Bireysel ilgi alanlarımızın ve kültürel zevklerimizin özellikle sosyal çevremizin etkisiyle geliştiğini ve zaman içerisinde şekillendiğini biliyoruz. Aynı zamanda ailemizden ‘gördüklerimizin’ de bu yönde bir etki bıraktığı aşikâr.
Peki klasik müzikten zevk almanın ya da görsel sanatlara ilgi duymanın; bir opera izlemekten keyif almanın ya da rock müzik konserinde eğlenmeyi çok sevmenin genlerimizle bir ilgisi olabilir mi? Biz daha doğmadan, bu konudaki olası Yeni sonuçlanan bir araştırmaya göre cevap evet! Üstelik etkisi tahmin edeceğinizden çok daha fazla.
Genlerin kültürel zevklerimiz üzerindeki etkileri için 1200 ikiz incelendi
Kopenhag Üniversitesi sosyoloji bölümünden profesör Mads Meier Jæger ve doçent Stine Møllegaard tarafından yürütülen araştırma, kültürel zevklerimizin ve ilgi alanlarımızın nasıl şekillendiği sorusuna cevap aradılar.
466’sı tek yumurta, 734’ü çift yumurta ikizi olmak üzere 1200 ikiz üzerinde yapılan araştırma, bu soruya ilgi çekici cevaplar verdi. Genetik olarak özdeş olan tek yumurta ikizleri ve genlerinin %50’sini paylaşan çift yumurta ikizlerinin bu araştırmada tercih edilmesi, genetik etkilerin gözlemlenebilmesi için gerekli koşulları sağladı.
Elde edilen sonuçlar, genlerimizin etkisinin tahmin edeceğinizden çok daha yüksek olduğunu ortaya koydu
Tek ve çift yumurta ikizleriyle anket yürütülerek 12 farklı kültürel aktiviteye olan ilgileri haritalandırıldı. Elde edilen sonuçlar, farklı kültürel zevklerin genlerden, aileden ve sosyal çevreden farklı oranlarda etkilendiğini ortaya koydu.
- Buna göre klasik müzik, opera, bale gibi ‘yüksek kültür’ aktivitelerine olan ilgimiz %54 oranla genlerimizden aktarılıyor. Aile kaynaklı ‘çevresel etki’ bu etkinlikler için %16. Sosyal çevremizin etkisi ise %30.
- Popüler kültüre duyulan ilgi ve bu yöndeki bireysel zevkler için ise sosyal çevrenin etkisi daha büyük; %29 genler, %23 aile kaynaklı çevresel etkiler, %48 sosyal çevre.
- Araştırmada yer verilen son grup ise ‘alt kültür’ diyebileceğimiz; örneğin stand-up ya da rock müziğe duyulan ilgi. Bu tür alt kültür öğelerine yönelik ilgide durum şöyle; %30 genler, %33 aile kaynaklı çevresel etkiler, %37 sosyal çevre.
Aynı zamanda edebiyat ve müziğe yönelik ilgi için de detaylı veri sunan araştırmaya göre müzikte %46 genler, 54 sosyal çevre; edebiyatta ise %43 genler, %57 sosyal çevrenin etkisi öne çıkıyor. Bu grafikte, aile kaynaklı çevresel etki bulunmuyor.
Sonuç olarak; kalıtsal genetik etkiler, kültürel gelişimimizi ve tercihlerimizi etkiliyor
Bu çalışmayla araştırmacılar, bilişsel beceriler ve kişilik özellikleri üzerindeki kalıtsal genetik etkinin, çeşitli kültürel tercihlerin temelini oluşturduğunu öne sürüyorlar. Yani tüm çevresel etkilerin dışında, belirli kültürel etkinliklere ve türlere genetik olarak bir ilgimiz ve yatkınlığımız var. Fakat çalışmada genlerin kültürel zevki nasıl etkilediği sorusu cevaplanmıyor. Bu da incelenmesi gereken yepyeni bir alan ve cevaplanması gereken bir soru olarak karşımıza çıkıyor.
Acaba hangi genin aktarılması bu duruma etki ediyor, bu nasıl mümkün olabiliyor? Kültürel zevklerimizi belirleyen spesifik bir gen mi var yoksa bambaşka bir senaryo mu söz konusu? Bu soruları, yapılacak yeni bilimsel araştırmalar cevaplayacak.
Çocuklar ‘kültürel olarak da’ eşit doğmuyor
Araştırmanın sonuçları gösteriyor ki her bebek dünyaya gelirken kültürel eğilim açısından da eşit doğmuyor. Ancak özellikle sosyal çevrenin etkisinin de azımsanmayacak seviyede olduğu düşünüldüğünde, genetik ilgi ve yönelimlerin dönüşmesi ve gelişmesi gelişim çağından yetişkinliğe kadar devam ediyor. Yani genler çok etkili olsa da, her şey demek değil.