Yaklaşmakta olan krizi tetikleyecek olan unsurun, 2018’de yaşanan döviz krizi ile aynı olduğunun vurgulandığı makalede, krize gerekçe olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’na dayattığı faiz politikası gösterildi.
Almanya’nın en büyük ikinci bankası Commerzbank kıdemli ekonomisti Tatha Ghose tarafından hazırlanan rapora göre, “Erdoğan tarafından atanan yeni TCMB başkanı konvansiyonel açıklamalarda bulunurken, piyasalar meçhul bir politika deneyi yaşanacağının farkında. Bu özel deney ise bir döviz enflasyonu sarmalıyla sonuçlanma riskini taşıyor.”
Rapora göre Commerzbank, TC. Merkez Bankasının yaz aylarında faiz indirimi döngüsüne başlamasının ardından 1 ABD dolarının 3. çeyrekte 10.00 TL’ye eş değer olacağını öngörüyor.
2021-22 ENFLASYON BEKLENTİLERİ
Commerzbank, faizin birkaç adımda yüzde 13 civarına çekileceği varsayımına dayanarak, enflasyonun yıl sonuna kadar güçlü bir şekilde hızlanacağını tahmin ediyor. Raporda enflasyon oranları şu şekilde öngörülüyor:
“2021 sonu için yüzde 20,9 ve 2022 sonu itibariyle de yüzde 21,5’lik bir enflasyon tahmini yapıyoruz. Uygulanan deney sonunda gösterge faiz oranı tekrar yüzde 20’ye yükseleceğinden, dolar-TL’nin 10.00’da sabitlenebileceğini belirtmek isteriz (…) Lira’nın yeniden istikrar kazanması için (örneğin IMF gözetiminde yapılacak) bir tür rejim değişikliği veya kurumsal devir gerekli olabilir.”
DAHA SERT TEDBİRLER…
Altı ay içinde uygulamaya konacak olan politikaların neler olacağını tahmin etmenin adeta imkansız olduğunun ifade edildiği raporda, Merkez Bankasının uygulacağı tedbirler şu şekilde sıralanıyor:
“Faiz oranının önümüzdeki aylarda istikrarlı bir şekilde düşeceğini varsayıyoruz (3. çeyreğe kadar yüzde 13). Yöneticiler bu süreçte swap limitleri, kısa pozisyonlara getirilen kısıtlamalar, dövize endeksli işlemlerin yasaklanması, döviz mevduatı üzerindeki kısıtlamalar vb. gibi yöntemlerle döviz kurunu sabit tutmaya çalışacak. Döviz kuru üzerindeki baskı arttıkça “daha sert” sermaye kontrolleri gelmeye başlayacak.”