Bilim insanları, yalnızca yüzde beşinin keşfedildiği söylenen okyanuslarla ilgili çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Yeni yapılan çalışmalar, okyanusların derinlerinde bulunan metalik nodüllerin, içerdikleri elementler sayesinde, “doğal pil” gibi davranarak “karanlık oksijen” ürettiklerini ortaya koydu.
BBC’nin haberine göre, okyanus tabanında, güneş ışınlarının erişemediği 5 kilometre derinlikte, fotosentezin mümkün olmadığı alanlarda bulunan metal yumruların, deniz suyunu elektroliz yoluyla hidrojen ve oksijene ayırdığı tespit edildi.
Bugüne kadar canlıların soluduğu oksijenin yarısının deniz bitkilerinin fotosentez yapmasıyla oluştuğu düşünülüyordu, ancak yeni keşfedilen “karanlık oksijen”, ışığın ulaşmadığı okyanus derinlerindeki yaşama dair ipuçları sundu.
KARANLIK OKSİJEN NEDEN ÖNEMLİ?
Karanlık oksijen, geleneksel yöntemlerle tespit edilemeyen oksijen moleküllerine verilen bir isimdir. Uzmanlara göre, bu gizemli moleküller, atmosferin kimyasal dengesini, okyanuslardaki yaşamı ve dolayısıyla iklimi etkileyebilir.
Araştırmacılar, karanlık oksijenin, iklim değişikliği ve çevresel süreçlerde göz ardı edilmiş bir faktör olabileceğini öne sürüyor.
Karanlık oksijenin varlığı, ayrıca oksijenin çevresel etkilerini yeniden değerlendirmemizi gerektirebilir. Bu durum, sera gazlarının ölçülmesi ve kontrolü konusundaki mevcut yaklaşımlara da farklı boyutlar katabilir.
UZAY ÇALIŞMALARINI ETKİLEYEBİLİR
Bilim insanları, patates büyüklüğündeki metalik nodülleri kullanarak her bir parçanın bir kalem pilin ürettiği voltaja yakın elektrik ürettiğini belirledi.
Bulgunun, deniz tabanındaki yumruların deniz suyu moleküllerini parçalarına ayırmaya yetecek kadar büyük elektrik akımları üretebileceği anlamına geldiği belirtildi.
Araştırma ayrıca ışık ve biyolojik süreçler gerektirmeyen oksijen üretiminin gezegenlerde, gezegenlerin uydularında da gerçekleşebileceğini ve yaşamın gelişebileceği, oksijen açısından zengin ortamlar oluşturabileceğini de ortaya koydu.
Geleneksel yöntemlerle tespit edilemeyen karanlık oksijenin varlığı, ileri teknoloji ürünü analiz cihazları ve spektroskopik yöntemlerle araştırılıyor.
Bilim insanları, bu yeni oksijen formunun varlığını kanıtlamak için farklı dalga boylarında ışık kullanarak okyanuslar ve atmosferdeki molekülleri analiz ediyor.
KARANLIK OKSİJENİN GELECEĞİ…
Bilim dünyası, karanlık oksijenin atmosferdeki rolü ve etkileri üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Eğer bu moleküllerin varlığı kanıtlanırsa, iklim değişikliği ve hava kalitesini iyileştirme çabalarına yeni bir boyut kazandırabilir.
Bu konu aynı zamanda, iklim bilimi, uzay ve çevre politikalarında gelecekte önemli bir yer edinebilir.