Covid-19 ilk olarak, yaklaşık bir buçuk yıl önce Çin’in Vuhan kentinde tespit edildi. Ama virüsün nasıl ortaya çıktığı hala gizemini koruyor.
Salgının Çin’deki bir laboratuvardan sızmış olabileceği ihtimali bir zamanlar ‘aşırı uç bir komplo teorisi’ olarak değerlendirilirken, bu tartışmalı iddia son haftalarda yeniden gündeme geldi.
ABD Başkanı Joe Biden, istihbarat servislerinden salgının köküne ilişkin teorilerin incelenmesi için acil olarak yeni bir soruşturma yürütmeleri ve araştırmalarıyla ilgili raporu 90 gün içinde teslim etmeleri talimatını verdi.
Çin de Biden’a tepki gösterip, Washington’ı “pandemiyle mücadeledeki zayıflıklarını örtme amacıyla komplo teorileri yaymakla” suçladı.
Bu iddialar hakkında nelerin bilindiğini ve neden yeniden tartışma konusu olduğunu inceledik.
‘Laboratuvar teorisi’ nedir?
Koronavirüsün kazara veya bilerek, Çin’in Vuhan şehrindeki bir laboratuvardan sızdığına dair bir şüphe var. Virüs ilk olarak Vuhan’da tespit edilmişti.
Bu teoriyi destekleyenler, şehirdeki bir biyolojik araştırma testisinin varlığına dikkat çekiyor. Vuhan Viroloji Enstitüsü, on yılı aşkın bir süredir yarasalardaki koronavirüsleri inceliyordu.
Laboratuvar, ilk enfeksiyon grubunun görüldüğü Vuhan’daki Huanan pazarına yalnızca birkaç kilometre mesafede.
Laboratuvar teorisinin gerçek olduğunu düşünenler, virüsün bu tesisten çıkıp vahşi hayvan pazarına ulaşmış olabileceğini söylüyor.
Bu tartışmalı iddia salgının başında ortaya atıldı ve o dönem ABD Başkanı olan Donald Trump tarafından da sıklıkla gündeme getirildi. Hatta bazıları, bu virüsün ‘muhtemel bir biyolojik silah olarak tasarlanmış olabileceğini’ de öne sürdü.
O dönem medyada ve siyaset çevrelerinde birçok kişi bu iddiaları komplo teorisi olarak görüp göz ardı etti. Bazıları ise ihtimalin değerlendirilmesi çağrısı yaptı. Son haftalarda ise bu fikir yeniden gündeme getirildi.
Neden yeniden tartışıyor?
Çünkü ABD medyasında konu olan iddialar, virüsün laboratuvardan çıkmış olabileceğine dair yeni kaygıları doğurdu.
Bu fikre daha önce şüpheci yaklaşan bazı bilim insanları da, teoriye açıklık getirilmesinden yana tavır aldı.
Bu hafta ABD medyası gizli bir Amerikan istihbarat raporuna yer verdi. Rapor, virüs insanlara bulaşmadan hemen önce, 2019 yılı Kasım ayında üç araştırmacının Vuhan laboratuvarında tedavi gördüğünü yazıyordu.
Eski Başkan Donald Trump’ın laboratuvar teorisinin incelenmesi için oluşturduğu soruşturma birimin de, Biden yönetimi tarafından kapatıldığı bildirildi.
Biden’ın baş sağlık danışmanı Anthony Fauci, ABD senato komitesine 11 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “İhtimal her zaman var. Böyle bir şeyin yaşanmış olabileceğine ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütülmesinden yanayım” dedi.
Biden da şimdi, Covid-19’un köklerine ilişkin “enfeksiyonlu bir hayvandan insana bulaştığı veya laboratuvardaki bir kazadan kaynaklandığı” dahil her türlü ihtimalin değerlendirildiği bir rapor hazırlanması talimatı verdi.
Trump da Salı günü bu ihtimale yeniden ilgi gösterilmesinden kendisine pay çıkardı ve New York Post gazetesine attığı e-posta’da şunları söyledi:
“Bana göre başından beri böyle olduğu belliydi ama her zaman olduğu gibi çok ağır eleştirildim. Şimdi herkes ‘Haklıydı’ diyor.”
Bilim insanları ne düşünüyor?
Mesele hala çok tartışıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yürüttüğü soruşturmada konunun derinine inilmesi bekleniyordu ama birçok uzman, bu soruşturmanın yanıttan çok soru işareti doğurduğunu söyledi.
WHO’nun atadığı bilim insanlarından oluşan ekip, salgının kaynağının incelenmesi için bu yılın başında Vuhan’a gitti. Vuhan’da geçirdikleri 12 gün içinde ekip laboratuvar ziyareti dahil bir dizi incelemelerde bulundu. Ekip, “laboratuvardan sızma ihtimalinin çok zayıf bir ihtimal olduğu” sonucuna vardı.
Ama birçokları inceleme sonuçlarının geçerliliğini sorguladı.
Bir grup kıdemli bilim insanı, laboratuvar teorisini yeterince ciddiye almadığı için WHO raporunu eleştirdi. Birkaç yüz sayfalık raporun yalnızca birkaç sayfası bu teoriye ayrıldı, o kısımlarda da bu iddiaların kayda değer görülmediği belirtildi.
