BM Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Komitesi (CERD) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Komitenin İtalya ve Hırvatistan ile ilgili bulgularına yer verildi.
Açıklamada, İtalya’da siyasetçiler ile üst düzey hükümet yetkililerinin medyada ve internet ortamında Afrika kökenliler ve diğer azınlıklara karşı kullandığı nefret söylemi ve ırkçı siyasi söylemlerden endişe duyulduğu belirtildi.
İtalya’ya, nefret söylemi ve ırk ayrımcılığıyla mücadeleye yönelik mevzuatını etkili bir şekilde uygulama çağrısı yapılan açıklamada, ülkedeki tüm nefret söylemi ile ırksal suçların etkili bir şekilde soruşturulması ve resmi statülerine bakılmaksızın suçlu bulunanların cezalandırılması talep edildi.
Ülkedeki spor müsabakalarında Afrikalı sporculara yönelik fiziksel ve sözlü saldırılara tepki verilen açıklamada, İtalya’dan, spordaki tüm ırkçı istismarları soruşturması ve sorumlulara yaptırım uygulaması istendi.
Göçmenleri, sığınmacıları ve mültecileri yaşam ve insan hakları ihlallerine karşı daha savunmasız hale getirdiği belirtilen 2018 tarihli Göç ve Güvenlik Kanunu ile 2023 tarihli “Cutro Kanunu” olarak bilinen son mevzuattan rahatsızlık duyulduğu da açıklamada yer aldı.
Açıklamada, “Denizde arama ve kurtarma operasyonlarına getirilen, kuruluşların göçmenleri, sığınmacıları ve mültecileri kurtarmasını engelleyebilecek yasal kısıtlamalara ilişkin endişe duyuyoruz. İtalya’yı göçmenlere, sığınmacılara ve mültecilere yönelik ayrımcılıkla mücadele etmek ve onların yaşam, güvenlik ve fiziksel bütünlük haklarını korumak için gerekli tüm önlemleri almaya çağırıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Öte yandan İtalya’dan, göçmenlerin ve sığınmacıların uluslararası korumaya başvurabilmelerini ve mülteci statüsü belirleme prosedürlerine erişimlerini garanti etmesi de talep edildi.
HIRVATİSTAN’DA AZINLIKLARA AYRIMCILIK
Açıklamada, Hırvatistan’da başta istihdam ve eğitim alanlarında olmak üzere Roman ve Sırp azınlıklara uygulanan ayrımcılıklarından endişe duyulduğu belirtildi.
Hırvatistan’ın, özellikle istihdam ve eğitim alanlarında Ayrımcılıkla Mücadele Yasası’nı tam olarak uygulayarak ve savunmasız gruplara yönelik farkındalık yaratma kampanyaları düzenleyerek, her türlü ırk ayrımcılığıyla mücadele çabalarını yoğunlaştırması tavsiyesinde bulunuldu.