Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele kapsamında Çin’in geliştirdiği aşının, Dünya Sağlık Örgütü‘nde şeffaf bir şekilde konuşulmasını istedi.
Başbakan Merkel, çevrim içi düzenlenen Almanya-Çin Hükümetlerarası İstişare Toplantısı‘nda yaptığı konuşmada, “Kovid-19 salgını pek çok ölüme sebebiyet verdi. Toplumlar ve ekonomiler için gerçekten zor bir sınama. Bu salgını ancak birlikte kontrol altına alabiliriz. Çin ve Almanya bunda önemli bir rol oynayabilir” dedi.
Angela Merkel, virüse karşı mücadelenin önemine dikkati çekerek salgına karşı savaşı kazanmak için en azından DSÖ’de, Çin’in aşı üretimi ve aşıların karşılıklı tanınması hakkında açık ve şeffaf bir şekilde konuşulması gerektiğini vurguladı.
‘Fikir ayrılıklarımız mevcut’
Alman Şansölye, Çin ile partner olmanın aynı zamanda zor konuların ele alınabileceği ve her şeyin masaya koyulabileceği anlamına da geldiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İnsan hakları konusu geleneksel olarak tartışmalarımızda rol oynuyor. Örneğin özellikle Hong Kong’daki durumu düşündüğümüzde bununla ilgili fikir ayrılıkları mevcut. Şimdiye kadar her zaman bu sorunları da çözmeyi başardık. İnsan hakları diyaloğunu bir an önce yeniden başlatabileceğimizi görmek isterim. İkimizin de bu konuları konuşması yeterli değil, özellikle adalet bakanları ile masaya derinlemesine geri dönülmesi gerekiyor”.
‘İş birliği için uygun koşullar yaratabiliriz’
Çin Başbakanı Li Kıçiang ise Çin ve Almanya’nın bazı konularda görüş ayrılıklarına sahip olduğunu kabul ederek “Benim fikrim şudur; her iki taraf da diğer tarafın temel çıkarlarına ve önemli endişelerine saygı duyduğu ve içişlerine müdahalede bulunmama temelinde iletişim kurduğu sürece, güveni artar, güvensizlik ortadan kalkar. Farklılıkları azaltmak ve iş birliğine odaklanmak, sorunsuz diyalog ve iş birliği için uygun koşullar yaratabiliriz” dedi.
Çin ile Almanya arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının, gelecek sene 50. yıl dönümü olacağına işaret eden Li, “Her iki taraf da iki ülke arasındaki geniş ortak menfaatler açısından kesintileri ortadan kaldırmalı ve dürüst davranmayı kabul etmelidir. Burada gereksiz aksaklıkları ortadan kaldırmalı ve kazan-kazan iş birliğine bağlı kalınması gerekir. O zaman ilişkilerimiz sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde gelişebilir” değerlendirmesinde bulundu.