1990 yılında uzaya gönderilen Hubble Uzay Teleskobu, yaptığı her keşifle sonsuz evrenin sürprizlerini ortaya çıkarmaya devam ediyor. Şimdiyse teleskobun, bugüne kadar keşfedilen en uzak yıldızı -veya muhtemelen yıldız sistemini- tespit ettiği bildiriliyor.
Resmi adı WHL0137-LS olan ancak onu keşfeden astronomlar tarafından Eski İngilizcede “sabah yıldızı” ya da “yükselen ışık” anlamına gelen Earendel olarak isimlendirilen yıldızın, evrenin oluşumunun erken zamanlarından olduğu ifade ediliyor. Keşfe dair Nature’da yayımlanan bir makale ise bu antik yıldız hakkında daha birçok ilginç bilgiyi gözler önüne seriyor.
Dünya’dan ve Güneş’ten 8,2 milyar yıl daha yaşlı
Araştırma makalesinde Büyük Patlama’nın gerçekleşmesinden sadece 900 milyon yıl sonra bugün göründüğü şeklini aldığı tahmin edilen Earendel sisteminden yayılan ışığın Hubble’a ulaşmasının tam olarak 12,8 milyar yıl aldığı belirtiliyor. Bununla birlikte Güneş ve Dünya’dan 8,2 milyar yıl daha yaşlı olduğu ifade edilen yıldız sisteminin, Dünya üzerinde var olan ilk hayvan formlarından ise 12,1 milyar yıl daha yaşlı olduğu kaydediliyor.
Üstelik Earendel, şimdiye kadar bilinen antik yıldız standartları arasında bile öne çıkıyor. Earendel’in, bu keşfe kadar bilinen en yaşlı yıldız olan 9,4 milyar yıl yaşındaki Icarus’tan 3 milyar yıl daha eski olması dikkat çekiyor. Bununla birlikte genellikle uzaydaki en parlak nesneler olması sebebiyle tespit edilmesi de bir o kadar kolay olan en eski süpernovaların bile Earendel’den daha genç olduğu ifade ediliyor.
Earendel’in bulunduğu galaksi olan Sunrise ark için ise Johns Hopkins Üniversitesi astronomu ve Nature gazetesinin baş yazarı Brian Welch, “Bu gökada, ön plandaki devasa bir gökada kümesinin kütleçekimsel mercek etkisi nedeniyle büyütülmüş ve uzun, ince bir hilal şeklinde gerilmiş gibi görünüyor” şeklinde kaydediyor.
Earendel, evrenin erken zamanlarına ışık tutabilir
Welch ve ekibinin bir yıldız takımı olduğunu anlamak adına üzerinde üç buçuk yıl harcadığı antik yıldız Earendel’in, evrenin tarihi hakkında pek çok yeni bilgiye gebe olabileceği tahmin ediliyor. “Uzak nesnelerle, evrenin geçmişini ve evrenin bugün olduğundan çok farklı göründüğü bir zamanı görüyoruz” şeklinde ifade eden Welch, “Bu erken dönemde galaksilerin farklı göründüğünü biliyoruz ve daha önce gelen nispeten az sayıda yıldız nesli olduğunu biliyoruz.” diye de sözlerine ekliyor.
Yıldızların, hidrojen ve helyum gibi daha hafif atomların nükleer füzyon yoluyla karbon, oksijen ve hatta demir gibi daha ağır maddeler oluşturmak üzere bir araya gelmesiyle oluşan evrenimizdeki ağır elementlerin ‘fabrikaları’ olduğunu belirten Welch, Earendel’in, evrenin tarihinin erken evresinde, sisteminde muhtemelen helyumdan daha ağır çok az malzemeye sahip olduğuna da dikkat ediyor. Konuya ilişkin olarak Welch, “Bu mercekli yıldızı ayrıntılı olarak incelemek, bize ilk günlerde yıldızların neye benzediğine ve yakın evrendeki yıldızlardan nasıl farklı olduklarına dair yeni bir pencere açıyor” şeklinde aktarıyor.
Bununla birlikte yakında operasyonlarına başlayacak olan James Webb Uzay Teleskobu sayesinde Earendel’in tek bir yıldız sistemi mi yoksa bir yıldız sistemleri kümesi mi olduğunun da anlaşılması bekleniyor. Ayrıca, Earendel’in tek bir yıldız mı yoksa ikili bir sistem mi olduğu, sıcaklığı ve kütlesi gibi bilgilerin de öğrenilebileceği düşünülüyor.
Webtekno