Bakanlar Komitesi’nin kararı, Adalet Bakanlığı’na iletildi. T24’ün haberine göre, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı, kararın Türkçe tercümesini Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Anayasa Mahkemesi, Mevzuat Genel Müdürlüğü, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Demirtaş’ın yargılandığı İstanbul ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderdi.
Komitenin karar metninde şu ifadelere yer verildi:
‘Derhal salıverin’
“Mahkemenin somut davada başvuranın bir suç işlediğine dair makul bir şüpheyi destekleyen delillerin olmaksızın tutuklandığını tespit ettiğini ve özellikle iki önemli kampanyası sırasında yakalanmasının ve tutuklanmasının, çoğulculuğun bastırılması ve siyasi tartışma özgürlüğünün sınırlandırılması yönünde gizli bir amaç taşıdığını, başvuranın dokunulmazlığının kaldırılması ve başvuranı siyasi konuşmalar nedeniyle cezalandırmak için ceza hukukunun uygulanma şeklinin tahmin edilemez olduğunu ve yasayla öngörülmediğini ve ardından gerçekleşen tutukluluğun başvuranın Millet Meclisi faaliyetlerine katılmasını etkin bir şekilde imkansız hale getirdiğini hatırlatmıştır. Yetkililerin başvuranın mevcut tutukluluğunun ve 4 Kasım 2016 ve 7 Aralık 2018 tarihleri arasındaki tutukluğunu incelediğini, bunların büyük daire kararının kapsamı dışında kaldığı ve ayrıca başvuranın mevcut tutukluğuna ilişkin olay ve suçlamaların ilk tutukluluğuna ilişkin olanlardan farklı olduğuna dair beyanları dikkate almak ile birlikte bu argümanların halihazırda mahkeme tarafından incelenip reddedildiği kanaatine varmıştır. Mahkemenin aynı olgusal içeriğe ilişkin gerekçelerle başvuranın tutukluluğunun devamının başvuranın haklarının ihlalini sürmesine ve ayrıca davalı devletin mahkemenin kararına uyma yükümlülüğünün ihlaline yol açacağına ilişkin 46. madde kapsamında vardığı sonucun altını çizmiştir. Bu nedenle yetkililerin başvuranı derhal serbest bırakılmasını sağlamaları çağrısında bulunmuştur.
‘İhlal ortadan kaldırılmalı’
“Ayrıca eski haline getirme yükümlülüğünün Ankara Ağır Ceza Mahkemesi önünde derdest olan (34 fezleke, 6 – 8 Ekim olaylarına ilişkin iki ceza yargılaması) ve İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde derdest olan, başvuranın 2013 yılı Mart ayında düzenlenen bir miting sırasında terör örgütü lehine propaganda yaptığı gerekçesiyle mahkum edilmesine karşı temyiz yargılaması da dahil olmak üzere ihlalin olumsuz sonuçlarının gecikmeye mahal vermeden ortadan kaldırılmasına gerektiğinin altını çizmiştir. Somut davada gerekli bireysel tedbirlerin aciliyeti göz önüne alındığında başvuranın 2021 yılı Haziran ayına kadar serbest bırakılmaması durumunda, bireysel tedbirlere ilişkin incelemesine 1406. toplantısında devam etmeye karar vermiştir.”