İtalya’da sosyal, kültürel, ekonomik değişimlerin başladığı, terör olaylarının arttığı 1970’lerde küçük burjuva Borghetti ailesi Roma’daki yeni apartman dairelerine taşınır. Konforlu bir yaşam sürmesine karşın maço, sadakatsiz, bencil iş adamı kocası Felice, güzel, iyimser, verici İspanyol göçmeni Clara’yı mutsuz etmektedir. Genç kadın üç cocuğu Adriana, Gino, Diana ile yalnızlığını giderir. 12 yaşındaki kızı Adriana gökyüzüne bakıp yukarıdan bir sinyal gelmesini bekler, kendini erkek gibi hisseder, erkek gibi giyinir. Herkesin ona Adriana değil Andrea demesini ister. Babasına kafa tutarak annesini korur.
İtalyan yönetmen çoçukluğundan esinlendiği dramatik komedi L’immensita’da kimlik ve cinsiyet arayışını, ataerkil toplumu, toksik erkekliği, transeksüelliği,bağnazlığı, geleneksel İtalyan ailesini anlatır. Bu sadece Adriana’nın, yönetmen Crialese’nin öyküsü değildir, 70’lerin İtalya’sında kimliklerini,cinsiyetlerini arayan çocukların da öyküsüdür. Koyu katolik ülkede kadınlar kocalarından kolayca boşanamazlardı. Bağımsız, cesur kadınlara başka gözle bakılırdı. İtalyan kadını ideal anne olmalıydı.
Crialese filminde kadın ya da erkek olmaktan öte insan olmanın değerini, dünyaya neysek o şekilde geldiğimizi, öncelikle kendimize inanmamızı, yaşam yolculuğunda seçimler yapmak gerektiğini, toplumun direttiklerine karşın başka alternatiflerin olduğunu vurgular.
Once We Were Strangers’da (1997) sert, bağnaz babasını, aile dramı Respiro’da (2002) sıradışı bir anneyi, Terra ferma’da (2011) sığınmacılığı, Nuovomondo’da (2006) yoksul bir ailenin İtalya’dan ABD’ne göçünü anlatan Crialese, Uçsuz Bucaksız’da 70’lerin popüler şarkıcıları Rafaella Carra, Patty Pravo, Adriano Celentano’nun hit parçalarına yer verdi . Clara, Carra ve Pravo rollerinde Penelope Cruz ışıldıyor. Emanuel Crialese’nin senaryosunu yazıp yönettiği Luana Giuliani, Vincenzo Amato, Marie Chiara Goretti,PatrizioFrancioni’nin oynadığı Uçsuz Bucaksız gösterime girdi.