzun süredir azalmadığının altını çizdi.
Zins, sosyal güvenlik politikalarındaki güvensizlik duygusunun toplumda huzursuzluk yarattığına dikkat çekti ve ekledi: “Kötüleşen koşulların yükü halkın sırtına bindiriliyor.”
Siyasi antropoloji üzerine uzmanlaşan Zins, ayrıca grevlerin ve protestoların altında daha derin bir neden yattığını, bunun da ülkede artan fiyatlarla yaşam maliyetlerinden kaynaklandığını ifade etti. “Halkın geniş bir kesimi yoksullaşırken Macron iktidarı ise zenginlerin daha da zenginleşmesini sağlayan politik araçlar kullanıyor” diyen Zins, bu adaletsizliğin toplumdaki öfkeyi körüklediği ve insanların bu yüzden yollara döküldüğü saptamasını yaptı. Zins, “Emeklilik tasarısı toplumun her katmanına dokuyor, hiç kimse de 2 yıl daha fazla çalışmak istemiyor” dedi.
(Max Jean Zins)
5. CUMHURİYETTE İLK DEFA
Macron’un zorlayıcı bir yöntemle tasarıyı geçirme çabaları sonrası yeni bir motivasyon daha oluştuğunu dile getiren Max Jean Zins, tasarının “anayasal ancak demokratik olmayan” bir yolla yasalaştığı fikrinin tepki çektiğini kaydetti. Eylemcilere sert polisi müdahalesinin de tepkileri artırdığını ve böyle bir isyan durumuyla 5. Cumhuriyet tarihinde ilk defa karşılaşıldığını söyledi.
Zins, Macron’un daha önce yatırım bankalarında çalıştığını ve politikada büyük şirketlerin çıkarlarına odaklandığını söyledi. Zins, bu nedenle de finansal sorunların yaşandığı dönemlerde önceliğini şirketlerin kurtarılmasına verdiğine ve elitlerin yararına politikalar ürettiğine vurgu yaptı. Toplumda Macron’a desteğin dibe vurduğunu ve kendisinin çok zor bir pozisyonda olduğunu ifade etti.