Rapor ABD’nin Afganistan’da yeniden yapılanma çabalarının son yirmi yılını inceliyor. Afganistan’ı yeniden inşa etmek için 20 yıl ve 145 milyar dolar harcadıktan sonra, ABD hükümetinin öğrenmesi gereken birçok ders olduğu bu kritik derslerin uygulanması Afganistan’da ve dünyanın başka yerlerinde gelecekte yapılacak yeniden yapılanma görevlerinde hayat kurtaracak ve israfı, sahtekarlığı ve suistimali önleyeceği kaydediliyor.
İşte rapordaki en önemli 6 madde:
1. STRATEJİ:
ABD’li yetkililerin uzun vadeli, sürdürülebilir iyileştirmeler yaratmada karşılaştıkları zorluklar, ABD devlet kurumlarının yeniden inşa stratejilerini tasarlama, uygulama ve değerlendirme yetenekleri hakkında soruları gündeme getiriyor. Kurumlar arasındaki sorumluluk dağılımı her zaman her kurumun güçlü ve zayıf yönlerini hesaba katmamıştır. Örneğin, Dışişleri Bakanlığı’nın yeniden yapılanma çabalarına öncülük etmesi gerekiyor, ancak liderliği üstlenecek ve stratejiye sahip çıkacak uzmanlığa ve kaynaklara sahip değildi.
Hiçbir kurumun Afganistan’ı yeniden inşa etme stratejisini geliştirmek ve yönetmek için gerekli zihniyete, uzmanlığa ve kaynaklara sahip olmadığı açıktı. ABD hükümetinin bir ülkeyi, özellikle de hâlâ şiddetli çatışmalar yaşayan bir ülkeyi başarılı bir şekilde yeniden inşa etmesi için, sivil kurumların sadece kağıt üzerinde değil, uygulamada liderlik etmek için gerekli kaynaklara ve esnekliğe ihtiyacı vardı. Bu zayıf iş bölümü, zayıf bir stratejiyle sonuçlandı. ABD’li yetkililer, güvensizliğin çözümünün Afgan kurumlarına her zamankinden daha fazla kaynak akıtmak olduğuna inanıyorlardı.
ABD hükümeti, bütçe ne olursa olsun, böylesine tavizsiz bir ortamda bu kadar iddialı bir şeyi üstlenecek donanıma sahip değildi. On yıllık bir tırmanıştan sonra ABD, Afgan hükümetinin ne kadar bağımlı ve savunmasız kaldığını istikrarlı bir şekilde ortaya koyan on yıllık kademeli bir düşüşe başladı.
2. ZAMAN ÇİZELGELERİ:
Afganistan’ı yeniden inşa etmek için gereken süreyi kısalttı ve harcamaya hızlı bir şekilde öncelik veren gerçekçi olmayan zaman çizelgeleri ve beklentiler yarattı. Seçimler yolsuzluğu artırdı ve programların etkinliğini azalttı.
ABD’li yetkililer, Afganistan’ı yeniden inşa etmek için gereken zaman ve kaynakları genellikle hafife alarak, 2009-2011 yılları arasında asker, para ve kaynak artışı gibi kısa vadeli çözümlere yöneldi.
Güvenlik kötüleştikçe talepler arttıkça, ilerleme gösterme baskısı da arttı. ABD yetkilileri açık zaman çizelgeleri oluşturdu.
Tasarım gereği, bu zaman çizelgeleri genellikle sahadaki koşulları görmezden geldi. ABD programlarında pervasız tavizler vermeye zorladı. Hızlı harcama yapmak kısa vadeli, sürdürülemez hedeflere odaklanmak için ters teşvikler yarattı. ABD yetkilileri sonunda bu dinamiği fark ettiğinde, sahadaki koşulları görmezden gelmenin yeni yollarını buldular. Birlikler ve kaynaklar, Afgan hükümetinin istikrarsızlığı ele almadaki veya kötüleşmesini önlemedeki yetersizliği devam etti.
3. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK:
Amerika Birleşik Devletleri’nin inşa ettiği kurumların ve altyapı projelerinin çoğu sürdürülebilir değildi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin inşa ettiği her kilometrelik yolun ve eğittiği her hükümet çalışanının, daha da fazla iyileştirme için bir sıçrama tahtası olarak hizmet ettiği ve yeniden yapılanma çabasının sonunda sona ermesini sağladığı düşünülüyordu. Ancak, ABD hükümeti çoğu zaman projelerinin uzun vadede sürdürülebilir olmasını sağlayamadı. Projeler kullanılmadığı veya bakıma muhtaç hale geldiği için yeniden yapılanma için milyarlarca dolar boşa gitti. Hızlı ilerleme kaydetme talepleri, ABD yetkililerini ev sahibi hükümetin kapasitesi ve uzun vadeli sürdürülebilirlik için çok az dikkate alarak kısa vadeli projeleri belirlemeye ve uygulamaya teşvik etti. Afganlar genellikle projeler için sorumluluk alma kapasitesinden yoksundu. Buna karşılık, ABD hükümeti Afgan kurumlarının kapasitelerini geliştirmelerine yardım etmeye çalıştı, ancak bu kurumlar çoğu zaman ABD’nin taleplerine ayak uyduramadı.
Ayrıca, yaygın yolsuzluk, Afgan hükümeti aracılığıyla gönderilen ABD fonlarını israf, dolandırıcılık ve suistimal riskiyle karşı karşıya bıraktı.
4. PERSONEL:
Üretken olmayan sivil ve askeri personel politikaları ve uygulamaları engelledi.
ABD hükümetinin doğru insanları doğru zamanda doğru işlere sokamaması, misyonun en önemli başarısızlıklarından biriydi. Afganistan’daki ABD personeli genellikle niteliksiz ve yetersiz eğitimliydi ve nitelikli olanları elde tutmak zordu.
5. GÜVENSİZLİK ve ŞARTLAR:
Kalıcı güvensizlik, yeniden yapılanma çabalarını ciddi şekilde baltaladı. Şiddetin olmaması, ABD yetkililerinin Afganistan’da yapmaya çalıştığı her şey için kritik bir ön koşuldu ancak ülke çapında güvensizlik giderek kötüleştikçe, seçmenleri korkutmak, seçmen kayıtlarını engellemek ve seçim gününde sandık merkezlerini kapatmak gibi Afganların güvenilir bir seçim süreci geliştirmelerine yardımcı olmak her zamankinden daha zor hale geldi. Güvensizlik ve ortaya çıkardığı belirsizlik, Afganistan’ı iş yapmak için dünyanın en kötü ortamlarından biri haline getirdi.
ABD hükümeti, Afgan gercegini anlamadı ve bu nedenle çabalarını buna göre şekillendirmede başarısız oldu.
Afganistan’ı etkin bir şekilde yeniden inşa etmek, ülkenin sosyal, ekonomik ve politik dinamiklerinin ayrıntılı bir şekilde anlaşılmasını gerektiriyordu. ABD hükümeti ayrıca Batılı teknokratik modelleri beceriksizce Afgan ekonomik kurumlarına zorladı. Eğitimli güvenlik güçleri gelişmiş silah sistemlerini anlayamadı, koruyamadı. Anlaşmazlıklarının yüzde 90’ını gayri resmi yollarla ele alan bir ülkeye resmi bir hukuk kuralı dayatmak çok zordu. Genellikle kadınları ve kızları desteklemenin önündeki kültürel ve sosyal engelleri anlamak veya azaltmak için mücadele edildi. Bu arka plan bilgisi olmadan, ABD yetkilileri genellikle, kendilerini ve müttefiklerini zenginleştirmek ve güçlendirmek için nüfusu yağmalayan veya ABD yardımını amaçlanan alıcılardan uzaklaştıran güç simsarlarını güçlendirdi. Yerel düzeyde bilgi eksikliği, çatışmayı azaltmayı amaçlayan projelerin çoğu zaman çatışmayı şiddetlendirdiği ve hatta istemeden isyancıları finanse ettiği anlamına geliyordu.
6.İZLEME VE DEĞERLENDİRME:
ABD devlet kurumları, çabalarının etkisini anlamak için nadiren izleme ve değerlendirme gerçekleştirdi.
İzleme ve değerlendirme neyin işe yarayıp neyin yaramadığını ve sonuç olarak neyin değişmesi gerektiğini belirleme sürecidir. Kavramsal olarak, izleme ve değerlendirme nispeten basittir, ancak pratikte son derece zordur. Bu, özellikle personel devir hızının hızlı olduğu, birden fazla kurumun programları eş zamanlı olarak koordine etmesi gerektiği, güvenlik ve erişim kısıtlamalarının bir programın zorluklarını ve etkisini anlamayı zorlaştırdığı ve çok sayıda değişkenin sonuçları etkilemek için rekabet ettiği Afganistan gibi karmaşık ve öngörülemeyen ortamlarda geçerlidir. Bu eksiklikler ABD, Afgan ve koalisyon hükümeti personelinin ve sivillerin hayatlarını tehlikeye attı ve stratejik hedeflere doğru ilerlemeyi baltaladı.