Beynin yaşlanmasında genlerin ve çevrenin iki yönlü etkileşimi olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, beyin yaşlanmasının önüne geçilebilmesi için son yıllarda “süper yaşlanma teorisinin” öne çıktığını söyledi. Süper yaşlıların 80 yaşın üzerinde oldukları halde bellek testlerinde 50-55 yaş performansı gösteren kişiler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Bu kişiler genellikle aktif yaşam biçimine sahip, sosyal, zaman zaman kendini şımartan, hayata ve olaylara karşı optimist kişilerdir. IQ’ları normal yaş ortalamasının içindedir. Süper yaşlılık, genetik faktörün daha ağır bastığı, çevresel faktörün de bunu bütünleştirdiği bir grup olarak görünüyor.” dedi.
ERKEN BEYİN YAŞLANMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Erken beyin yaşlanması görülen kişilerde bazı sorunlara rastlandığını ifade eden Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, bunları yeni bilgilerin öğrenilmesinde zorluk, yeni koşullara adaptasyon sıkıntısı, geçmiş olayların uzamış travmatik etkisi, plan-program yapma zorluğu, isim ve sayı unutkanlığı ve öfke kontrol bozukluğu olarak sıraladı.
YENİ BİLGİLERİN ÖĞRENİLMESİ DEVAM EDİYOR
Süper yaşlıların ortak özelliklerine dikkat çeken Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Süper yaşlılarda pozitif ve optimist kişilik yapısıyla adaptasyon zorluğu yaşanmaz, yeni bilgilerin öğrenilmesi devam eder. 85 yaşında kitap da yazılıyor, proje de yürütülüyor, resim de yapılıyor. Süper yaşlanmada 25-30 yaş öncesinin belleği var . Dolayısıyla plan, program yapmaya devam ederler” dedi.
YAŞLANMAYI GECİKTİRMEK İÇİN BU ÖNERİLERE KULAK VERİN!
Süper yaşlanma için tavsiyelerini de sıralayan Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Daha fazla okuyup yazmak, kendi gizli kalmış yeteneklerinizi geliştirme, örneğin 50 yaşından sonra ebru eğitimi almak, piyano eğitimi almak gibi yeni hobiler öğrenilebilir. Kendi yaş gruplarından farklı gruplarla zaman geçirmek ve yaşının sağladığı güven, statü, olanaklar, cebindeki para gibi değerlerin oluşturduğu ortama konfor alanı deniyor ve bunun dışına çıkabilmek lazım.”diye konuştu.
KADINLARDA RİSK FAKTÖRLERINE DİKKAT!
Kadınların beyin sağlığını erken yaşlanma açısından tehdit eden etkenlere de dikkat çeken Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, beynin nörohormonel, nörokimyasal dengesini değiştiren ve beynin yıpranma faktörlerini harekete geçiren menopoz ve erken yaşlanma belirtisi kabul edilen kronik depresyonun daha fazla görülmesi şeklinde sıraladı.
Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, ayrıca kadınların tüm dünya üzerinde yaşadığı ekonomik, kültürel ve sosyal zorluklarla karşılaştığı problemlerin kadınlarda beyin yaşlanmasını daha fazla tetikleyen ve artıran bir diğer etken olarak görüldüğünü ifade etti.