Ulusal İstatistik Bürosu (NBS), ölümlerin doğumları aşmaya devam etmesi nedeniyle Çin nüfusunun 2024 yılında 1,39 milyon azalarak 1,408 milyara gerilediği bildirildi.
Ocak 2024’te daha önce açıklanan veriler 2023’te 2.08 milyonluk bir düşüş göstererek nüfusu 1.409 milyara indirmişti. Bu düşüş bir önceki yılın iki katıydı ve Çin’de son 60 yılda yaşanan ilk nüfus düşüşüne işaret ediyordu.
Çin’in doğum oranındaki düşüşü engellemeye yönelik son çabaları uzun vadeli eğilimi tersine çevirmeyi başaramadı ve Ulusal İstatistik Bürosu (NBS) ülkenin çeşitli zorluklarla karşı karşıya olduğunu kabul etti.
NBS raporunda, “Dış çevrenin getirdiği olumsuz etkilerin arttığının, iç taleplerin yetersiz olduğunun, bazı işletmelerin üretim ve operasyonda zorluklar yaşadığının ve ekonominin hala zorluklar ve güçlüklerle karşı karşıya olduğunun farkında olmalıyız” ifadeleri yer aldı.
NBS, Çin’de 2023 yılında 9,02 milyon olan doğum sayısının 2024 yılında 9,54 milyona yükseldiğini bildirdi. Doğum oranı 2023 yılında bin kişi başına 6,39 iken, 2024 yılında bin kişi başına 6,77’ye yükseldi. Covid-19 pandemisinin sona ermesinin ardından 2023 yılında evlilikler bir önceki yıla göre yüzde 12,4 oranında arttı. Bu durum, 2024 yılının ilk yarısında bazı bölgelerde doğumlarda kısa süreli bir artışa yol açtı.
Geçen yıl aynı zamanda Çin’de uğurlu sayılan ve geleneksel olarak Asya genelinde hafif bir bebek patlamasıyla bağlantılı olan “Ejderha Yılı” idi. Ancak, uzmanlar genel eğilimin düşüşte olduğunu belirtiyor.
Ölüm sayısı 2023’te 11,1 milyon iken 2024’te 10,93 milyona geriledi.
DOĞUM ORANLARI ON YILLARDIR DÜŞÜYOR
Çin’de doğum oranları, 1980-2015 yılları arasında uygulanan “tek çocuk politikası” ve hızlı kentleşme nedeniyle on yıllardır düşüyor.
Ülke, nüfus artışını kontrol altına almak için on yıllardır uyguladığı “tek çocuk politikasını” 2016 yılında resmen sona erdirdi. Ancak politika, erkek çocuklara yönelik kültürel tercih nedeniyle çarpık bir nüfusla sonuçlandı.
Demografi uzmanları, çocuk bakımı, eğitim, iş belirsizliği ve yavaşlayan ekonominin yüksek maliyetinin birçok genç Çinliyi evlenmekten ve aile kurmaktan caydırdığını düşünüyor. Ayrıca, cinsiyet ayrımcılığına ve kadınların evi idare etmesine yönelik geleneksel beklentilere de azalan doğum oranına katkıda bulunan faktörler olarak işaret ediyorlar.
2024 yılında Çinli yetkililer doğum oranını artırmak için bir dizi önlem aldı. Aralık ayında üniversitelerden evlilik, aşk, doğurganlık ve aileye ilişkin olumlu görüşleri teşvik etmek üzere evlilik ve “aşk eğitimini” müfredata dahil etmeleri istendi. Kasım ayında devlet konseyi yerel yönetimlere nüfus krizini ele almak için kaynak ayırmaları ve “doğru yaşta” çocuk doğurma ve evliliğe saygıyı teşvik etmeleri çağrısında bulundu.
Çin’de üreme çağındaki kadın sayısının yüzyılın sonuna kadar üçte ikiden fazla azalarak 100 milyonun altına düşeceği tahmin edilmektedir.
Çin demografik bir krizle karşı karşıya olan tek ülke değil; Japonya, Güney Kore ve Tayvan da göç üzerindeki kısıtlamalar da dahil olmak üzere benzer faktörler nedeniyle nüfus düşüşleri yaşamaktadır.