Arp 107 olarak bilinen bu kozmik dans, iki galaksinin birbirine yaklaşarak yıldızlardan oluşan bir “köprü” inşa etmesiyle gerçekleşti. Şimdiye kadar böylesine net bir şekilde görüntülenmemiş olan bu galaktik birleşme, evrenin sırlarını biraz daha aydınlatıyor.
Webb Teleskobu’nun güçlü kameralarıyla yakalanan görüntüde, galaksiler arasında oluşan beyaz bölgeler dikkat çekiyor. Bu alanlar, iki galaksideki eski yıldızları ve onların oluşturduğu köprüyü ortaya koyuyor. Avrupa Uzay Ajansı’na göre, bu köprü gaz ve yıldızlardan oluşuyor. Samanyolu Galaksisi’nin de bir gün benzer bir birleşme yaşayabileceği düşünülüyor.
Bu çarpışma, yalnızca galaksilerin birleşmesini değil, aynı zamanda yeni yıldızların doğumunu da tetikliyor. Yoğun gaz bulutları bir araya gelerek yeni yıldızların oluşmasına neden oluyor. Webb’in Orta Kızılötesi Aracı, bu bölgeleri turuncu ve kırmızı renklerde görselleştirerek kozmik bir şölen sunuyor.
Görselde yalnızca çarpışan galaksiler değil, aynı zamanda arka plandaki uzak galaksiler de yer alıyor. Neredeyse tamamı sarmal yapıda olan bu galaksiler, her biri kendi yıldızları ve gezegenleriyle dolu, uçsuz bucaksız birer kozmik diyar gibi parıldıyor.
Kuzey Arizona Üniversitesi’nden astrofizikçi Diego Munoz’a göre, galaksilerin çarpışması kaçınılmaz bir süreç olmasına rağmen gezegenler için büyük bir tehdit oluşturmuyor. Galaksilerdeki yıldızlar arasındaki mesafelerin muazzam büyüklüğü, çarpışmaların genellikle gezegenlerin güvenliğini tehlikeye atmadığını gösteriyor. Delaware Üniversitesi’nden gezegen bilimci Sally Dodson-Robinson, “Eğer Güneşi bir kum tanesi boyutuna getirirsek, en yakın yıldıza olan mesafe kilometrelerce olacaktır” diyerek yıldızların çarpışma ihtimalinin son derece düşük olduğunu belirtiyor.