Science dergisindeki makalelerinde bilim insanları “Yeterli verilere sahip olana kadar doğal yollarla ve laboratuvar sızıntısıyla bulaştığı hipotezlerini ciddiye almalıyız” dedi.
Uzmanlar arasında, virüsün laboratuvardan sızmış olma ihtimalinin ‘daha yakından incelenmesi gerektiği’ konusunda giderek güçlenen bir uzlaşı var.
Hatta WHO Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus da yeni bir soruşturma yapılması çağrısı yaptı ve “Bütün hipotezler hala açık ve daha fazla çalışılması gerekiyor” dedi.
Dr. Fauci de şimdi virüsün ‘doğal yollardan çıktığına ikna olmadığını’ söylüyor. Bir yıl önce Covid’in hayvanlardan insanlara yayıldığını düşünen Dr. Fauci de artık laboratuvardan çıktığı ihtimalini değerlendiriyor.
Çin ne diyor?
Çin, virüsün laboratuvardan sızdığı yönündeki iddiaları reddetti ve bu teoriler için “iftira” dedi. Pekin yönetimi, koronavirüsün bir başka ülkeden yapılan gıda sevkiyatı aracılığıyla Çin’e girmiş olabileceğini söylüyor.
‘Çin’in Yarasa Kadını’ olarak anılan Vuhan Enstitüsü’nde görevli araştırmacı Dr. Shi Zhengli geçen hafta bir rapor yayımladı. Rapora göre, araştırma ekibi 2015’te Çin’deki madende bulunan yarasalarda sekiz koronavirüs türü tespit etti. Raporda, pangolinlerdeki koronavirüslerin, madende bulunan koronavirüslere kıyasla insan sağlığına daha fazla tehdit oluşturdukları belirtildi.
Çin resmi medyası ABD hükümetini ve Batı medyasını dedikodu yaymakla suçladı.
Çin Komünist Partisi’nin sahibi olduğu Global Times gazetesindeki bir başyazıda “ABD kamuoyu, pandeminin kaynağı konusunda aşırı paranoyak” dendi.
Çin hükümetinin teorisine göre ise virüs, Çin veya Güneydoğu Asya’daki donmuş bir etten Vuhan’a ulaştı.
Başka bir teori var mı?
Evet. “Doğal kaynak” teorisi denilen başka bir teori daha var.
Bu teori, virüsün arada hiçbir bilim insanı veya laboratuvar olmadan doğrudan hayvanlardan doğal yollarla insanlara yayıldığını öne sürüyor.
Bu teoriyi destekleyenler Covid-19’un yarasalardan, büyük olasılıkla başka bir hayvan aracılığıyla veya “başka bir aracı taşıyıcıyla” insanlara bulaştığını söylüyor.
Bu fikir WHO raporu tarafından da desteklenmişti. Raporda, Covid’in bir aracı taşıyıcıyla insanlara geçtiği ihtimali için “muhtemel ile çok muhtemel arası” dendi.
Bu hipotez salgının başında büyük oranda kabul edildi. Ama zaman geçtikçe bilim insanları ne yarasalarda ne de başka hayvanlarda Covid-19’un genetik yapısına denk gelen bir virüs tespit edebildi. Bu da teoriye ilişkin şüpheleri doğurdu.
Neden önemli?
Salgın nedeniyle dünya genelinde 3.5 milyondan fazla insan öldü. Bilim insanları, virüsün nasıl ve nerede çıktığı tespit edilirse, yeniden benzer olayların yaşanmasının da önüne geçilebileceğini söylüyor.
Hayvanlardan geçtiği yönündeki teorinin doğru olduğu kanıtlanırsa, çiftçilik veya vahşi yaşam istismarcılarının faaliyetleri etkilenebilir.
Danimarka’da virüsün vizonlardan geçtiği kaygısı nedeniyle çiftliklerdeki milyonlarca vizon öldürüldü.
Virüsün laboratuvardan sızdığı veya donmuş gıda tedarik zincirinden kaynaklandığı teorisi kanıtlanırsa bunun da bilimsel araştırmalar ve uluslararası ticarete etkisi olur.
Laboratuvardan sızdığının teyit edilmesi, Çin’in dünya genelindeki konumunu da etkileyebilir. Zira Çin, salgınla ilgili kritik bilgileri erken safhalarda dünyayla paylaşmamakla suçlanıyor. ABD ile Çin arasındaki ilişkiler de geriliyor.
Laboratuvar teorisinin incelenmesinde ısrarcı olan uzmanlardan biri Washington merkezli Atlantik Konseyi araştırmacısı Jamie Metzl.
BBC’ye konuşan Metzl, “Laboratuvar sızıntısı hipotezlerine ilişkin kanıtlar güçlendikçe, tüm hipotezlerin kaynağına ilişkin tam kapsamlı soruşturma talep etmeliyiz” dedi.
Ama bazı uzmanlar ise Çin’in bu kadar çabuk suçlanmasına da ihtiyatlı yaklaşıyor.
BBC’ye konuşan Singapur’daki Ulusal Üniversite Hastanesi’nde görevli Prof. Dale Fisher şu yorumu yaptı:
“Biraz sabırlı olmamız gerekiyor. Ama aynı zamanda da diplomatik davranmalıyız. Bunu, Çin’in desteği olmadan başaramayız. Hataların hoş görüldüğü, hatalardan ders çıkarılan bir ortam olmalı.”